“İnsan bir davasında,bir teşebbüsünde kendini haklı gördüğü halde halkın,hem de vazifeleri dışında ve haksız yere alayına maruz kalırsa ne kadar canı sıkılır!
Alıntı
süregiden her tartışmanın kan davasına dönüşmesinin tek sebebi var. Haklı / haksız mevzuundan öte tek sebep, üslupsuzluk. Üslup öyle kırılgan bir mevzu ki, haklıyı dibe haksızı arşa yükseltiyor. Öfkeye yenik düşmemek zor, ama bu yüzden de erdem gerekli zaten.
Reklam
"İnsan bir davasında, bir teşebbüsünde kendini haklı gördüğü halde halkın, hem de vazifeleri dışında ve haksız yere alayına maruz kalırsa ne kadar canı sıkılır!"
Av. Bozkurt NUHOĞLU
Deniz Gezmiş ve arkadaşları davasına yeniden bakılabilir mi? Bu kararları veren mahkemelere dışardan baskı yapılmış midir? Politik etkenler kararlar üzerinde ne dereceye kadar etkili olmuştur? Bu sorulara cevap vermek ve açıklık getirmek kanımca bir hukukçudan öte her yurtseverin görevi ve kullanması gereken bir hakkıdır. Ben bu olaya bugün
Sayfa 182 - EverestKitabı okudu
“Gizli ilme dair bir misal istersen Rum halkıyla Çinlilere ait hikâyeyi söyle: Rum halkıyla Çinlilerin ressamlıkta bahse girişmeleri Çinliler “ Biz daha mahir ressamız, dediler. Rum halkı da dedi ki: “ Bizim maharetimiz daha üstündür.” Padişah “Sizi imtihan edeceğim; bakalım hanginiz dâvasında haklı” dedi. Çinlilerle Rum diyarı ressamları
Geylan Dımeşki'nin Öldürülmesi veya Siyasi Fetvalar
Burada şunu da belirtelim ki, Ömer b. Abdilaziz döneminde Kaderiye'nin yılmaz savunucusu Gaylân'a gösterilen müsamaha, daha sonra hilâfete gelen Hişam b. Abdilmelik zamanında gösterilmemiştir. Nitekim Gaylân'ın, gerek özelde Emevî halifesi olan Hişam, gerekse genelde Emevîlerin, “ilâhî hakk ve cebr adına” yaptıkları zulümleri alenen kınamaya devam etmesi ve bu görüşü benimseyenlerin giderek çoğalıp artmak suretiyle kendisi için önemli bir tehlike arzetmesi üzerine onu yok etmeye karar verir. Böylece insanın özgür iradesini savunmak suretiyle yapılan zulüm ve baskıları kınamayı sürdüren Gaylân, ya davasindan vazgeçecek ya da yok edilecektir. Ancak halkın gözünde idamı meşru göstermek için, onun, “Şam'ın en meşhur fakihi" kabul edilen ve aynı zamanda “Beni Ümeyye'nin tayin edilmiş bir memuru olan” Evzâî ile; halife Hişam'ın önünde münakaşa yapması istenir. Münakaşa düzmece bir münakaşadır ve işin sonunda Gaylân, Evzâî'nin de fetvasıyla feci şekilde idam edilir. Aslında olay, tekfir ve tadlil silahını kullanarak siyasî muarızları halkın nazarında küçük düşürmek ve onların umumi hayata etkilerini ortadan kaldırmaktan ibarettir. Bunun için de Emevî sultanları, kendi görüşlerini benimseyen fakihleri kullanmaktan kaçınmamışlardır. Nitekim gerçekte ise, mütekellimler arasında cereyan eden münakaşalarda asıl ayırt edici hüküm, her zaman siyasî otoriteye ait olmuştur. Akideler, siyasî oyun içinde dönüpdolaşır; ancak her zaman haklı olan, sultan ve onun fakihidir. Her zaman haksız olan ise, muarızlardır, muhaliflerdir!..
Sayfa 130-131
Reklam
135 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.