Müslümanlar iman ve aksiyon bakımından İslam'ın arzuladığı kıvama ulaştıkları zaman, tek kelime ile Müslümanlar hakiki müslüman oldukları zaman, Hristiyan aleminin inançları kökünden sarsılacaktır.
Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberlerdedir. Müslümanlık bilmem ama, galiba göklerdedir.
Reklam
Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dört ile on dört arasında çocuklardı. Üzerlerinde asker elbisesi olmasına ve Paşa'nın seçtiği zabitlerin nezareti altında olmalarına rağmen, asker terbiyesi görmüyorlardı. Kazım Karabekir Paşa, çocuklarda,
Sayfa 117Kitabı okudu
(BAKARA SURE) Âyet (9)!... Onlar Allah’ı ve imân etmiş kimseleri aldatmak isterler. Halbuki onlar kendi nefislerinden başkasını aldatamazlar da bunun farkında olamazlar.." (İZAHI)! "...Evet: Münâfık olanlar, kendi kanaatlerini gizlerler, müslümanlara karşı kendilerini müslüman gösterirler. (Onlar) bu hareketleriyle haşa (Allah Teâlâ’yı ve İman etmiş kimseleri) hakikî mü’minler! (Aldatmak isterler.)\nAldatmak hayaline kapılırlar da bu cehaletlerinin, bu bozuk kanaatlerinin ne kadar yanlış, ne kadar akıl ve fikre aykırı olduğunun farkında bile olamazlar. (Halbuki onlar kendi nefislerinden başkasını aldatamazlar da) gafîl, câhil herif ler (Bunun farkında olamazlar.) Böyle zelil bir durumda yaşar dururlar.."
Komşusu açken kendisi tok yatan hakiki müslüman, gerçek mü'min olamaz. Onların sevgisini, yardım duygusunu onlara hizmet imkânını bizden esirgeme ya Rabbi!
Mekke'de tarikat tasavvufun ancak İslam'ın zahiri hakikatle, yani şeriatla uyumlu olduğu müddetçe kabul edilebilir olduğunu vurgulamıştır. Bu durumda, Nakşibendiler tanınmış âlim Muhammed el-Gazali (ö.1111) tarafından savunulan "ılımlı" tasavvuf geleneğini takip ediyorlardı. Gazali kanunun tüm sınırlamalarının istisnasız takip
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
İspanyol hükümdarları tarafından sıkıştırılan Gırnata Müslüman devletinin elçi göndererek, II. Beyazid yardım istemesi, Osmanlı'nın islam aleminin hakiki koruyucusu rolünü ortaya koyan olaylardan biriydi.
Şirkin itikadi olanı var, ameli olanı var, kavli ve fikri olanı var. Hakiki Muvahhid Müslüman itikadi, ameli, kavli ve fikri her türlü şirkten uzak durandır.
"Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!"
Sayfa 150 - Mehmet Akif ErsoyKitabı okudu
Farz edelim ki Hz. Peygamber'in Bedir Savaşı'nı yaptığı gün o civarda develerini güden bir çobanız. Efendimiz Aleyhisselâtü vesselâm ile Ebû Cehil taraftarları Bedir kuyuları yakınında savaşa tutuşmak üzereler. "Şöyle yüksek bir tepeye çıkayım da yaşanan savaşı seyredeyim" denirse inkârcılar zümresinden olunur. "Ya Rabbi, bunlardan kim haklı ise ona yardım et!" diye dua edilirse yine inkârcılardan olunur. Çünkü insan bu dünyaya sadece hangisi haklı, hangisi haksız bilmek için gelmemiştir."Ya Rabbi, Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v.)'e yardım et, onu muzaffer kıl!" diye dua edilirse bu sefer de günahkâr bir fâsık olunur. Çünkü o an dua etme zamanı değil, eyleme geçme ânıdır. Hakiki bir müminin yapacağı ise şudur: Olaydan haberdar olur olmaz, yerinden öyle bir fırlayışla atılır ki savaş alanına kadar birkaç kez yüzüstü yere kapaklanır. Eline ne geçerse, ne bulursa onunla savaşa katılır. Müslüman, Hak-bâtıl mücadelesinde Hak'tan yana ta- vır alan ve bütün insanların iki cihan saadeti için tebliğ vazifesini, bütün gücüyle, bütün imkânlarıyla ömrünün sonuna kadar yerine getiren insandır. Ne mutlu bizlere ki böyle bir dinin mensubu ve böyle bir peygamberin ümmeti olma şerefini bahşettiği için Cenabı Allah'a ne kadar şükretsek azdır.
