Bugün üçüncü dünya ülkeleri birinci dünya ülkelerinin teknoloji ve tarım alanındaki üstünlüklerine sahip olarak onları yakalamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Artık bu kadar israf olan yiyecekler ya da gelişen teknoloji varken, geri kalmış yaşam mücadelesi veren ülkerin neden kurtarılmadığını ama yardım yapılıyormuş gibi yapıldığını daha iyi anlıyorum. Kimse gerçekten herkes eşit şartlarda olsun istemiyor ve istemeyecek, çünkü otoritesini kaybetmek istemiyor demek ki.
Kimse zayıf insan görmek istemiyor, kimsenin zayıflığa tahammülü yok! Çünkü herkes kendi içinde biraz zayıf ve ona bunu hatırlatan insanı da etraflarında istemiyor.
Lola -sahi, sana onu tanıştırmayı unuttum, adı Lola'dır bana dedi ki:
-Dedecik (bana hâlâ dedecik diyor ama, nazlı bir biçimde), dedecik, ben panayıra gitmek istiyorum.
-Git nineciğim, git! dedim.
-Ama ben seninle gitmek istiyorum.
"Kırık cam teorisi... Buna göre bir binanın çoğu camı kırıksa insanlar diğerlerini kırmakta çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer, insanlara kırıklarımızı gösterdikçe kırmaktan çekinmezler."
İyi kapak, ilgi çekici isim, enteresan bir karakter. Tüm bunları kullanarak okuyucunun değerli vaktini çalan bir kitap. Çok kötü bir kurgu. Öneren insanların ve yayınevinin sözlerinin değerini tekrar gözden geçireceğim.
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,2bin okunma
Maalesef çok basit bir hikaye. Sürükleyici, ya da düşündürücü pek birşey yok. Bir karakter yakalamış, onu almış şuna merhaba dedi şuraya gitti buraya geldi tarzında doldurmuş kitabı yazar.