Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hiç de estetik olmayan görsellerle karşınızdayım. Taşınıyoruz. İlk kitaplardan başladım. Zaman içinde bir hayli kitap toplamışız evimize. Elime aldığım her kitap bir milisaniyeliğine de olsa beni başka bir ana götürüyor. Annemin genç kızlığında İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’e imzalattığı neredeyse o her yeri çizili kitaplar. Annemin ben 10
Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi... *İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar: Son sözün nedir? Der ki: Ben Allah'a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah... Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur.
Reklam
Akif'in kaleminden...
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya. Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Fiyakası Nedir Hayatın?
Kendime en çok on yedi yaşımda benziyormuşum, buldum o çocuğu Gençlik Parkı’nın önünde. Yıllar seni eskitememiş dostum, ifaden aynı… Yarısı tebessüm yarısı korku dolu o çehre suçlarımla göz göze gelmemek içinmiş meğer o resimden bugüne gözlerimi kaçırarak bakışım, hâlâ suç gibi duruyor o bakış gözlerimde.
Yalanlar söylediler , durdum dinledim , yalan olduğuna hiç ihtimal vermedim , yalan söylemek nedir bilmiyorum . İnandım, kalbim işitmedi , anladım öte. İyidir mine dedim be izledim , yanıldım ve şaşırdım . Sahi ben dengeli bu aptalık hali ile zehir zemberek zeka ile yol almak yordu . Üzüldüm ve devam ettim . Devam etmek zor , dinlenemez miyim bir köşe başı , salya sümük bir ağlamaklı ?
Bonne journée :)
'Kadın ve Erkek' birbirini tamamlamak için tasarlanmıştır daha doğrusu ben öyle olduğuna inanıyorum. Daha kendi keşfimizi yapmadan aşık olan zihinlerimiz yüzünden çok sıkıntılar çektik ve çekmeye devam ediyoruz. Bu iki türü birbirine yaklaştırmak hiç zor değildir, bir kaç hormonun hareketlenmesi yeterlidir. Peki bu iki türü birbirinden ayıran nedir dersek! Benim cevabım öncelikleridir. Kadın psikolojik ihtiyaçları giderilmediğinde hayatı cehenneme çevirme kudretine sahiptir; çünkü erkek temel ihtiyaçları karşılanmadığında cehennem zebanisine dönüşür. Yani hayatımızdaki kadınlar bize cenneti ya da cehennemi sunabilirler... Her şey bir kişinin menfaatsiz sevmesiyle düzelebilir... Sevgi geçerli tek recetedir. Kendine kahve ısmarlama hâli...
Reklam
En büyük ilham kaynağın nedir?
Bu soruda önce biraz düşündüm aklıma hiçbir şey gelmedi. Ama aklımda bir kelime bağırıyordu ''Annem'', Evet sanırım en büyük ilham kaynağım annem. Bazen tartışsam da birbirimize kızsak da en sonunda yine annemin şefkatli kollarına koşuyorum. Ona danışıyorum, ondan fikir alıyorum ve günün sonunda onunla var oluyorum. Bana yap dediği şeyleri yaptığım için pişmanlık duymadım. Yapma dediği şeylerin çoğunluğu pişmanlıkla sona erdi... Neredeyse... Hala yol alırken ona danışıyorum ve aileme babama, kardeşime. Ailem benim en büyük ilham kaynağım. Çünkü bu zamana kadarki başarılarımın arkasında onlarında fikirleri var. İyi ki varlar. Peki bu soruya aile yerine başka bir kelime söylemem gerekseydi? 'başarı' derdim. Çünkü insanoğlunun genel ilham kaynağı bana göre başarı. Başarılı olduğumuz zaman kendimizi var hissediyoruz. Bazılarımız ona sıkı sıkı tutunuyor. Bazılarımızın tutunacak tek dalı başarı oluyor. Hepimizinki farklı olabilir tabii. Başarılarıma ve aileme Peki sizin ilham kaynağınız ne? Her güne 1 soru çok hoşuma gitti. Sonuçta burası bir edebiyat dünyası değil mi? İnsanın kendini tanıyabilmesi için bazı soruları sorması ve bunları bir yere yazması gerektiğine inanıyorum. Ben de buraya yazma kararı aldım. Bunu okuyan ve düşüncelerini paylaşmak isteyen herkes yazabilir. :)
İnternet nedir ?
İnternet, İnter (arasında) ve net (ağ) kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır gelmektedir. Bu da “Ağlar arasında” anlamına gelmektedir. İnternet birbirleri ile bağlı olan telefon hatlarına benzer bir mantıkla çalışır. Dünyanın birçok yerinde de internet hala var olan telefon hatları vasıtasıyla iletilmektedir. Ülkeler arası örülü karasal hatlar bulunmaktadır. Ayrıca internetteki tüm uluslararası iletişimin %99’u deniz ve okyanusların altına döşenmiş Submarine Communications Cables (Denizaltı iletişim kablosu) adlı fiber kablolar ile sağlanmaktadır.
