Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türk halkı bugün çok ciddi bir yol ayrımındadır. Bu kavşakta alınacak yön, bu halkın ileride uygar insanlığın bir parçası olup olamayacağını, bağımsız bir kitle olarak uygarlık içinde yaşamını sürdürüp sürdüremeyeceğini tayin edecektir.
Neredeyse gün aşırı bir kadının öldürüldüğü ve durumun kanıksandığı bir ülkede yaşıyorduk. Belli bir yöne giden trenin içinde ters yöne dahi koşmuyorduk artık. Geçmişe rotalanmış trenimizde itiraz etmeden ve uygun adım naftalin kokulu Ortaçağ’a koşar adımla ilerliyorduk. Oysa biz, onlarca yıl süren savaşların ardından yanmış yıkılmış topraklarda bin bir bulaşıcı hastalıkla mücadele etmiş, yüzde doksanı zır cahil halkın çocuklarını yeni harflerle on yıl içinde ilkokuldan üniversite sona kadar bedelsiz eğitmeyi başarmış, mucizeler yaratmış kuşağın torunları ve torun çocuklarıydık.
Everest yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Siyah ölüm (mevt-i esved): Artık kurtulmak, ayrılmak, kaçınmak, yapmamak sözkonusu değil. Siyah ölüm, bir eylemsizlik değil, negatif bir eylem ise hiç değil. Bilakis halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ızdırabını yüklenmek demek siyah ölüm. Kitlenin içinde bir karınca haline gelmek. Ezilmek. Çiğnenmek. Hizmet uğruna. Nefsin rağmına.
Ayaklarını toprağa basmak, halkla kaynaşmak: Başlıca özlemleri. Tolstoy ve Dostoyevski böyle bir ruh haleti içindedirler: Halka dönüp, halkın içinde kaybolmak.
Sykes'ın Osmanlı Ortadoğu'sundaki halkları -Ermenileri, Arapları ve Yahudileri- giderek daha çok gelecekteki Britanya sömürgelerinin birer halkası gibi gördüğünü anlar. .... "Bir süreden beri Yakındoğu'da yaratılması tasarlanan yeni ve özerk Devletlerin kurulmasındaki asıl amacın, bu devletlerin arasında ... İngiltere ve Fransa'yla sıcak ilişkiler içinde bir savunma federasyonu yaratmak olduğunu gözlemliyorum....." Her halkın gelecekteki sahibiyle pazarlık edebilecek kadar örgütlenmesinden yana durur.
687 syf.
10/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Olmak istediğimiz kişi ile olduğumuz kişi arasındaki mücadele..
Yaşamının her evresini sefaletle geçiren yazarın kumar sorunu vardı ve biriken borçlarını kapatmak için kitap yazmak zorundaydı. Toplumsal olaylar konusunda sessiz kalmak istemez, reform isteyen halkın yanında olmayı tercih ederdi. Bunun üzerine Rusya'nın Avrupa ülkelerine nazaran hiç gelişmediğini düşünen bir grup aydın yeni bir reform
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022158,9bin okunma
Reklam
Büyük Adam kimdir?
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?”
Şunu da belirtmek gerekir: Osmanlı toplumu çıkarları, hayat tarzı ve görüşü birbirine zıt iki sınıftan oluşmaktaydı. Patrimonyal[babadan oğula geçen iktidar] padişahlık rejimi, imtiyazlı kullar idaresine dayanıyor, saray ve kulların hayat felsefesi ve yaşam tarzı, halkın inançları, yaşayış tarzıyla karşıtlık içinde bulunuyordu. Zarifler denilen saray kültürüyle yetişmiş yüksek sınıf, Osmanlı toplumundaki derin sosyal karşıtlığın başlıca nedenidir.
Sayfa 231 - Türkiye İş Bankası Yayınları
243 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yedi Kilise
Yazarın okuduğum bu üçüncü eseri ki hepside içerisindeki kurguda anlatmak istediği bulguları başarılı olarak işlenmiş olarak gördüm. Her eserinde Doğu bölgelerinde coğrafi koşullarını okurken hissettirip , görmediğimiz yerleri ve özelliklerini yaşatacak, halkın sevecen hallerini anlatırken bir de yaşadıkları zorlu durumların farkına varılmasını
Yedi Kilise
Yedi KiliseSelami Çınarcı · Klaros Yayınları · 202031 okunma
Bir "Dünya İnsanı"nın Cenaze Töreni (Bir Yahudi kızın mektubu)
84 yaşında hayata gözlerini kapayan doktor Hildenburg'u bugün toprağa verdik. Protestan olduğundan cenaze önce kirche'ye [kilise] götürüldü, oradan da mezarlığa... Tören sırasında hiçbir zaman böylesine içli duygular, böylesine yürekten kopan sözler ve acılı gözyaşlarıyla karşılaşmadım... Öyle darlık içinde öldü, ki cenazesini bile
Sayfa 751 - 752, 753 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Her çağda ve her bölgede halk kitleleri sabır ve tahammül göstermeye mecbur bırakılmıştır. Zorluklara ve yokluklara katlanmak, halkın zorunlu bir görevi gibi kabul edilmiştir. Her vesileyle halka saldırır ve hor görürler. Her zaman ve her yerde hep aynı şeyleri söylemişlerdir. “Halk sarhoştur, tembeldir, çalışmak istemez. Kabadır, açgözlüdür, kavgacıdır, öfkelidir, söz anlamaz...” Ama hemen ardından da eklerler: “Milletimiz ne kadar büyük olduğunu sabır ve tahammülle göstermiştir. Aç kalır, soğuktan donar, pislik ve yokluk içinde yaşar; ama asla şikâyet etmez, bunlara katlanmasını bilir.” Bunlar, milletin sabırlı ve tahammüllü oluşundan coşkuyla söz ederek, milletin bu mecburiyetini bir din konumuna yükseltirler. Zaten İsa’nın dinini de sabır ve tahammül dinine dönüştürmemişler midir?
Hastalıklı bir beyin nasıl olur?
Demek ki, gönül hastalıklarından sıhhat bulmuş olan Kâmilin her şehveti beğenilmekte ve övülmektedir. Halbuki kalp hastalığı içinde halkın cima şehvetinde illet ve yerinme vardır.
Sayfa 440 - Bera KitapKitabı okuyor
Menfaat insanoğluna her şeyi yaptırıyor! Tarih boyunca fakirliği, esareti, sömürüyü normal bir şeymiş gibi gösteren ve insanları buna alıştıran dini anlayış insanları uyuşturup susturmuştur. Örneğin mülk allah'ımdır lafı şiddetle eleştiriliyor. Şeriati'ye göre mülk halkındır. İmtiyazlı bir sınıfın mülk Allah'ındır diye halkı uyuşturduğundan, bütün malı ve serveti sahiplendiğinden ve bunun sonucunda da halkın yoksulluk içinde bırakıldığından bahsediyor. bunun nasıl ve niçin olduğunu da İslam dünyasının ilk anarşisti olarak anılan Ebu Zerr'den bir örnek vererek açıklıyor; "Mal Allah'ındır" ifadesi Mal İnsanlığındır demektir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.