Bir çocuk kalsa Musa olur Aksa'da
Küçük bir çocuktum Evimizde ailemle yemek yemiş Babamın şakalarını gülmüştük Kardeşim benle uğraşıyordu Salonda tam onu köşeye sıkıştırmış Üstüne yürüyordum Bir yandan kahkaha atıyor Bir yandan kaçıyordu
Ahh filistinim! kanlı, gözü yaşlı filistinim Kimsesiz kalan kardeşlerim Ailesini beton yığınlarından o küçük parmaklarıyla kurtarmaya çalışan kardeşim.. Bize öfkende haklısın,haklısın, haklısın ! Ahh çileli kardeşim ummetin derdini sana bıraktık Affeder misin ellerini senin için Rabbine açıp dua edebileni...
Reklam
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
HAYATIN ÇIĞLIKLARI Doktorun odasından çıktığımda moralim oldukça bozuktu. Kolesterolüm yüksekmiş. Diyet yapmalıymışım. Elimde yememem gerekenlerin listesi ve reçeteyle yürürken hayatımda hiçbir zaman diyet yapmadığımı düşündüm. Dahası, şimdiye kadar bana dayatılan hiçbir yasağa gönül rızasıyla boyun bile eğmemiştim. İçimdeki asi ruh burada da
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Resim