(SAHABE-I KIRAMDAN Halit bin velid.r.a) bir ordu ve rasulullah ile beraber Savaştan dönerken ihtiyacı olduğu için ordudan geri kalmış .ve geldiğinde Ordunun olmadığını görmüş.Yüksek bir yere çıkmak istemiş böylece orduyu görürüm demiş..Çok yüksek bir yere çıkınca ..kos kocaman 70 bin kişilik bir Gayri müslim (müslüman olmayan ) hıristiyan kavmi
Halit Bin Velid Bizans komutanlarından birine şöyle diyordu: "Sizin yaşamaya karşı olan hırsınızdan daha fazla ölmeye (şehid olmaya) karşı istekli olan bir orduyla geldim."
Ahir zamandayız ve dönem korku çağı, insan işsiz kalmaktan korkuyor, eşsiz kalmaktan korkuyor, kendi nefsimi ve hazlarimi tatmin edemem diye korkuyor. Etraftakiler ne der ya benle arkadaşlık etmezlerse diye korkuyor. Ya benim müslüman kimliğimi ve tebliğ mücadelemi görüp ya benle ticaret etmezlerse diye korkuyor. Bir Allah'tan korkmayan etrafı ilah edip binler ilahtan korkuyor. Ve Halit bin Velid bunlara karşı diyor ki; korkakların evi yıkılsın..
20 yaşındaki Usame İslam ordusunun komutanlığını yapıyor. Arkasında Hz Ömer,Hz. Osman, Hz. Ali, Halit Bin Velid, Ebu Süfyan gibi İslam ordusunun en büyük komutanları var ama en önde 20 yaşlarında Usame…
Mekke'nin fethinin üzerinden henüz 9 yıl, Hz. Muhammed(sav) vefatının üzerinden 7 yıl geçmişti. Halife Hz. Ömer'in yola çıkarttığı İyaz b. Ğanem ana komutasındaki Halid bin Velid emrindeki 8 bin kişilik İslam ordusu ile Kuzey Mezopotamya'ya doğru ilerliyordu. Ordunun içerisinde Sahabelerden oluşan bin kişinin üzerinde bir kuvvet
HALİT BİN VELİD
İslâm’ın büyük kumandanı Halid bin Velid’in, savaşın kı-zıştığı hengâmede başındaki sarığına bir mızrak ucu değmiş ve sarığı miğferi ile beraber düşman saflarının arasına doğru yuvarlanmıştı.Her şeyi bırakıp sarığın peşinden koşmaya başladı. “Ey kumandan, kendini tehlikeye atıyorsun!” dediler. “Ne ehemmiyeti var?” dedi, “Yıllardan beri sarığımın içerisin-de Resûl-i Ekrem’e (sas) ait üç tane kıl taşıyordum,düşmanın eline geçer diye korktum.”
* * *
O büyük kumandan, Hazreti Muhammed gibi bir Peygambere sevginin ve saygının gereğini ders veriyor, O’nu delicesine seviyor, canından aziz bildiğini bu hâdise ile bir kere daha gösteriyordu. Belki de zaferlerinin arkasında O’na ait bir parçayı taşıyor olmanın lütfunu görmekteydi. O sevgi ve alâka olmasa idi, O’na (sas) ait âsâr bugüne kadar muhafaza edilemezdi.
Günümüz insanlarının en çok muzdarip olduğu konulardan biri de vaktini verimli bir şekilde değerlendirememektir. Kitabımız Hz.Ebubekir(r.a),Ömer Bin Abdulaziz,Halit Bin Velid(r.a),Mus'ab Bin Umeyr(r.a),Hasan El-Benna,İmam-ı Azam Ebu Hanife (r.a), Hadice(r.anha),Hansa (r.anha) gibi hayatını İslama adamış mübarek insanların hayatlarından kesitleri çok anlaşılır bir dille bizlere sunmaktadır.Onların hayatlarını okudukça dert sahibi olacak sadece saatlerin değil artık dakikaların hesabını yapmaya başlayacağız. Kitabımız ;Kahire'deki kahvehanelerde dolaşıp,uyuyan bir ümmeti uyandırmaya çalışan Hasan el-Benna gibi bizleri de cehaletin uykusundan uyandırmaya yardımcı olacaktır.