Bircogumuz İstanbul'un ne muhtesem guzelliklerle dolu bir kent oldugunu dusunuruz. Peki bu sehre bir de tersinden baksak. Burhan Sonmez bu kitapta bunu yapmis. Bir yeralti hucresinde soguga, karanliga, sorgucularin iskencelerine, aciya, gecmisteki yaralarina ve gecmeyen zamana dayanmak icin birbirlerine hikayeler anlatan bir grup insanin, ustu guzelliklerle oldugu kadar yoksullukla, kosturmayla, acilarla, modernlesmeyle birlikte sehrin degisen siluetinin altindaki karanlik labirentte her seye ragmen birbirlerine ve umutla hayata tutunma cabalarini okuyoruz İstanbul İstanbul'da. Atifta bulundugu Decameron gibi on hihayeden olusuyor kitap. Ogrenci Demirtay, Doktor, Berber Kamo, Kuheylan Dayi'nin ayni hucrede hem umut hem umutsuzluk, hem gercek hem hayal hikayelerini okurken bir sehrin bildigimiz ama tanimadigimiz yuzunu de goruyoruz. Edebiyat atiflari, incelikli cumleleriyle sadece hikayesi ile degil edebi anlamda da son derece doyurucu bir kitap.
"Cehennem, aci cektigimiz yer degil, aci cektigimizi kimsenin duymadigi yerdir." - Hallac-ı Mansur
#okudumbittti #neokudum #burhansonmez #istanbulistanbul #iletisimyayinlari #okumakiptiladirmuptelalaraselam #kitap #book #modernturkedebiyati