Biz ne dünya savaşı gördük ne de dev ideallerimiz için yaşamlarımızdan vazgeçtik. Başımıza gelen yenilikleri savuşturmaya çalışmakla geçti zaman. Aşkı, kavgayı ve sanatı duyduklarımızla bildik. Tanrı terk etti bizi dedi Nietzsche, acıtacak kadar haklıydı. Kulağımı dayadım da bir yirmi sene yer kabuğuna tek ayak sesi gelmedi. Dağlara kar yağdı, denizlere ay ışığı, hepsi aşksız gün batımları gibi ziyan oldu. Biz ne kalemin hakkını verebildik ne çekicin ne tüfeğin. Kartvizite kesti dünya paranın etrafında döndü. Ak tolgalı beylerbeyleri haykırmadı, hiçbir şehri kuşatmadık, burçlardan üstümüze kızgın yağlar akmadı. Sarıkamış'a kayağa, Viyana'ya turla gittik. Haçlı olup da yanlış bir Tanrı'nın buyruğunda çöllerde seraplar bile görmedik. Kendimizle savaşırken biraderim nezle olduk anlayacağın. Zayıflamış kullanılmamaktan yüreğimiz, farkında olmadan gider olduk. O yüzden şu sararmış sayfada okuduğun, sana karşı duyduğum bir mahcubiyettir kuşağıma dair.