Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
288 syf.
·
Puan vermedi
Türkiye'de herkes tarih meraklısıdır. Ancak popüler tarihçilik fazla gelişmemiştir. Yazmaya çalışan akademisyenler anlaşılır bir dil kullanmazlar. Akademisyen olmayıp yazanlar ya tarih meraklılarıdır ya da kin ve nefret tarihçiliği ürünüdür. Yazar farklı kaynakları kullanarak ilgi çekici konular üzerinden popüler üslup kullanarak herkesin anlayabileceği ve sıkılmadan okuyabileceği bir eser ortaya çıkarmıştır. Bazı bilgileri Halil İnalcık'ın ''Türk İdari Teşkilatı Tarihi Ders Notları''nda kabul ettiği dönüm noktalarına uygun yazılmıştır. Kitap yazarın başka kitabı olan Baltacı ve Katerina (Osmanlı –Rus İlişkileri ve Baltacı Katerina Hadisesinin İç Yüzü) 'dan Osmanlı - Rus ilişkilerine bağlantılı şekide ilerler kitabın son kısımlarında. Kitap esas olarak başlangıç seviyesinde değildir. Osmanlı üzerine herhangi bir okuma gerçekleştirmemiş okuyucu kitabı okurken sıkılacaktır çünkü oldukça fazla bilgiler verir. Genel hatları itibari ile okunması kolay, anlaşılır ve oldukça iyi hazırlanmıştır. Boyutu az olması bazı olayları çok kısa geçmesine neden olmuştur. Kendince önemli gördüğü hususlar üzerinde durmuştur. Farklı konular alınabilir miydi evet kitapta yer almayan önemli olaylar bazı anlatımlarla yer değiştirebilirdi. Lise ve üniversitede derse yardımcı olarak kullanabilirsiniz. ayrıca Osmanlı Devleti'ne meraklı iseniz okumalısınız. İlginizi çeken konuları ayrı şekilde incelemenizi de sağlayacaktır. Öğretmen arkadaşların dersler arasında değişik anlatımlar adına yardımcı olacaktır.
Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi
Herkes İçin Kısa Osmanlı TarihiErhan Afyoncu · Yeditepe Yayınevi · 2017305 okunma
Ona göre insanın değeri peşinde olduğu bilgiyle, mutluluğu ise Allah'a dair maʼrifetiyle doğru orantılıdır.
Sayfa 84
Reklam
...ilk risalesini kaleme aldığında daha 14 yaşında..
Sayfa 31 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
Hz. Peygamber (s.a)"Davetçi ve tebliğci olarak gönderildim,fakat hidayet için elimden bir şey gelmez; İblis dalâlete düşürücü olarak yaratıldı,ancak dalâlet için onun da elinden bir şey gelmez." buyurmuştur.
Sayfa 156
...peygamberler ma'rifeti yüce mertebeden vahiyle elde ederken, müşahede erbabı olan ârifler daha aşağı bir mertebeden ilham yoluyla elde ederler. Buna göre dünyada peygamber ve âriflerden başka akıl ötesi mertebesine kimse ulaşmaz; ârifler dışındaki insanların bu mertebeye erişmesi de ancak öldükten sonra olur.
Sayfa 94 - Aynü'l- Kudât El-Hemedânî
Şöyle der: "O'nun isimlerinden birisi "el-Musavvir"dir ki sûret veren demektir. Ancak ben diyorum ki O, "Musavver "dir, yani sûret gösterendir." Allah'ın isim ve sıfatları sûretler ve şahıslar hâlinde temessül edince bu sıfatlari gören kimse onu bizzat Hakk'ın kendisi zanneder. O değildir fakat O'ndandır.
Sayfa 138 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
Reklam
Zira aşk, ulaştığı yerdeki her şeyi yakıp kavuran ve kendisinden başka bir şey bırakmayan bir ateştir.
Hz. Mustafa (s.a) dedi ki: "Kim dünyaya dayanır ve ona meylederse Allah onu cehennem ateşinde yakar, rüzgârlarin savurduğu küle döner." Bu sözler, mülk âleminin erbâbının yerini, dünyanın çocukları ve sevenlerinin durumunu beyan etmektedir. "Kim ukbâya dayanır ve ona meylederse Allah onu âhiret ateşiyle yakar ve o kimse kendisinde menfaat bulunan altına döner." sözü ise âhiret ve melekût ehlinin durumunu açıklamaktadır. "Kim Allah'a dayanır ve ona meylederse Allah onu nûru ile yakar, o kimse paha biçilemez mücevhere döner."
