Akış
Ara
Mesajlar
Bildirimler
Kaydedilenler
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Yasin el-Haşimi'nin Suriye'ye geçtiği gün, yani 1 Kasım 1936'da Mustafa Kemal Ankara'daki Türkiye Büyük Millet Meclis'nde bir konuşma yaptı ve bu konuşmada Halep'in limanı olan İskenderun ve etrafındaki sancak üzerinde Türkiye Cumhuriyeti adına hak iddia etmek niyetini ilan etti. On yılı aşkın bir süredir Fransa ile müzakereler devam ediyordu zaten. Atatürk bölgenin ''tamamen Türk karakteri'' arz etmesi dolayısıyla bu meselenin bütün Türk halkını ilgilendirdiğini duyurduğunda, Milletler Cemiyeti'nin etnik ulus dilini memnuniyetle benimsiyordu. Bu şekilde kriz üstüne kriz bindi ve Osmanlı kardeşliği adına kalan son ipler de nihayet koptu ve ta 1923'te, Lozan'da İsmet İnönü'nün Musa Kazım el-Hüseyni' ye verdiği Osmanlı Araplarının artık kendi başlarına olduğu ve kendi başlarının çaresine bakmak durumunda oldukları tavsiyesi mantıklı sonuçlarına ulaşmış oldu.
Sayfa 403Kitabı okudu
Suriye mandasında Fransa bir dizi ayrı siyasal birim yarattı ki, bunların varlığı Suriye milli kimliğinin gelişmesini geciktirmek üzere tasarlanmıştı. Böylece 1920'de Şam ve Halep, her biri kendi valisi ve Fransız danışmanlarıyla iki ayrı devlete bölündüler. Siyasal parçalanmayı daha da arttırmak için Fransa, Suriye'nin iki bölgesel azınlık grupları olan Aleviler ve Dürzilerin farklılıklarını, her birine ayrı birer devlet vererek vurguladı. Alevi devleti kuzeyde kıyı şehri Lazıkiye çevresinde, Cebel Dürzi devleti de Şam'ın güneyinde Dürzilerin çoğunlukta oldukları bir bölgedeydi. 1936 ve 1939 yılları arasında kısa bir süre dışında iki devlet de 1942'ye kadar Suriye'den idari bakımdan ayrıydı.
Sayfa 245 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Keklik ( Halep-1936)
Akşamüstleri kırlarda keklik sesi dinlemeyenler de
tabiata yakışan en hoş nağmeyi duymamışlar demektir.
Gölge düşmüş sulara, ürperen otlara, ovada sürülen
dönüşüne ve havada tütsülenen bahar kokusuna
yaraşan en güzel ses!
AHMET TEVFİK NOYAN
DOĞUMU, AİLESİ VE TAHSİL HAYATI
1888 yılında Isparta'nın Eğridir ilçesine bağlı Barla kasabasında doğmuştur. Babası eşraftan Hacı Ganizade Mahmut Efendi, annesi Hatice Çeşmifelek Hanım'dır. Tahsil hayatına babasının erken ölümü üzerine gönderildiği İstanbul'da başlamıştır. İlk mektepten sonra Mahmudiye Rüştiyesi,
*Kadın tekrar şişesini eline götürdü, tozu çekti ve içinde boyalı bir İstanbul filmi çevrilen başını usulcacık erkeğin dizine bıraktı. Böcek kabuğu morluğundaki gözlerinin bebeklerinde Noel çamlarına asılmış çok ışıltılı oyuncaklar gibi titreşen, dönüp dönüp pırıldaşan bir sürü hoş şekilli, çocukça şeyler oynaşıyordu; orada bir şenlik vardı.
.....''İşte,'' dedi, ''onu bunun için kullanıyorum, gidemediğim İstanbul'a kavuşmak için...Bu benim pasaportumdur.''
......Erkek şişeyi kaptı, dedi ki:
.......''Öyleyse bana da ver...Zira ben de gidemiyorum!''
*İstanbul öyküsünden bir buse
...............................................................................................................Halep, 1936
Sayfa 94 - İnkilapKitabı okudu
Arabistanlı Lawrens ın Falı
- Şu kenarda bağdaç kuran Arap iyi falbakar.
Lawrence falcının yanına gitti, bende arkasından. Falcı yüzüne bakmıyordu bile... Lawrence ın önüne sürdüğü mecidiyeye de el sürmedi. Koynunda bir torba çıkardı, içinde incecik kum dolu bir torba... Bunu yere serdi, düzeltti, sonra işaret parmağının ucu ile üzerine bir takım çizgiler çizmeye başladı.
- kan, gazve, altın! Döktüğün kan, yaptığın gazve, saçtığın altın Fırat kadar boşa akıyor. Bir çocuk başına bela getirecek başını koru. *
- sizi aşiret emiri in oğlu sandı, ona göre bişey uydurdu dedim. Lawrence şu karşılığı verdi:
- Doğru bildi, Ben dünyadaki en büyük aşiret emirin manevi oğluyum.
Evet doğru bilmiş. Lawrens İngiliz kralının manevi oğlu idi.
Halep, 1936
*: Lawrens bir motosiklet kazası sonunda kafatası çatlamak suretiyle ölmüştür.
Sayfa 55 - Bedevi Hacı Kasım ın anısıKitabı okudu
Az önce Yordam Kitap sitesinde "hasarlı kitaplar" rafını gezerken dikkatimi çeken bir yazar oldu. 
Fahri Erdinç yolu Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet ile kesişen ve yaşamı sürgünde geçen Toplumcu Gerçekçi bir yazardır. Ve bu reyonda mevcut olan %55 oranındaki indirimi de kaçırmamak adına tüm kitaplarını sipariş
Halep, 1936
Uzakta kalanlar için İstanbul'un kaldırımları bozuk değildir, sokaklarda çamur ve süprüntü yoktur; tramvaylarda ve vapurda azap çekilmez. Musluklardan Terkos yerine kevser akar, sersemletici lodos ılık bir buse, dişleyici poyrazı bir serin nefestir.
Sayfa 51 - İnkılâp KitabeviKitabı okudu