Şimdi herkes “kimseye hak ettiğinden fazla değer verme” diyor. Değer verirken hesap yapmadım ki “sen bu kadar edersin” diye. Yine olsa neyim varsa veririm ama değmiyorsa üzülmem. Bu benim ayıbım değil ki, onların vefasızlığıdır..!
Bazı zamanlar daha bir dokunulmaz oluyor insan. Daha ağrılı, daha kızgın, daha ince, daha kırılgan, daha karanlık... Halis Karabenli
Reklam
Hayatınızdaki insanları memnun etmeye çalışırken, aracınızın ön camı fazlasıyla kirlenmiş, görüş mesafeniz iyice azalmış olabilir. Oysa hayır diyebilmek güçlü bir silecektir.
Ama boynun, kuşların yollarını kaybetmemek için göğe bıraktıkları bir iz gibi güzel hala..
Sayfa 113
"Tüketilmek için başlanan şeyin adı, hayattır. Bunun olması gerekenlerin olmadığı olmaması gerekenlerin de olduğu zaman anlarsınız."
Bazıları hiçbir yere ait olamıyorlardı.
Sayfa 43
Reklam
Derin bir pişmanlıkta boğulup kaybettiğine dönecek cesaretin olabilir. Ama bir kere yarı yolda bıraktığın artık yüzünü sana çevirir mi sanıyorsun?
Daha ne kadar kaybolurum bilmiyorum ama bir daha sana dönmem.
Bütün gücüyle duvara çığlıklar atanlar bilir: Birine tüm canınla sarıldıysan, ne yapsan içinden çıkmıyor artık o.
Reklam
Fark edilmek için ölmeyi bekliyorsanız fark edilmenin ne önemi var o zaman ?
Artık seni sevmiyorum, diyemem. Fakat içimde, o ilk başlardaki sevinç yok. Nasıl feci bir sona sürüklendik bilmeden? Bu, daha fena değil mi?
Biri gelip içimin ışığını kapatsın lütfen. Her şeyi mahveden bu insanlarla göz göze gelmek istemiyorum artık.
Suyun kenarına gelip timsahlardan korkarak su içen bir ceylanın ölümle susuzluk arasında yaptığı tercihte susuzluğun daha ağır basması ve ölürken bile "buna değer " dediği suyu içmeye çalışması gibi bütün kemiklerin un ufak olurcasına sarılmak...
Yavaş yavaş çürümek gibi bir şey bu. Dışarıdan sapa sağlam gözüküp içinde ağrılar taşımak ve bunu hep hissetmek.
Resim