Ama sen hala başvuruyordun ve sonunda kabul olundun; dün­yayı yıldırarak dünya vatandaşı oldun. Dünyayı gözümden düşürdün. Senin vatandaşı olduğun dünya, artık öyle erişil­mez, anlaşılmaz değildi, daha iyi abanana kendini sunuyor, gel diyordu demek ki. Dünyayı, hatta gökyüzünü gözümde soldurdun. Senin, onun içindeki rahat hareketlerin ve onun buna ses çıkartmayışı beni dünyasız, göksüz ve vatansız bı­raktı.
240 syf.
·
Puan vermedi
Dünya tarihini okudum. Birçok hoca ve öğretmenle gö­rüştüm. Sürekli düşünüyorum ve öyle sanıyorum ki, yeryü­zündeki birçok millet hâlâ vahşilikten kurtulamamıştır. Yalnız bugünkü vahşilik başka şekilde oluyor. Başka milletlerin topraklarını işgal eden kumandanlardan niçin bu kadar saygıyla bahsedildiğini anlamıyorum. Büyük İskender, Anibal, Scipion, Cesar, Charlmange, Napoleon vedaha bunlar gibi binlerce kumandan, başka halkların top­raklarını işgal etmekten başka ne yapmışlardır? Gerçi bu işgaller sonucunda büyük devletler meydana ge­liyor; ama sayısız insan da sıkıntılardan ve açlıktan ölüyor. Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde ahlâksızlık, hırsız­lık, sefalet, sefahet, çatışmalar, toplumsal nefretler artıyor ve herkes kabalaşıyor. Baba serveti veya okul diplomaları sayesinde, halkın yu­varlandığı çürümüşlük ve yozluk bataklığından kurtulmuş ve sağlam zemine basabilmiş olanlardan hiçbiri, milyonlarca halktan birini bile, karanlıklardan kurtarmak için parmağını bile oynatmıyor. Bunlar cahil, sarhoş ve aç bir halktan oluş­muş büyük bir devletin, bataklıklar üstüne taşlardan yapılmış yüksek kalelerden farksız olduğunu bilmek istemiyorlar.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Akıl Çelen Kitaplar · 202198,8bin okunma
Reklam
İnsan öyle bir yaratıktır ki varoluşun yalnızca belirli nitelikleri değil, başlı başına kendisi onun için bir sorunsaldır. Şu ya da bu durum, mesela bir yabandomuzu için bir sorunsal olabilir, ama teori hâlâ geçerlidir. Çünkü insanlar kendi durumlarıyla bir sorun, ikilem, endişe kaynağı, umut ilkesi, külfet, armağan, yılgıya da saçmalık olarak yüzleşebilen özgün hayvanlardır. Bunun nedeni insanın özellikle, muhtemelen yabandomuzunun olamadığı bir biçimde, kendi varlığının sonluluğunun farkında olmasıdır. İnsan daima ölümün gölgesinde yaşayan belki de tek hayvandır.
Sayfa 27 - Ayrıntı yayınları
Nalıncı Baba Padişahın İşi Ne! Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşallah. - Hayır mı şer mi
Nitekim, Hruşçov-Mao çekişmesi, insanoğlundaki o ezeli iktidar hırsının işçi diktatörlüğü hayalinden daha cazip olduğunu belirtiyor. Yine bu çekişme; "Önce Ruslar, sonra dünya işçileri; önce Çin, sonra dünya işçileri; kısacası önce millet, sonra sınıf" gerçeğinin hâlâ yaşadığını ortaya koyar. Marsel Quessant ne güzel söylemiş, "Milliyetçilik o kadar dürüst, öyle tabiî bir duygunun karşılığıdır ki, onu inkâr edenler bile irsiyete boyun eğerler. Ve İtalyan Marksçıları Orta Çağların Venedik, Toskana, Liküri Cumhuriyetleri burjuvalarını andırdıkları halde; Bolşevikler Birinci Petro'nun, Birinci Pol'ün, Katerina'nın gidişlerini hatırlatan usûllere itibar ederler."
