Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.30
Kim kimin karısı, kim kimin öz çocuğu, kim kimden dünyaya gelmiş ve kim kimin akrabası biraz anlamak güç olsa da mitoloji kitabını sonunda bitirmiş bulunmaktayım. :)))) Bu seride en fazla zorlandığım kitap, serinin bu kitabı oldu.
Mitoloji hakkında sağdan soldan duyduğum bilgiler dışında herkes kadar bilgiye sahiptim (hala öyleyim aslında :D ahahahha ) şaka bir yana hala çok hakim olduğumu söyleyemesem de şu an en azından birkaç adım ileri gidebildim.
Mitoloji bir hayli uzun bir geçmişe dayandığı için öyle birkaç kitap okumak ya da birkaç film seyretmekle anlaşılmıyor. Her kıtanın hatta her ülkenin hatta ve hatta her yerleşkenin bir mitoloji geçmişi var.
Mitlerin daha anlaşılır kılınması için kitabı hazırlayanlar tarafından kitap; Antik Yunan, Antik Roma, Kuzey Avrupa, Asya, Amerika Kıtaları, Okyanusya, Antik Mısır ve Afrika olarak konulara ayırılıp ele alınmış.
İnanışlar, birbirini tekrar eden ve örnekleyen imanları bolca görüyoruz. Her mitolojide birbirine çok yakın başlangıç ve bitişler mevcut. Destanların, hikayelerin nasıl da inanış haline geldiği ve zamanla ya kaybolduğu ya da küçük bir grup tarafından hala sürdürülmeye çalışıldığı gibi bilgiler de mevcut.
Şu anda okuduğumuz mitoloji zamanında toplumların dinleriydi. Ve bundan birkaç yüzyıl sonra şimdi inanılan dinleri mitoloji adı altında anlatıp, okuyacaklar. Şimdi mitoloji okurken nasıl tepki veriyorsanız kendi inandığınız dinlere de bir bakıp eleştiri yapmanızı tavsiye ederim.
#weyward #emiliahart
Uzun zamandır orjinalini takibe aldığım, okumak istediğim bir kitaptı. Malesef orjinal kapak yapılmadı ve bu da hoş olsa da orjinalini verdiği kitaba özgü havayı verememiş. Konusundan kısaca bahsedeyim. 3 farklı zaman diliminde 3 ayrı kadının hikayesini okuyoruz. 1619 yılında Altha; 1942 yılında Violet; 2019 yılında
Martin Eden
"İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dim; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi bana biçilen kıymetteki gözle görülür ve ani artış nedeniyle bu konuda sürekli şüphelerimi gidermem gerekiyor ama değişmedim. Aynı kemiklerin üzerinde aynı ten, ellerimde aynı, ayaklarımda aynı on parmak. Aynı adamım. Ne yeni bir erdem sahibi oldum ne de yeni bir gücüm var. Beynim, eski beyin. Edebiyatta veya felsefede yeni bir fikir ortaya atmadım. Kimse beni istemezken hangi kıymete sahipsem şimdi de öyleyim. Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için, ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o. Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar. Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran, herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için, kabul ve para için mi istiyorsun beni?"
S.457
Âhh, canım Mart. Hayatına, mücadelene, aşkına ortak olmak ne güzeldi. Yukarıdaki alıntı aslında kitabın özeti niteliğinde ama Martin Eden'in dünyasına mutlaka ortak olmalısınız.
Dikkat ağır duygusallık içerir!
Bu yazı kitap hakkında bir yorum değildir. Bu yazı kitabın bana hissettirdiklerinin sadece ufak bir kısmıdır.
Kalbim kırık. Kelimenin tam anlamıyla kalbim zaten kırıkken okuduğum bu kitap, kalbimi bin parçaya bölüp ateşe attı ama o ateşi nasıl söndüreceğimi de gösterdi. İyi ki okumuşum, gerçekten o kadar gerçek bir hikayeydi ki. Kendimle
184 syf.
