"Dehşete düşürme metodu, moral bozmaya yönelik temel tekniklerden biridir. Doğruca taktiğin kendisinden kaynaklanır.
Gerçekte işleyiş çok basittir: Kişiyi dayanabileceği noktaya kadar belirsizlik içinde tut ve beklentilerini yok et... Önce sert disiplin kuralları uygulanır. Bu kuralları da kendileri koyarlar. Çelişkili, daha doğrusu birbirine zıt haberler yayınlar veya yayarlar. Toplumu gerebildikleri ölçüde gererler. Moral değerler ve geleceğe ait umutların çöktüğü sırada birden strateji değişir. Bu kez de, geleceğe yönelik iyilik ve güzelliklerle dolu mesajlarla insanların beynini yıkarlar. Bir çelişkiler yumağı oluşur böylelikle. İnsanların gizli amaçlarını kavramaları bir yana, bilinçleri tamamen bulanıklaşır. Bireyler bir sonraki evrede önlerine sürülen asıl plan kabullenmeye hazır duruma gelmişlerdir. Öyle bir ortam oluşur ki, kesin hedef ve amaçlara sahip olan kişiler bile doğru karar verme iradesini yitirip, ruhsal çatışmalar içinde paralize olurlar. Bu son aşamadır zaten, geriye planların tümüyle hayata geçirilmesi kalır.
"İnsanlar yalnızca gördüklerinin gerçek olduklarını düşünürler. Gördüklerini sandıkları şeylerin, onlara gösterilenler olduğundan haberleri bile yoktur."
Yıllar öncesini anımsadı; Konsey'le arasındaki bağlantıyı Tuncer kurmuştu. Bir kez karşılaşmıştı onlarla; yemin töreninde... Yanlamasına tek sıra halinde dizilmiş yedi kişinin önünde bir elini Türk bayrağına, diğe- rini gümüş varak işlemeli Kuran'ın üzerine koymuş ve ant içmişti, ölene kadar Türk ulusunun varlığı ve bütünlüğü için mücadele edeceğine... Karanlıkta kalan yedi Konsey üyesinin yüzlerini görmemişti ve kim olduklarını bilmiyordu.
Sinop'un ilginç bir tarihi olduğunu biliyordu. Pek bilinmeyen bir özelliğini de gazeteciyken, NASA kayıtlarına girdiğinde öğrenmişti. Sinop'un ismi Mars'taki bir kratere verilmişti. Bunun ne ilgisi vardı ki küçük kızla?
"...korku insana her şeyi yaptırır. Hiç aklına geldiği oluyor mu son yıllarda korku dünyaya nasıl egemen oldu, diye?"
"Hayır. Belki de her geçen gün daha da azalan can güvenliğimiz yüzündendir. "
İnsanlar yalnızca gördüklerinin gerçek olduklarını düşünürler. Gördüklerini sandıkları şeylerin, onlara gösterilenler okduğundan haberleri bile yoktur.