Sayfa 50
Reklam
Partiye patırtıya ne lüzum var...?
İslamiyete hizmet için partiye patırtıya, cemiyete, teşikata ne lüzum var? İnsan evvela kendisi iyi Müslüman olmalı. İslamiyeti hareketleriyle yaşamalı ve Allah'ın emirlerini halka bildirmeli. Zaten halk, hakiki Müslüman olunca, geriye bir şey kalmaz ki.. ..
İstiklal İstikbaldir.
Manevi hürriyetini ilk sıraya koyup onun için mücadele etmeyen bir milletin istiklali, kısa sürede bayrak ve milli marşa indirgenecektir. Gerçek istiklale nazaran bu ikisi oldukça küçüktür. Bu nedenle de her yerde Müslüman halkların hakiki bağımsızlık mücadelelerinin yeniden başlaması elzemdir.
Müslüman köktenciler, beraber anıldıkları Protestan grupların aksine, teoloji ve kutsal metinlerin yorumlanması konularında ana akımdan farklı değildir. Eleştirileri en geniş anlamıyla toplumsaldır. Onlara göre İslam dünyası yanlış bir yola girmiştir. İslam dünyası­nın yöneticileri kendilerine Müslüman deyip İslam'ı yalandan taklit ederler, ancak aslında onlar şeriatı yürürlükten kaldıran, yabancı ve kafir yasaları ve adetleri benimseyen mürtetlerdir. Onlar için tek çö­züm, hakiki Müslüman yaşam tarzına geri dönmektir ve bunun için mürtet hükümetlerin ortadan kaldırılması önemli bir ilk adımdır. Köktenciler, Batı'yı Müslüman toplumu çürüten kötülüğün kaynağı olarak görmeleri bakımından Batı karşıtıdır, ancak öncelikli saldırıları kendi yöneticilerine ve liderlerine yöneliktir.
Sayfa 34
bir Müslüman, bir fert olarak var olamaz. Yaşamak ve hayatını bir Müslüman olarak idame ettirmek istiyorsa bir çevre, cemiyet ve düzen yaratması gerekmektedir. Dünyayı değiştirmek zorundadır. Aksi hâlde kendisi değişime tabi olacaktır. Tarihte hiçbir hakiki İslami hareket yoktur ki aynı zamanda siyasi bir hareket olmasın. Bunun nedeni İslam'ın bir din olmanın yanı sıra bir felsefe, ahlâk, düzen, tarz ve bir atmosfer, tek kelimeyle entegre bir hayat biçimi oluşudur. İslami bir inanışla birlikte gayri İslami şekilde çalışmak, kazanmak, eğlenmek ve davranmak mümkün değildir.
Resmi olarak bağımsız görünen bu ülkeler, hakikatte istiklale erişemediler çünkü gerçek istiklal her şeyden önce manevi bağımsızlık demektir. Manevi hürriyetini ilk sıraya koyup onun için mücadele etmeyen bir milletin istiklali, kısa sürede bayrak ve millî marşa indirgenecektir. Gerçek istiklale nazaran bu ikisi oldukça küçüktür. Bu nedenle de her yerde Müslüman halkların hakiki bağımsızlık mücadelelerinin yeniden başlaması elzemdir.
1.225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.