“Devrimci sarhoşluk döneminin şiarı insan hakları iken, devrimci zorun soğuk analizi Ziya Gökalp’in şu sözünde özetlenmektedir: Hak yok, vazife var.”
Sayfa 64 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
“İttihatçı elit Fransız Devrimi’ne ve onun “bir mikrop gibi yayılan” insan hakları öğretisine giderek düşmanlaşan bir söylemi benimserken, “söz”e susmaktan başka bir seçenek kalmaz. Ziya Gökalp, Tekin Alp veya Yusuf Akçura gibi milliyetçi düşünürler tarafından yön verilen genç İttihatçı yöneticiler, özellikle de Enver, Talat veya Cemal, kısa sürede imparatorluğun hayatta kalmasının olmazsa olmaz koşulu olarak görülen devlet ve düzenin savunucuları kesileceklerdir.”
Sayfa 60 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
Reklam
“Jön Türkler, belirgin radikalizmlerine rağmen, on yılı aşkın bir süre “zat-ı Şahanelerinin muhalefeti”ni oluştururlar ve Osmanlı iktidarını asla tehdit etmezler. Ancak İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yönetimi 1906’da Bahaeddin Şakir, Dr. Nazım veya Talat Bey gibi aşırı milliyetçi ve Türkçü düşünürlerin egemenliğindeki bir yerel komitenin eline geçtikten sonra, propagandadan devrimci eyleme geçiş vakti gelir.”
Sayfa 57 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
“Batılılaşmış eğitimli kişilerin cahillikle suçladıkları topluma karşı şiddet; Batılılaşma bizzat entelektüeller tarafından trajik bir yabancılaşma biçimi olarak algılandığı için, kendi benliğine karşı şiddet.”
Sayfa 47 - İletişim yayKitabı okudu
“Gerçekten de Osmanlı iktidarı açısından, Batılılaşma projesiyle inşa edilecek ulusal bir cemaatin nihai harcı olarak İslam’ın kullanılması iki çelişkili, ama birbirinden ayrılmaz zorunluluktur.”
Sayfa 44 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
“Aşiret gibi, mezhep de devlet dışı aktörlerin şiddet araçlarını ellerinde topladıkları paralel bir uzam haline gelir. Söz konusu aktörler bu araçları hem iç ilişkilerinde hem de merkezle olan ilişkilerinde harekete geçirirler.”
Sayfa 43 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
Reklam
260 öğeden 261 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.