263 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Bu şehir baştan sona yitirmiş umudunu” Bir taraf da Krallık, dini hiyerarşi ve zengin sınıf diğer tarafda ekmek bulamayan açlık, sefalet, yoksulluk çeken, üst tabaka tarafından ezilen, aşağılanan halk. Ve bu insanlar içlerinde biriktirdikleri nefret ve öfke ile bastille hapishanesini basarak oradaki suçluları serbes bırakıp silahlara el koyarlar
İki Şehrin Hikayesi
İki Şehrin HikayesiCharles Dickens · Olympia Yayınları · 201658,3bin okunma
"Halkın aklı halktadır!.."
-... Avam tabakasını kastederek, "halkın aklı gözündedir!" derler... Biz, bildiğimiz şu kâinat kastıyla, "halkın-insanların aklı, halktadır!" diyeceğiz.; aklın âit olduğu âlemde bu. Beş hasse-duyu yoluyla edindiğimiz bilgi, yaptığımız kıyas ve istidlâl, sırf aklî olarak kabul ettiğimiz kavram ve hususların niteliği de bu ve buna dair. Burada mesele, ruha dair söylediğimiz şeylerin de aklî bir keyfiyet belirtmesi ki, aklî bir zorunluluk olarak idrak ettiğimiz ruh, mücerret -havada- bir kabul hâlinde kalıyor... Böyle bir durumda, gayet tabiî ki Allah inancı da, yahut Allah'sız ruhçulukta, bunları reddederek yerine "hiç"i koyuş da... Şöyle veya böyle, havada da olsa, aklîliğin kabul ettiği "zorunluluk" bir bedahet; öyleyse mesele, onu, aklîliğin niteliği kadarıyla kendileştirdiği mücerred bir zorunluluk-aşkınlık olarak veya aklîliğin tümdengelim yoluna da hitap eden bir gerçek bildirim diye kabul edip etmemekte. Yâni bu bildirim, bir zorunluluk; Allah kelâmı.
Sayfa 179 - İBDA YayınlarıKitabı okudu