Halid bin el-Velid'e (r.a) bir keresinde şöyle sorulmuştu: "Ey Halid, bu dünyada senden daha cesur biri var mı?" O da cevap verdi: "Muhakkak ki namaz kılmadan yatanlar benden daha cesurdur."
Seyfullah (Allah'ın Kılıcı) : Halid bin Velid
Peygamber (s.a.v) savaşta Zeyd (r.a.), Cafer (r.a.) ve Abdullah (r.a.)'ın arka arkaya şehadetini anlattıktan sonra. "Daha sonra Allah'ın kılıçlarından biri sancağı aldı ve Allah onlar için yolu açtı" dedi. Yani Müslümanları güvene kavuşturan yolu açtı, demek istiyordu. Bu günden (Mute Savaşı) sonra Halid'e "Allah'ın kılıcı" adı verildi.
Sayfa 327Kitabı okudu
Reklam
Halid bin Velid
Öleceğini anlayınca ağlamaya başladı. Ağlaması ise ölümden korktuğuna değildi. Yüreğini parçalayan hasretini şöyle dillendirdi: "Ben ölümü nerelerde aradım, o ise beni yatakta buldu. Vücudumda kılıçla, mızrakla yaralanmamış bir karış yer yoktur..." Öldü ama herkes gibi ölmedi. Fethettiği topraklarda asırlardır ezan okunuyor, namaz kılınıyor. Bir kıta kadar toprağa iman sancağını dikip gitti. Mal bırakmadı, izzet ve şeref bıraktı. Öldü ama yok olmadı. O ölünce Medine'de herkes ağladı. Halife Ömer (R.a): "Kadınlar bir Halid daha doğurabilir mi ki?" diyerek hüznünü dillendirdi.
Sayfa 93
Ammar bin Yâsir (r.a.)
Kimsesiz, fakir, Yemenli bir aileye mensuptu. İslam tarihinde “Yâsir Ailesi” adıyla anılan bu aile, müşriklerin en büyük zulüm ve işkencelerine maruz kaldı. Bu işkencelerin tek bir sebebi vardı: Yâsir Ailesinin İslam nuruna bağlanmaları... Müslümanların sa­yısı arttıkça müşrikler endişeye kapılıyordu. Bedevi, vahşi müşriklerin elinde mümin­leri
Hz. Ömer'in (ra), Hâlid bin Velîd'i (ra) komutanlıktan almak istemesinin başka ve temel bir sebebi daha vardır. İnsanlar tarafından artık zaferler, İslâm'dan ziyade Halid bin Velîd'e(ra) nispet edilmeye başlan- mıştır. Çünkü Hâlid bin Velîd(ra) komutan olarak katıldığı hiçbir savaşı Allah'ın izniyle kaybetmemiştir. Hz. Ömer (ra) insanların bu bakışının, zaferlerin Hâlid'den(ra) bilinmesinin, iman noktasında zarar oluşturacağını düşünmektedir, bu yüzden de Hâlid bin Velîd'i(ra) azletmiştir. Yerine ebû Ubeyde bin Cerrah'ı (ra) komutan tayin etmiştir. Yermük Savaşı'nın ortasında Hz. Ömer'in (ra) buyruğu Hâlid bin Velîd'e(ra) ulaştırılır. Savaşın ortasında olduklarından dolayı, Hâlid (ra) mektubu ortaya çıkarmaz. Savaş bittikten sonra çıkarır. Ebû Ubeyde (ra), Hâlid bin Velîd'e(ra): "Emirü'l-Mü'minîn buyruğu budur." der ve Hâlid (ra) anında ebû Ubeyde bin Cerrah'ın (ra) askeri olmayı kabul eder. Hâlid (ra) azledilince içlerinden belki henüz yeni Müslüman olmuş, belki henüz İslâm'ın ruhunu tam anlayamamış bir zat: "Ey Hâlid, sen gibi yenilmez komutan nasıl olur da azledilir? İşte bu fitnedir." diye karşılık verir. Hâlid (ra) ise ona: "Orda dur! Ömer baştayken, fitne bu topraklara giremez." der. "Ömer içinizde oldukça fitneler zuhur etmez." "Bu Hâlid, daha önce Ömer için değil, Ömer'in Rabbi için cihad ediyordu. Şimdi de Ömer için değil, Ömer'in Rabbi için hangi vazife verilirse o vazifede cihat etmeye devam edecektir." diyerek itimadın en zirve örneğini sergilercesine konuyu kapatır.
Sayfa 43
“Sizin yaşamayı sevdiğiniz kadar, ölmeyi seven bir orduyla geldim.” -Halid Bin Velid (r.a)
Reklam
Hâlid bin Velîd(ra) ileriki zamanlarda Allah Resûlü'ne (sav): "Ya Resûlullah (sav)! Vallahi ben de Ali ne anlattıysa aynı şeyi anlattım. Ben anlatınca iman etmediler, Ali anlatınca niye iman ettiler?" deyince Efendimiz (sav): "Söz başkadır, üslûp başka ey Hâlid!" buyurmuştur. Bizler bugün fıkıhta hâlâ Hz. Ali'nin (ra), o zorlu günlerde, Yemen'deki üç ayda verdiği fetvaları kullanmaktayız.
Sayfa 58
Peki, Hz. Ömer (ra) neden böyle bir şey yapar? Çünkü fetihler gerçekleştikçe halktan: "Hâlid varsa zafer vardır!" cümlelerini duymaya başlar. İnsanların itikadının: "Allah (cc) varsa zafer vardır." olması gerektiği halde zaferler Hâlid bin Velîd'den (ra) bilinince Hz. Ömer (ra): "Bu Hâlid'e de toplumun inanışına da zarardır!" diyerek bir haber gönderip onu komutanlıktan azlettirir.
Sayfa 62
Halid Bin Velid (r a)
Halid Bin Velid Allah yolunda, bizzat savaşçı olarak katıldıkları hariç 90 savaşta İslam ordularına kumandanlık etti. İster savaşçı, ister kumandan katıldığı hiç bir savaşı kaybetmedi.. Vefat ettiği gün ise yatağındaydı! Diyordu ki; Vücudumun (istisnasız) her yerinde ya ok, ya kılıç ya da mızrak yarası vardır. Ama ben ayağı bağlı develer gibi yatakta ölüyorum. Korkakların gözüne uyku girmesin! Peki Halid Bin Velid neden şehid düşmedi? Çünkü Peygamber Efendimiz (SAV) onun hakkında; "Ey Halid sen, Allah'ın (kendi düşmanlarına karşı) kınından çıkardığı bir kılıcısın." buyurdu. Cevap aslında Hadis-i Şerif'in içinde verilmiş! Çünkü Halid bin Velid Allah'ın kılıcıdır. Allah'ın kılıcı savaş meydanında kırılmaz.. - Yarab! çıkar yeryüzündeki kılıçlarını kınından bizleride o kılıçlardan bir kılıç eyle..
Reklam
Halid Bin Velid (r.a) şöyle demiştir; "O kadar savaşa katıldım. Vücudumda bir karış yer yoktur ki; üzerinde kılıç, ok veya mızrak yarası olmasın. İşte ben yatağımda ecelimle ölüyorum. Korkakların gözüne uyku girmesin!"  "Korkaklık ömrü uzatmaz, cesaret ömrü kısaltmaz..."
Halid bin velid (r.anhum)a sordular bir adam arkandan konuştu halid bin velid şöyle cevap verdi kendi sayfası kendisi doldurur.
217 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.