Tabi, bunların hepsi hoşgörüden kaynaklı
Tebrizli Sarazenler (Müslüman) çok kötü, ahlaksız insanlardır; Muhammed'in yasalarına göre kendi inançlarına sahip olmayan kişileri soyarak her şeylerini almaya hakları vardır ve bu bir günah teşkil etmez; Hıristiyanlar tarafından öldürülür veya zarar görürlerse de şehit sayılırlar. Dolayısıyla onları yöneten efendilerinin kontrolü ve yasakları doğrultusunda yaşamasalar çok kötülük yaparlar. Sarazenlerin hepsi bu yasalara uyarlar. Hayatlarının sonuna geldiklerinde rahipleri onlara Muhammed'in Tanrı'nın hakiki elçisi olduğuna inanıp inanmadıklarını sorar, onlar da buna inandıklarını söylerlerse kurtulurlar; günahlarının bu kadar kolay bağışlanması sayesinde her tür ahlaksızlığı yapma imkanları olur; Tatarlara (Moğollar) da bu inancı kabul ettirdiklerinden onların da herhangi bir suç işlemesi yasak değildir.
Sayfa 62 - Alfa Yayınları
Biz ki hakiki Müslüman'ız. Aldanırız fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz.
Reklam
Resulullah (s.a.v.) bile Mekke'de neredeyse on üç sene samimiyet ve gayret testinden geçmedi mi? O ki Rabb'imizin en sevdigi kuludur, "Allahım şunların başlarına bela ver diye niyazda bulunsa belki de tüm zalimler hak ettiklerini bulacak ve her sey o anda düzeliverecekti. Ama o, dişleri kırılıncaya kadar taşlandığı, tüm vücudu kanlar içinde kaldiği hâlde asla zarafeti bozulmayan, zulüm gördüğünde acı içindeyken bile gösterdiği tavrlarıyla Hiristiyan bir çocuğun Müslüman olmasına vesile olan en güzel kul, tek hakiki kul ne dedi: "Allahım bilmiyorlar, onları affet. Bilmiyorlar." Eğer ki Allah'ın en sevdiği kul bile bu samimiyet ve tekāmül testlerinden geçtiyse siz neyi sorguluyorsunuz Allah aşkına!..
Sayfa 296Kitabı okudu
Biz ki hakiki Müslüman'ız. Aldanırız fakat aldatmayız. Bir hayat için yalana tenezzül etmeyiz.
"İslam kendini sosyal hayatın dışına atmak isteyen modernleşmeci elitlerle, kendi menfaatlerine basamak yapmak isteyen istismarcıların tehdidi altındadır. İslam hakiki değerleri içeren bir dindir. Bu değerler hayatın her alanında geçerlidir... Din ve yaşam arasındaki bağı koparmak için kuşkusuz evrene ve insana müdahale etmeyen bir din anlayışına ihtiyaç var. Deizm bu iddiayı temellendirir... Müslüman zihin hayatın hiçbir anını Allah yokmuş gibi yaşayamaz..."
'' Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir. Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir! ''
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Çünkü gerçek ba­gimsızlık her şeyden evvel manevi bağımsızlıktır. İlk evvela manevi bağımsızlığı için mücadele edip kazanmayan halkın bağımsızlığı kısa bir süre sonra sadece milli marş ve bayrağa indirgenir ki bu iki şey hakiki bağımsızlık için çok yetersizdir. Müslüman halkların gerçek bağımsızlığı için mücadele, her yerde ve yeniden başlamalıdır.
Kaç hakîkî Müslüman gördümse, hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, gâliba göklerdedir!
İslâm biliminin uygulamaları...
Bu İslam bilimi,modern pozitivist Batı biliminin aksine, fen bilimlerini bilgelikten ayırmaz. Pozitivizm, gayeler ve sonsuzluğa açılış meselesini gündelik bilgiden kopuk bir metafiziğe bırakarak, bilimleri sadece tabiatı ve insanı kullanma tekniklerine indirgedi. Aynı pozitivizm, insanın gerçek susuzluğunu tatmin etmek için, sadece ve sadece
Sayfa 128 - TimaşKitabı okudu
1,000 öğeden 801 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.