10/10 puan verdi
Başlamadan önce kitabın başlangıç ve sonuna :
ibb.co/enFZAf
Uygun olarak tabiki bunu dinleyerek başlayalım:
youtu.be/Z1_T7D8rGOc
Ne diyorduk? Hiçbir şey demiyorduk. Kalıveriyorduk...
İnsanlar tarafından hor görülmek midir? Başta öyle sanabiliriz, bilirim, bildim, dım... Ancak ilerledikçe, akan bir ırmağın kaynağından çıkıp, ne
472 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
"Riyanın altın çağını yaşadığı bu dünya artık bir çirkef çukurudur. Siz hala bu dünyaya inanıyor musunuz?"
Bir üçlemenin ikinci kitabı olan Yeşil Peri Gecesi düşmüş bir kadın olarak çizilen genç ve güzel bir kadının hikayesi gibi görünerek başlamaktadır. Çocukluk travmasıyla alınan yanlış kararların, aileye isyan etmeye çalışırken
Orwell edebiyatının gücüne selam
İlk okumamın üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmiştir. O yaşlarda üniversite öğrencisi; hayalleri,gelecek endişesi, değerleri üzerine dünya kurmak olan biriydim (Hâlâ öyleyim)
Çok etkilenmiştim.
Bu kitabı özlediğimi farkettim ve yeniden okudum.Şimdilerde 2021 Mart ayında, 30lu yaşlarda başka türlü etkilendim.
Orwell Edebiyatın gücü, akıcılığı,metaforları, çift yönlü bir yergide bu kadar başarılı olması kitabın en güçlü yönleri. Değişen emirler, insana dönüşen domuzlar, yeniden yazılan tarihler, anımsanmayan güzel günler, çalışkan sadık ama cahil halkın sonu,iktidarın büyüsü...
Her yönüyle çok güçlü ve hiçbir zaman güncelliğini yitirmeyecek bir kitap.
Kendi adıma bu kitapla yetinmeyip üzerine yazılanları da okumayı planlıyorum.
Ezcümle,
Mutlaka okunmalı, herkese okutturulmalı.
Sevgiyle...
Selam millet
Maeve Kerrigan serisinin 9. Kitabıyla geldim
Serinin bizde çıkan son kitabı olduğu için oldukça üzgünüm şu an çünkü tam 9 aydır @herteldenkitapkulubu ile birlikte seriyi okuyoruz ve 9. Kitap tam biz 8. Kitabı okurken çıktı
Böyle serileri ay ay okumayı seviyorum
Siz serileri peş peşe mi yoksa aylara bölerek mi okuyorsunuz?
Bitirir bitirmez inceleme yapamadım önce sindirmem gerekti yoksa spoiler dolu ve aşırı duygu yüklü bir şey ortaya çıkacaktı... Bu yüzden en son incelemeye gerek bile görmedim Martin kendi anlatsın... Ama tek söyleyebileceğim değer kazanılmaz, zaten herkes en başta kendi için en değerlisidir, çevreniz sizin değerinizi arttırıp, azaltamaz ...
Tezer özlü..
Türk Edebiyatının gamlı prensesi.
Bir süredir okuduğum kitaplarla ilgili inceleme yapmıyordum. Derin bir hiçliğin içerindeydim. Ki hala öyleyim. Okuduğum diğer kitaplar okunup geçti benim için lakin bu kitapta kendimi buldum diyebilirim. İçerlediğim duygularıma ve kelimelere dökemediğim hislerime tercüme edilmiş kitap. İçimde bir anda tezer özlü aşkı doğdu bu kitapla. Kafkaseverler için çok akıcı ve manalı bir kitap olan bu kitap tozpembe yaşayan kişiler için pek bi mana ifade etmemekle beraber sıkıcı gelebilir.
Içeriğe gelecek olursak, Yazar kendi yaşadıklarını edebi bir dille bizlere sunmuş. Alıntı yapabileceğiniz bir çok mükemmel sözlerle dolu.
Bence siz bu kitabı ben de yazarın diğer kitaplarını okumalıyım :)
