Hazret-i Ali oğulları Hasan ve Hüseyn'i yanına çağırıp öğüt verdi:
Benim iki gözümün nurları! Allaha kulluktan ayrıl mayınız! Dünya size gelse bile siz ondan kaçın! Dünyada herhangi bir şey elde edemediğiniz için kasavet çekmeyiniz! Daima Hakkı söyleyiniz! Yetimlere acıyınız, zavallılara imdat ediniz! Her işiniz Allah için olsun! Zâlime düşmanlığınız ve mazluma sevginiz hep Allah için... Allah'ın emrini yerine getirirken işlerine gelmeyenlerin hiçbir sözünü dinlemeyin!"
Acıda olsa hakkı söyleyiniz. Hz.Ömer
Reklam
Acıda olsa hakkı söyleyiniz Hz. Ömer
Hakkı söyleyiniz. Mahlûkattan hiçbirisine meyletmeyiniz. Malayaniyi terk ediniz. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte; ‘Kişinin malayaniyi (faydası olmayan şeyleri) terk etmesi, onun Müslümanlığının güzelliğindendir" buyurdu.
– Anna Andreyevna, madrabazın biri! O, seni de beni de bütün dünyayı da aldatır! Öteki bayanla sorunu daha iyi halledeceğini bildiğim için seni bekledim. – O bayan da kim? – Mme Andrakova. Ben her şeyi biliyorum. Onun sendeki mektuptan korktuğunu kendin söyledin… Utanarak: – Hangi mektup? Yalan söylüyorsun… Onu gördün mü, diye homurdandım. –
Platon gözüme benimle konuşmaya tenezzül etmeyecek kadar seçkin ve soylu göründüğünden, dönüp Aristoteles'e baktım, nitekim o da hiç vakit kaybetmeden söze girerek diyalektik tarzıyla bana ders vermeye başladı. "Söylesene sevgili Kant/ şu senin iyi niyet diye adlandırdığın şey nedir?" diye sordu. İşte şimdi pratik felsefemin
Sayfa 54 - Kırmızı kedi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“– Benim iki gözümün nurları! Allaha kulluktan ayrılmayınız! Dünya size gelse bile siz ondan kaçın! Dünyada herhangi bir şey elde edemediğiniz için kasavet çekmeyiniz! Daima Hakkı söyleyiniz! Yetimlere acıyınız, zavallılara imdat ediniz! Her işiniz Allah için olsun! Zâlime düşmanlığınız ve mazluma sevginiz hep Allah için... Allah’ın emrini yerine getirirken işlerine gelmeyenlerin hiçbir sözünü dinlemeyin."
Mustafa Kemal, Sofya‘daki askeri ateşelik görevini yürütmekte iken birinci Dünya Savaşı başlamıştır. Enver Paşa’dan kendisine rütbesine göre cepheye gitmesi ile ilgili görev verilmesini talep eder. Enver Paşa,” sizin için orduda daima bir görev mevcuttur. Fakat Sofya ataşemiliterliğinde kalmanız daha mühim telakki edildiği içindir ki, sizi orada bırakıyoruz” deyince Mustafa Kemal şu cevabi bir yazıyı gönderir:” vatanın müdafaasına ait fiili vazifeden daha mühim ve acil bir görev olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofyada Ateşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınaf subayı olmak liyakatinden mahrum isem, kanaatinizin bu ise, layık değilsem lütfen açık söyleyiniz.” Bir süre bekleyen Mustafa Kemal, cevabın gelmeyeceğini düşünerek eşyalarını toplayıp İstanbul’a dönme hazırlıklarına başlar. Tam hareket edeceği gün Enver Paşa sarıkamış harekatında olduğu için kendisine vekalet eden İsmail Hakkı paşa imzalı bir telgraf gelir. Bu telgrafta Mustafa Kemal’in 19. tümen Komutanı atandığını bildirmektedir.
Şaşılacak hadiselerden biri şudur ki Adem aleyhis-selamın buğdayı yeme hadisesi gerçekleşip de arza inmesi emredilince her melek kendisine farklı bir dille cennetten çıkarıldığını haber verdi. Lakin Adem aleyhisselâm bunların hiç biri ile amel etmedi. Sonunda melekler bu hâli Cenâb-ı Hakk'a arz ettiler. Cenâb-ı Hakk da melekelere, "Türk dili ile söyleyiniz." buyurdu. Bir melek gelip "Yâ Adem, kalk." deyince Adem aleyhisselâm o onda yerinden kaktı ve cennetten çıktı.
"Yani Allah'ı anlatınız, Peygamberleri anlatınız, ölümü hatırlatınız, hakkı söyleyiniz, iyiliği emrediniz ve kötülüğü yasaklayınız tâ ki duanız kabul olsun."
Sayfa 87 - TimaşKitabı okudu
Reklam
“Toplumsal uğraş yönünden düşündüğümüz zaman, biz yaşamını, bağımsızlığını kurtarmak için çalışan kimseleriz, zavallı bir halkız! Bundan ötürü her birimizin hakkı vardır. Yetkisi vardır. Fakat çalışmakla bir hakkı elde ederiz. Yoksa arka üstü yatmak ve yaşamını çalışmaktan uzak geçirmek isteyen kişilerin bizim toplumumuz içerisinde bir yeri de yoktur. O halde söyleyiniz baylar! Halkçılık toplumsal düzenini emeğine, hukukuna da yatmak isteyen bir toplumsal uğraştır.”
Allah'tan Korkmuyor Musunuz?
Hayır için kullanılırsa televizyon bir nimettir. Ama siz, bunu şer için kullanıyorsunuz. Fuhşun dorukta olduğu ahlaksız ilişkileri gösteren filmler bile oynatıyorsunuz...Homoseksüellere cesaret veren filmleri bile oynatıyorsunuz. Yeri gelince Müslümanım diyorsunuz. Siz ne biçim Müslümansınız, bu isimden utanmıyor musunuz? Ne demek istiyorsunuz,
Sayfa 189
Hakkı söyleyiniz!
Mübarek Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki: "Hakkı söylemeniz ömrü azaltmaz, rızkı kısaltmaz."
"ŞİA GERÇEĞİ ve İRAN... İhsan Şenocak'ın Kaleminden."
Büyük Yürüyüş Allah Rasulü “kuruluş”, sahabe ise “yükseliş” dönemidir. Risaletin bereketi ve sahabe olmanın feyziyle onlarca yıl, yıllara sığdı. Hicaz ve çevresi insanlığın diriliş havzası oldu. İslam önü alınamayan bir hızla yayıldı, şehirler, ülkeler İslam Devleti’ne katıldı. O günleri tahayyül edin. Sürekli yeni fetihler var. Mısır, İran ve
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.