394 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bence de Gurur ve Önyargı
Öncelikle kitabın tartışma oluşturan ismi hakkındaki görüşümü bildirmek isterim. Başlıkta da olduğu gibi bence de Gurur ve Önyargı, çünkü kitabın ana karakterlerinin sorunları gurur ve önyargı, aşksa nihayi sonuç, gurur ve önyargısını yenenler için. O yüzden ben kitaba bu ismi daha çok yakıştırdım. Hikayeyi beğendim bu tarz edebiyat adı
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202375,3bin okunma
Reklam
"Kendini nasıl bir şeyin içine soktuğunun farkında mısın Angelina?" diye sordu. Baldırındaki kılıftan bir bıçağa uzandı- ğında kocaman gözlerle izledim. Göğsüme doğru yönelttiği kocaman bıçağı takip ettim ve bıçağın hafif kıvrımlı ucunu gömleğimin ilk düğmesinin altına taktı. Pürüzsüz metal yüzeyinin üstünde kurumuş kana benze- yen
Sayfa 158
·
Puan vermedi
Ey Âdemoğlu! O elma zehirli, hâlâ anlamadın mı? Bunca kaos ortamı, yangınlar, hastalıklar, iflaslar, ölümler, depremler, seller, afetler ve açlık seni neye hazırlamak için? Bizlerden neyi saklıyorlar? Aklının kontrolünü kaybeden herkes “neye inanacağımızı şaşırdık” diyerek denize düştü ve yılana sarıldı. Oysa zehir şifaydı, plan ise yılan. Yalan da yılandı ve o da şeytana aitti. Bir şeyi anlamayıp inkâr ettiğinizde o şeyin esaretinden de kurtulamazsınız. O yüzden başımıza gelen her şeyin olanlara bir bahane olabileceğini önce bir anla ve başla. Oku! Susma, durma, hakkını ara, inan, niyet et, dua et, çalış, irade göster, harekete geç, anla ve uyan! Artık ismimi değiştirmek için çok geç. Geri dönmek için de öyle. Nerede ne ne yapıyorum, neciyim… Hiçbir şey için geriye dönüş yok. Senin için de öyle! Bizi yok etmek için her şeyi yapacaklar. Madem bu dünya ve bu vatan bizim, o zaman onlara nasıl savaşılacağını gösterelim! Gül, dalga geç, alaya al, inanma ama silkelen! Sen uyursan savunmasız insanlar mahsun olur, aileler yıkılır, tabiat bozulur, ölümler artar, hastalıklar boyut değiştirir. Yangınlar çoğalır, iklimler bozulur, deprem ve tsunamiler her şeyi alır götürür. İnsanlık susuz kalır, aç kalır, köle olur ve şeytanın elinde yok olur gider! Sen uyursan, her şey mahfuz kalır!
Mahfuz
MahfuzEray Hacıosmanoğlu · Hayy Kitap · 2022406 okunma
Ey Âdemoğlu! O elma zehirli, hâlâ anlamadın mı? Bunca kaos ortamı, yangınlar, hastalıklar, iflaslar, ölümler, depremler, seller, afetler ve açlık seni neye hazırlamak için? Bizlerden neyi saklıyorlar? Aklının kontrolünü kaybeden herkes “neye inanacağımızı şaşırdık” diyerek denize düştü ve yılana sarıldı. Oysa zehir şifaydı, plan ise yılan. Yalan da yılandı ve o da şeytana aitti. Bir şeyi anlamayıp inkâr ettiğinizde o şeyin esaretinden de kurtulamazsınız. O yüzden başımıza gelen her şeyin olanlara bir bahane olabileceğini önce bir anla ve başla. Oku! Susma, durma, hakkını ara, inan, niyet et, dua et, çalış, irade göster, harekete geç, anla ve uyan! Artık ismimi değiştirmek için çok geç. Geri dönmek için de öyle. Nerede ne ne yapıyorum, neciyim… Hiçbir şey için geriye dönüş yok. Senin için de öyle! Bizi yok etmek için her şeyi yapacaklar. Madem bu dünya ve bu vatan bizim, o zaman onlara nasıl savaşılacağını gösterelim! Gül, dalga geç, alaya al, inanma ama silkelen! Sen uyursan savunmasız insanlar mahsun olur, aileler yıkılır, tabiat bozulur, ölümler artar, hastalıklar boyut değiştirir. Yangınlar çoğalır, iklimler bozulur, deprem ve tsunamiler her şeyi alır götürür. İnsanlık susuz kalır, aç kalır, köle olur ve şeytanın elinde yok olur gider! Sen uyursan, her şey mahfuz kalır!
Gökyüzü maviliğinden soyunuyor Akşamdandır diyorlar, dünya hala dönüyorsa Öyle dalgın, umarsız... Sorsam neyi, bağırsam kime, beni kim anlar? Bir kaçık şair diyecekler Anca yalnız, kanca yalnız. . .
Reklam
"Biz çocukken hayat daha güzeldi ..." dedi. "Ama şimdi öyle değil..." "Hayır" diye karşılık verdim. "Hayat hala güzel. Ama biz çocuk değiliz."
“Gençken sınırsız olasılıklarla dolu bir dünyada yaşadığımıza inanırız. Gitmediğimiz bütün yollar hala açık bir şekilde önümüzde durmaktadır. Hayat sürprizlerle doludur ve bizi beklemektedir. Ancak öyle bir gün gelir ki, bir şeylerin ortasında olduğumuzu hissederiz.”
Sayfa 85 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Ben 26 kuzenim 30 yaşında ama hala yan yana gülmeden namaz kılamiyoruz🙂yanyana gelince gülemeyeceğiz diye ödümüz kopuyor 😂 Az önce kapıyı kitliyip öyle namaz kıldım.
“ben o kız çocuğunu büyüttüm kenara koydum ama içimde bir köşede hala kendi başına salıncakta sallanıyor öyle işte.”
Resim