"Dehşete düşürme metodu, moral bozmaya yönelik temel tekniklerden biridir. Doğruca taktiğin kendisinden kaynaklanır. Gerçekte işleyiş çok basittir: Kişiyi dayanabileceği noktaya kadar belirsizlik içinde tut ve beklentilerini yok et... Önce sert disiplin kuralları uygulanır. Bu kuralları da kendileri koyarlar. Çelişkili, daha doğrusu birbirine zıt haberler yayınlar veya yayarlar. Toplumu gerebildikleri ölçüde gererler. Moral değerler ve geleceğe ait umutların çöktüğü sırada birden strateji değişir. Bu kez de, geleceğe yönelik iyilik ve güzelliklerle dolu mesajlarla insanların beynini yıkarlar. Bir çelişkiler yumağı oluşur böylelikle. İnsanların gizli amaçlarını kavramaları bir yana, bilinçleri tamamen bulanıklaşır. Bireyler bir sonraki evrede önlerine sürülen asıl plan kabullenmeye hazır duruma gelmişlerdir. Öyle bir ortam oluşur ki, kesin hedef ve amaçlara sahip olan kişiler bile doğru karar verme iradesini yitirip, ruhsal çatışmalar içinde paralize olurlar. Bu son aşamadır zaten, geriye planların tümüyle hayata geçirilmesi kalır.
Kavalyen şeytan'sa nasıl dans ettiğinin bir önemi yoktur, nasıl olsa onun istediği figürleri sergileyeceksin.
Reklam
“Düşman olan devlet yoksa, kendi düşmanını oluşturursun. Böylece devlet olarak koruyucu rolüne soyunursun.”
Sayfa 204 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"İnsanlar yalnızca gördüklerinin gerçek olduklarını düşünürler. Gördüklerini sandıkları şeylerin, onlara gösterilenler olduğundan haberleri bile yoktur."
Sayfa 198Kitabı okudu
Yıllar öncesini anımsadı; Konsey'le arasındaki bağlantıyı Tuncer kurmuştu. Bir kez karşılaşmıştı onlarla; yemin töreninde... Yanlamasına tek sıra halinde dizilmiş yedi kişinin önünde bir elini Türk bayrağına, diğe- rini gümüş varak işlemeli Kuran'ın üzerine koymuş ve ant içmişti, ölene kadar Türk ulusunun varlığı ve bütünlüğü için mücadele edeceğine... Karanlıkta kalan yedi Konsey üyesinin yüzlerini görmemişti ve kim olduklarını bilmiyordu.
Reklam
"Bu millet hiçbir zaman esaret yaşamamıştı ve yaşamayacağını da kanıtlamıştı."
Sayfa 223 - Truva YayınlarıKitabı okudu
"Aradığınız ama bulamadığınız yanıtları, uzaklarda değil içinizde arayın."
Sayfa 200 - Truva YayınlarıKitabı okudu
Sinop'un ilginç bir tarihi olduğunu biliyordu. Pek bilinmeyen bir özelliğini de gazeteciyken, NASA kayıtlarına girdiğinde öğrenmişti. Sinop'un ismi Mars'taki bir kratere verilmişti. Bunun ne ilgisi vardı ki küçük kızla?
Kişinin doğru olduğuna inandığı yanlışlar büyük felaketleri de beraberinde getirirdi.
Sayfa 208
Reklam
"...korku insana her şeyi yaptırır. Hiç aklına geldiği oluyor mu son yıllarda korku dünyaya nasıl egemen oldu, diye?" "Hayır. Belki de her geçen gün daha da azalan can güvenliğimiz yüzündendir. "
Sayfa 199
İnsanlar yalnızca gördüklerinin gerçek olduklarını düşünürler. Gördüklerini sandıkları şeylerin, onlara gösterilenler okduğundan haberleri bile yoktur.
Sayfa 198
Bazen olaylar isteklerinin dışında gelişir.
Sayfa 198
Sinop'un ismi Mars'taki bir kratere verilmişti.
Sayfa 80
479 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.