CERVANTES VE DON KİŞOT OKUMA REHBERİ
Dünyanın ilk modern romanı ve yazarı deyince aklınıza ilk kim ve hangi eser geliyor?
Sizi bilmiyorum fakat benim aklıma 
Miguel de Cervantes'in 
Don Quijote (2 Cilt Takım) adlı başyapıtından başka kitap gelmiyor!
Don Quijote (2 Cilt Takım) kitabı yazılmamış olsaydı belki de biz
Bir Sırrın İfşası :)))
Değerli okurlar. Bilenler bilir, derin okuma derin okuma diye, başınızın etini yiyorum hep. Aşağıda bir romandan bir paragraf paylaşacağım. İki de sorum olacak.
İlki, bu paragrafın hangi romandan olduğu. Romanı okuyanlardan hatırlayanlar bilecek elbette. Belki de bazılarınız metni netten arayıp bulacak. Öyle yapanlar da doğru bilmiş kabul edilecek.
İkinci sorum ise doğru bilenlere, emin misiniz, gerçekten de bu eseri Namık Kemal mi yazdı, şeklinde olacak. Çünkü benim iddiam, bu romanı yazan Namık Kemal değildi. Sonra romanın asıl yazarını size söyleyeceğim. Bu sırrı Türkiye Cumhuriyetinde ilk bu fukaranın keşfettiğini de anlayacaksınız. Ancak, yanılma payımın olduğunu hep aklımda tutacağım. Ve yanıldığımı siz ispatlamalısınız. Haydi kolay gelsin. )))
Metnimiz:
"Mehpeyker, sevda tuzağına düşürdüğü erkeğin içinden geçenleri satır satır okumasını, uzun yılların tecrübeleriyle, çok iyi öğrenmişti. Ali Bey'in o andaki düşünce ve duyguları da, bir sinema şeridi gibi, derhal gözünün önünde canlanıverdi. Her zamanki cilve hünerlerini birer birer göstermeye başladı. Kâh aşkını açığa vurduğu için gönlünde beliren gizli memnunluğu güya saklamaya çalışıyormuş gibi bir tavır takınıyor; kâh âşıkça davranışlarına yine âşıkça karşılık bekliyormuş gibi mahzunlaşıyor; hülâsa bütün bu aşk rollerinde en ünlü sinema artistlerini gölgede bırakacak bir başarı gösteriyordu."
Cemil Meriç...
Lise 3. sınıfım. Yaşanmışlıklar, olup bitenler, buyrulanlar beni dip köşedeki bir okul sırasına itmiş. Elimde 
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965 var. Okuyorum, anlamıyorum. Arapça ve Farsça terkipler, kelimeler gözüme çarpıyor, usanıyorum. Hayır, usanmıyorum, sıkılıyorum. Lanet şeytana diyorum, tekrar okuyorum. Osmanlıca sözlük buluyorum okul kütüphanesinden, onunla okuyorum. Gözüme ilk çarpan "müvazene" kelimesi oluyor. Öğreniyorum ve dahi bugün bile kullanıyorum. Sonra, sonra beni başka kitaplara gönderiyor Cemil Meriç yazılarından. Onları da bulup okuyorum. Dallanıp budaklanıyor. Kelam sahibi oluyorum, olduğuma inanıyorum. Binlerce cilt kitap toplamışım bugün.
Graham Greene, her şeyi çocukluğunda okuduğu "Milano Yılanı" adlı bir tarihi romandan öğrendini söylüyor. Peki ya ben nereden öğrendim? Hayır, doğru sormalı soruyu, öğrendim mi? Öğrenecek olsam bu hangi kitap olurdu? Belki Cemil Meriç'in Jurnalleri.
Çüş Orhan Pamuk, çüş!
Önce bir-iki haftadan buyana hemen her yerde, hattâ ATM’lerde bile reklâmı yapılan, bahsi daha açılır açılmaz hayranlık krizlerine girilen ve yüceltile yüceltile göklere çıkartılan bir romandan aynen aldığım şu paragrafı okuyun:
“...Bir dönem skandal ve cinayet haberlerini öne çıkaran gazeteleri Oidipus ve Rüstem benzeri
Graham Greene, her şeyi çocukluğunda okuduğu "Milano Yılanı" adlı bir tarihi romandan öğrendini söylemişti. Peki ya ben nereden öğrendim? Hayır, doğru sormalı soruyu, öğrendim mi? Öğrenecek olsam bu hangi kitap olurdu? Belki Cemil Meriç'in Jurnalleri.
Reşat Nuri Güntekin
youtu.be/W0BjAr_CHLY?si=...
Bana güzel bir iki şeyden bahset.
Son okuduğun bir romandan mesela…
Memleketimin güzel insanı Niyazi’nin bilek saatini anlatsın o roman.