Sayfa 126 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
Aynü'l-Kudât'ın öldürülmesi daha çok birtakım siyasi beklentiler, âlimlerdeki kıskançlık ve taassub, Aynü'l-Kudât'ın eleştirilerindeki sert ve yaralayıcı dil, Selçuklu yönetimine karşı muhalif duruşu ve yöneticilerin yanlış uygulamalarına karşı çıkıştaki gözü karalığa varan cesareti vb. sebeplere bağlanmıştır. Ancak bütün bunlara ilave edilmesi gereken bir başka sebep ise kendinden iki yüz yıl önce aynı sona maruz kalan Hallac-ı Mansûr için de geçerli olan "sırrın fâş" edilmesi meselesidir.
Sayfa 63
Dünya sevgisi de karın şehvetinden kaynaklanır.
Sayfa 164 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
Reklam
Nefsin vatanı sol boşluk, kalbin vatanı ise sadırdır.
Baltacı Mehmet Paşa rahmetlisi ile sonradan 1. Katerina adıyla Rus İmparatoriçe'si olan Deli Petro'nun meşhur metresi Livonyalı Marthe Rabe arasında bir gönül hikâyesinin yaşandığını hiçbir ciddi kaynakta okuyamazsınız. Baltacı'nın, Katerina'yı çadırına aldığını ve bir gecelik beraberlik karşılığında barış antlaşmasına razı olduğunu da okuyamazsınız hiçbir ciddi kaynakta. Fakat devşirme fiskosu, Osmanlı Devleti'ni Osmanlı Ailesi ile birlikte kuran Çandarlılar'dan Koca Halil Paşa'yı nasıl Bizans casusu olarak kabul ettirdi ise, bu ünlü Türk komutanını da bir gecelik zevk uğruna Rusları imhâ etmekten vazgeçen uçkur düşkünü bir serdar olarak tanıtmaya muvaffak olmuştur. Bakın Rıza Nur ne yazıyor: "… Petro her şeyi ile esir düştü. Kendisine sârâ nöbetleri geldi. Maneviyatı bitti. Fakat karısı Katerina tedbir aldı. Mücevheratı ile beraber Baltacı'nın çadırına gitti ve birkaç gün kaldı. Bu kadın yüzünden Prut muahedenâmesi yapıldı. Petro serbest bırakıldı." Rıza Nur, takip eden satırlarda Baltacı'nın "biraz cevahir almak" ve "şehvetini hoşnut etmek için bu adi işi yaptığını, bu sebeple kendisini Türklük mel'unları arasına katmak lâzım geldiğini" yazıyor. Bu kitabın ilk baskısının 1924-1926 senelerinde 54 sıra numarası ile Maarif Vekâleti tarafından basıldığı hatırlanırsa, yukarıdaki palavra resmen tasdik edilmiş demektir!
Sayfa 172 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Başımda aşkının öyle nazı var ki...
Sayfa 52 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
Şehit
20 Temmuz’dan bugüne kadar Terörle Mücadelede 403 şehit verdik İşte Gün gün şehitlerimiz 20.07.2015 Adıyaman (Çatışma) Şehit Uzm. Onbş. Müsellim Ünal(22)Kayseri/Develi 22.07.2015 Şanlıurfa/Ceylanpınar (Saldırı) Şehit Polis Memuru Feyyaz Yumuşak(25)Kırşehir/Kaman Şehit Polis Memuru Okan Açar(24)Niğde 23.07.2015 Diyarbakır/Yenişehir
Ma'şûk bizi kendi ehlinden sayıp yadigâr vermişse, kilim ister siyah olsun ister beyaz her ikisi de birdir. Kim bunlar arasında fark görürse aşk konusunda henüz hamdır, pişmemiştir. Dost elinden ister bal ister zehir, ister şeker ister Ebû Cehil karpuzu, ister lütuf ister kahır aynıdır. Kim lütfun ya da kahrın âşığı olursa, o kendisinin âşığıdır ma'şûkunun âşığı değildir. Sultan ister aba isterse özel taç versin, alan kimse için yeterlidir; âşık başka bir beklentiye girmez.
Sayfa 142 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.