14 Haziran 1926 İzmir Suikasti komplosu sonrası Devrim Hükümetinde yoğun bir biçimde karşı devrimcileri yoketmek ve susturmak adına hareket başladı. Bunun için önceden kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu (4 Mart 1925) çok ağır bir biçimde devreye sokularak karşı devrimci olarak kabul edilen İstanbul basını tümden susturuldu. Ardından İstanbul başta olmak üzere İzmir'den Trabzon'a dek olan hatta ki tüm esnafın kontrolünü elinde tutan Kara Kemal'in (v. 27 Temmuz 1926) peşine düşüldü. Ardından İtibar-ı Millî Bankası'nın kurucusu ve bu banka yoluyla krediler vererek karşı devrimci zengin sınıfını finanse eden eski maliye bakanı Cavid Bey (v. 26 Ağustos 1926) tutuklandı. Böylece Devrim hükümeti Karşı devrimci basından sonra karşı devrimci sermaye sınıfını ele geçirmiş oldu. Bu komployla büyük bir sermaye transferi yapıldı. Lakin karşı devrimciler raison d'etat (devlet çıkarı) olgusuyla 1931'den itibaren tekrar bürokrasiye ve meclise yerleştirildi. Sağcı tayfa Türkiye'nin, Osmanlı'nın devamıdır diyorlar... Peki o zaman devrim yasaları nedir? Bir devletin devamıysanız ıslahat ya da reform yaparsınız; devrim, eski sistemi yani devleti yıkıp yerine yeni bir sistemi ve devleti ikâme etmek demektir. Sağcı tayfa, halüsinatif travmaları sebebiyle hala Türkiye'yi Osmanlı'nın devamı olarak görmeye devam edip, karşı devrimcilik yapmaya devam ediyorlar.
Sağcı tayfa Türkiye'nin, Osmanlı'nın devamıdır diyorlar... Peki o zaman devrim yasaları nedir? Bir devletin devamıysanız ıslahat ya da reform yaparsınız; devrim, eski sistemi yani devleti yıkıp yerine yeni bir sistemi ve devleti ikâme etmek demektir. Sağcı tayfa, halüsinatif travmaları sebebiyle hala Türkiye'yi Osmanlı'nın devamı olarak görmeye devam edip, karşı devrimcilik yapmaya devam ediyorlar.
Reklam
Küsmek*
Küsmek nedir bilir misin? Küsmek dürüstlüktür. Çocukçadır ve ondan dolayı saftır. Yalansız’dır. Küsmek; seni seviyorum’dur. Vazgeçememektir. Beni anlatır küsmek. Kızdım ama hâlâ buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur. Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir. Küsmek, sevdiğini söyle demektir. Hadi anla demektir. Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır. Yani, diyeceğim o ki: Ben sana küstüm!
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
Din ve Bilim'i karşı karşıya getiren sebepler?
O halde, teistlerin her türlü fantastik yaratığa tıpkı tanrılarına inandıkları gibi inanabilmelerinde hiçbir sorun yok iken, ateistlerin bilime ve bilimin açıklamalarına inanmaları neden insanları rahatsız ediyor? Cevabı basit: Çünkü din, bilimin açıklamalarını kendi güvenliği için tehlikeli buluyor ve yapısı gereği hiçbir din kendini tamamen bilime uygun hale getiremediğinden, bilimsel açıklamalar dinin içerikleriyle çelişmeye başladığında, din adamları insanların bilimsel açıklamalara değil, dinsel öğretilere güvenmelerinin daha yararlı olacağını çığırmak zorunda kalıyorlar.(syf 44) ... Ha, bu illa da Tanrı ve Bilim arasında bir tercih yapmamız gerektiği anlamına gelmiyor elbette. İkisine de körü körüne tapınmadan orta yolu tutturmayı tercih edebiliriz, zira bu ikisi aynı yarışta birbirini geçmeye çalışan iki atlet değillerdir; ikisi de ayrı parkurlarda ve ayrı dallarda, kendi içlerinde yarışmaktadırlar. Diğer bir ifadesiyle söylersek; bilimin en büyük rakibi kendi kendisidir ve bilim, kendisini takip eden insanların üreteceği yeni modellerle kendi kendisini yanlışlayalabilir. Aynı şey din için de geçerlidir, din kendi köklerinden çıkaracağı yeni pratiklerle yeni inançlar doğurabilir ya da yine kendi köklerinden kaynaklanan saçmalıklarla çağa uyum sağlayamazsa- kendi kendisini tarihe gömebilir.(syf 45) -Buraya kadar olan alıntılar,
Agnostisizm ve İlahi Tragedya
Agnostisizm ve İlahi Tragedya
kitabındandı. (Eğer bunlar aynı parkurda değillerse) Din ve Bilim'i karşı karşıya getiren şey tam olarak nedir?
Kürk Mantolu Madonna
Hafsa kabanının iplerini bağlayıp turuncu şapkasını kumral saçlarının üzerine geçirdi. Ders kitaplarını da eline alarak sınıfından çıktı. Yine onun açısından çok keyifli olan bir dersten çıkmıştı. Edebiyat okumaya bayılıyordu. Kampüsünün olduğu binadan çıkıp çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Dışarıda en sevdiği hava olan sonbahar vardı.
Helal lokma
EVLADINIZA NE ARABA BIRAKIN NE EV İBRET ALINACAK BİR HİKAYE Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.