Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öcün hedefi, göze göz dişe diş değil; öcün hedefi daha fazlasıdır.
Bundan böyle artık paraya önem vermemeyi düşünüyorum. Nedenine gelince; o gün bana bir bilgelik geldi, büyük bir aydınlanma ile hayat görüşüm berraklaştı. Bir insanın para için yaşamaması gerektiğini anladım. Mutluluk için yaşamalıydı insan; hiç kimsenin veremeyeceği, satın alamayacağı veya satamayacağı ve dünyadaki bütün paraların değerinin üzerinde bir mutluluk için.
Sayfa 314Kitabı okudu
Reklam
Bir insanı öldürme eylemi de aşk gibi kördür: ne ırk tanır, ne de din.
Sayfa 157Kitabı okudu
Güç ve para yeniden kazanılabilir ama yitik bir sevilen ve ona duyulan sevgi sonsuza kadar ortadan yok olmuştur. Bu çalınmış sevginin ve sevilenin yarattığı düş kırıklığı ile birlikte, yok olanın arkada bıraktığı boşlukla baş edilememe duygusunu kişide öç alma itkisini yaratmasına şaşmamak gerekir.
Öç almak salt pragmatist bir duygu değil, o ilkel ve zehirli bir öfkedir.
Kötü havayı ve insanların ondan da kötü olan eylemlerini unutmaya çalışalım.
Reklam
İnsanların ünvanlara düşkünlüğüne her zaman gıcık olmuşumdur. Ünvanların kendilerine bir kişilik duygusu verdiğini sanırlar. Bana gelince, ben hiç kimse olmadığımı biliyorum ve bu gerçekle yüzleşmeyi öğrendim.
Sayfa 143Kitabı okudu
Fakat çözümleme sanatını zirveye çıkarmak için akıl yürüten kişi, bilgi alanına giren gerçeklerin hepsinden yararlanmalıdır.
Sayfa 90 - Sir Arthur Conan DoyleKitabı yarım bıraktı
Kendisinin boş yere iç çekerek istediği meyveyi o, neden kolayca koparıveriyordu?
Sayfa 37 - W.H.CarrKitabı yarım bıraktı
'Nemo me impune lacessit." Latince. Bana hakarette bulunan cezasız kalmaz.
Sayfa 18 - Edgar Allan PoeKitabı yarım bıraktı
Reklam
Bir yanlışı düzeltene bunun bedeli ödetildiğinde o yanlış düzeltilmiş sayılmaz.
Sayfa 13 - Edgar Allan PoeKitabı yarım bıraktı
“Nemo me impune lacessit.” (Bana hakarette bulunan cezasız kalmaz.”)
Bir yanlışı düzeltene bunun bedeli ödetildiğinde o yanlış düzeltilmiş sayılmaz. Öte yandan öç alan kişi öç almakta olduğunu yanlışı yapana duyumsatmayı başaramazsa o yanlış yine düzeltilmiş sayılmaz.
“Öcün en çok hoşgörülebilen türü, yapılan yanlışların gereğine bakacak yasaların mevcut olmadığı durumlarda alınan öçtür, ama öç alan kişi- nin bu işi yaptığinda kendisini cezalandıracak bir yasa bulunmadığını iyice bilmesi gerekir, yoksa bu kez düşman üstün olur, hem de bire karşı iki."
büyük olasilikla g cu, insan dogasinın vahşi bir parçasi zehirli öfkeyi değerlendirmekten yoksundur. Francis Bacon, "Oç Ustüne" başlhklı denenesin- de öç olgusunu "bir tür vahşi adalet" olarak tanm- Jar. Devamla, "Insanın doğası öç almaya ne kadar egilim gösterirse yasaların da o kadar uğraş verip bu kişisel ve vahşi adaleti kökünden söküp atması gerektiğini. çũnkü öç alma duygusunu yaratan ilk kötülük eylemi nasil yasalara karşı gelme sayılıyor- sa bunun öcũnü almaya kalkışmanın da ayn bi- çimde yasaları hiçe saymak anlamına geldigini" be- lirtir. Bacon'un, kişinin yasalar karşısında boynu bükük olması gerektigi, çünkü öç almaya kalktiğn- da herkesin kendi yasasını oluşturmuş sayilacağı ve bunun da uygar bir düzene ters düşecegi kayg- sInı taşıdıği anlaşilyor. Sözünü ettiğimiz deneme- sinde Bacon, yasaların gücüne gönderme yapmakla yetinmemiş, öç almayı aklına koyan kişiye kendisiy- le hesaplaşına yapması çağrısnda da bulunmuştur şu sözleriyle: "Öcünü alan kişi düşmanıyla aynı olur: fakat öç almayı gerçekleştirmediğinde daha üstün konuma gelir. Çünkü bağışlamak yaraşır iyi insana.
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.