Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hale Betül Çevik

Hale Betül Çevik
@halebetulcevik
Yüksek Lisans
Kırıkkale-İzmir
izmir, 24 Şubat 1998
10 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Platon, doğru sanının yaşamın sürmesi için bilimsel bilgi kadar yararlı olduğunu belirtmiştir.
Sayfa 53
Reklam
Dünyadaki her şey değişiyorsa böyle bir dünyada aklın kavrayacağı ne vardır?
Sayfa 51
Kendinizi bilmeniz, ilk olarak bir insan olmanın ne demek olduğu bilmeniz, ikinci olarak, olduğunuz insan olmanın ne demek olduğunu bilmeniz, üçüncü olarak, olduğunuz insan olmanın ve başka biri olmamanın ne demek olduğunu bilmeniz anlamına gelir.
Sayfa 41

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Arkeolojik araştırmaların kanıtladığı gibi, dinsel betimlemeler ancak 40 ya da 50 bin yıldan beri vardır. İnsan, çok kez yırtıcı hayvanların kaba gücüne karşı koyamadığı ve kendi yaşamı avdaki talihine bağlı olduğu için, yabanıl hayvanlara olağanüstü nitelikler yakıştırmaya koyuldu. Hayvanlarla kendisinin ortak atalardan geldiğini, hayvanın etini ve derisini feda ederek, kendisini yaşattığını düşünüyordu. Klanın atalarını ve koruyucu ruhlarını bazı hayvanlarda görme olayı, totemizm adını aldı. İnsanlar yalnızca hayvanları değil, otları, ağaçları da totem, yani klanların ataları ve koruyucuları olarak görmeye başladılar daha sonra. İnsanın ilk dini budur.
Seramik kültürü öylesine önemli ki, seramiğin çeşit ve süsleme biçimlerine bakıp o çağda bölgeler arasındaki etkilenmelerin ya da istilaların yönünü belirleyebiliyoruz çoğunlukla.
Reklam
İklimin Kuzey Yarımküre’de sıcağa doğru kesin değişimi, giderek büyük buzulların da kaybolması, yaşamı baştan aşağıya değiştirdi; ve bitki örtüsü ile hayvansal tablo bugünkü biçimini aldı. Başlarda, hiç olmazsa Batı Avrupa’da, iklimdeki bu yumuşama insanların yaşamını da hemen kolaylaştırmış olmadı. Tersine rengeyikleri kuzeye, Baltık bölgesine doğru çekilince avlanmanın başlıca kaynağı kurudu ve beslenme güçlükleri başladı. İnsanlar, balık avcılığı ve yiyecek toplayıcılığıyla yetinir oldular. Sanat da gerçekçi niteliğini yitirir bu arada; kuru bir sembolizme varır. Yazıya doğru gelişimin yolu açılmıştır.
Başlangıçta, sadece çalışırken, şu ya da bu eyleme uygun düşen ve çoğu "emir kipi" olan tek tük kelimeler kullanılıyordu. Bu çığlıklar yavaş yavaş insanların belleğinde yer etti ve onların ne anlama geldikleri bilinçlerine yerleşti. Çalışma eylemlerinin gelişmesi, bu çığlıkların birbirinden ayırt edilmesine yol açtı. Bu olay, ses organlarının değişikliğe uğramasını hızlandırdı öte yandan. İş sırasında karşılıklı konuşmak ve anlaşmak zorunluluğu karşısında, başlangıçta azgelişmiş olan gırtlak, kelime halinde sesler çıkarmaya yetenekli bir organa dönüşmek üzere, değişikliğe uğradı. ... Ne var ki, tarihinin başlangıcında, insanlığın çok kapalı küçük topluluklara bölünmüş olması yüzünden, her grubun dili, temelinde, bağımsız bir gelişme izlemiş ve bir grubun dili öteki grubun dilinden ayrı olmuştur. Çeşitli dillerin varlığı buradan geliyor.
İnsan düşüncesi ve bilinci, soyutlama yetisi ile donanmıştır; başka bir deyişle, çevre gerçeğini, kelimelerle anlatılabilen kavramlarda yansıtmak ve bireşime gitmek olanağına sahiptir. Bu soyutlama yetisi, insanlara düşüncelerini ve duyularını kelimelerle anlatma olanağını vermiştir. Ancak, bu olanak tek başına, düzenli konuşmanın doğması için yeterli değildir. Ortak çalışma içinde gerçekleşmiştir bu. Ve dil, topluluğun bağrında, bilgi alışverişinin aracı olmuştur.
üretimdeki kazanımlar arttığı ölçüde, hayvansal içgüdüler de zayıflar.
Reklam
Köken bakımından insanlık bir ve tek olduğu için, insanlığın yaptıkları ve geçirdiği deneyimler, temelde bir ve tektir; tüm kıtalarda ayrı ayrı ama birbiçim yollardan geçmiş; ilerlemenin benzer aşamalarına varmış çeşitli kabilelerde ve kavimlerde ise bu benzerlik daha da yüksek bir yoğunlukta gözlemlenir olmuştur.
Morgan’ın toplumsal değişimde teknolojiyi insan öğesinden soyutlanmış başat bir etmen saymadığı; bugünkü toplumsal bilimlerde toplumsal değişimi dar anlamda teknolojideki değişimlere bağlayan bazı Amerikan toplumsal bilimcilerinin görüşlerinden bile söz eden kaynak kitaplarda, Morgan’ın görüşlerine kısaca değinilerek geçilmek istenmesinden de anlaşılmaktadır. Oysa açıktır ki, insan öğesinden, yani içinde kullanılacak olduğu toplumsal-ekonomik ortamdan soyutlanmış bir teknoloji, toplumsal değişimin açıklanmasında temel alınacak bir değişken olamaz. Teknolojinin etkileri, kullanılacağı bu ortam içinde ve onunla etkileşimi içinde belirlenmektedir.
Pythagoras’ın her şeyin temelini sayıya, hatta bire indirgediği felsefesinin doğasında da zaten bu birlik açıkça kendini gösterir.
Sayfa 77
… su ilkesi bir tanrıdır, yani yaşamsal güçtür.
Sayfa 69
Yıldızlara bakıyorsun sevgili Yıldız’ım; keşke gök olsam da, sana binlerce gözle baksam.
Sayfa 143
117 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.