Farkında değil misiniz?
Hepimiz hayat boyu kendi zindanlarımızı oluşturuyor sonra oluşturduğumuz zindanlara kendimizi mahkûm ediyoruz.
En acısı da bütün emeklerimizin bu zindanı inşa etmeye gitmesi...
"Hakikat şu ki, hepimiz kendi yarattığımız zindanda yaşamaya mahkûm edildik." (s. 248)
Hiç düşündünüz mü ne için
Çocukluğumdan beridir süregelen bir alışkanlıktır benim için günlük tutmak. Kimseye anlatamadıklarımı satırlar ile itiraf etmek ise artık bir nevi terapiye dönüştü. Defterimi açıp bir süre durdum. Ne kadar zamandır yazmıyorum diye. Sonra ne kadar da yorgunum kelimeleri başladı dökülmeye. Yazdıkça yaptıklarımın pişmanlıkları ve sevinçlerinden
Kırılan kalp yine sever mi?
Üstad “Evet”demiş.
Yine sormuşlar:
Üstadım siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?
Üstad yine cevap vermiş:
Peki sen hiç bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi??
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
Normal insanlar Mark Twain’i küçükken okuduğu için bu yazarın okuduğum 21311. kitabı diyebilirdi. Ama
Bilal Günaydın normal insanlar gibi küçükken kitap okumadığı için, yazardan okuduğu ilk kitabı sayılabilir. Kitabın konusuna geçmeden önce incelemeyle ilgili ufak bir anekdot anlatalım.