Hangi türden olursa olsun, mezar eşyalarının varlığı, eski insanların en azından ölüm sonrası yaşam olasılığına inandıklarını düşündürüyor, bu ise doğa üstü varlıklara inancı ima etmektedir.
Ben kendim için hangi yaşam tarzının daha iyi olduğunu anlamak zorundayım. … Çoğunluğun ardına düştüğü şeyler, varlığımızın sürdürülmesine yardımcı olmaktan çok engel olurlar ve çoğu kez onlara sahip olamayanların yıkımlarına neden olurlar. Onlar tarafından sahip olunanların ise her zaman yıkımlarına neden olurlar. Zenginlikleri için ölünceye dek acı çekmiş birçok insan vardır. Para kazanmak için kendilerini öylesine çok tehlikeye atmış, sonunda aptallıklarının cezasını canlarıyla ödemiş insanlar vardır. Ün kazanmak için ya da ününü korumak için insanların kendilerini en sefil acılara maruz bıraktıkları durumlar da az değildir. Sonuç olarak, duyusal zevke düşkünlükleri yüzünden zamansız ölen sayısız insan olmuştur. Bütün bu kötülükler; tüm mutluluk ve mutsuzluğumuzun yalnızca bir şeye, sevgimizi yönelttiğimiz nesnenin niteliğine bağlı olmasından kaynaklanıyor gibi görünüyor. Çünkü bir şey sevilmediği [veya önemsenmediği] zaman, eğer o yok olacak olursa hiçbir çatışmaya, hiçbir mutsuzluğa neden olmaz. Ona başka biri sahip olacak olursa hiçbir kıskançlığa, korkuya, nefret ve kısacası zihinde hiçbir karışıklığa neden olmaz. Söz konusu karışıklıkların nedeni, yok olabilen şeylere duyulan [aşırı] sevgidir. … Para, duyusal zevk ya da şan peşinde koşmanın, başka şeylerin araçları olarak değil, yalnızca kendileri için peşlerine düşüldüğü zaman zararlı olduğunu anlamaya başladım.
Reklam
270 syf.
·
Puan vermedi
Evlilik ve İlişkiler
Kitaba başlarken biraz daha önerisel bir içerik bekliyordum . Mesela siz şöyle iseniz şöyle bir eş adayı size daha uygundur şeklinde bir içerik bekliyordum ama kitabı okuyunca içerisinde onlarca yaşanmış hikaye gördüm ve okuduğum her hikayede kendim için uygun eş adayının hangi meziyetlere sahip olup olmaması gerektiğini düşündüm . Kitaptan aldığım en temel çıkarım ise ilişkilerin kabul temelli değil rıza temelli olması gerektiği ve iletişim merkezli çözüm yolunu izlemenin bizi sağlıklı ilişkilere götüreceği idi
Eş Seçiminden Evliliğe : Yaşam Döngüsü
Eş Seçiminden Evliliğe : Yaşam Döngüsüİlkay Kasatura · Remzi Kitabevi · 20145 okunma
Yabanıl yaşam kaybı sorusuna adil bir karar vermeyi isteyen vatandaşlar bugün bir ikilemle karşı karşıya kalmaktadır. Öte yandan çevre korumacılar ve birçok yabanıl yaşam biyoloğu kayıpların çok ağır olduğunu ve hatta bazı durumların felaket boyutunda olduğunu ileri sürüyorlar. Öte yandan mücadele kuruluşları böyle kayıpların olduğunu ya da eğer varsalar bile önemini kesin ve sistemli biçimde inkar etme eğiliminde. Hangi görüşü kabul edeceğiz?
Yaşam, halı dokumaya benzemiyor mu? Elimize verilen alelade ipliklerle ilmek ilmek dokuduğumuz… her ilmekte ayrı emek verdiğimiz. Bazen bir şeye benzemediğini zannetsek de -ki bu oldukça uzun da sürebilir- emek vermeye devam ettikçe ortaya çıkan eserle emeğimizin aslında ne kadar kıymetli olduğunu anladığımız... Yaşam, tam da halı dokumaya benziyor. Aslında alelade olmayan, cüz-i iradeyi de temsil eden ipliklerle kimin hangi renklerde nasıl bir eser çıkaracağını merak ediyorum, iyi çalışmalar :)
Bir kimsenin ne olduğu, hangi biçimde olursa olsun her şeyden önce ve esas olarak kendisi içindir...
Reklam
245 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"İnsan" Olmak?
* evet tabii ki spoiler içerir _Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum... Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah" youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=... Bir
İnsan Olmanın Psikolojisi
İnsan Olmanın PsikolojisiAbraham Maslow · Kuraldışı Yayıncılık · 2020775 okunma
Bir adamın onuru, onun yaptıklarına değil, hangi acıları çektiğine, başına neler geldiğine bağlıdır.
144 syf.
7/10 puan verdi
·
32 günde okudu
“Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” diyen Sokrates’e kulak verirsek Cahil hoca’nın da kapı eşiğine varmış oluruz. Çünkü Joseph Jacotot ve onun yolundan giden her Cahil Hoca bilgiyi öğreten değil bilginin daha doğrusu hakikatin peşinde olandır. O da öğrenci gibi bilgiye ulaşmaya taliptir fakat yol göstermez, yolculuğa eşlik eder. Bu şekilde özgürleşerek özgürleştirme yolunda bir rehber olur. Hangi koşulda ve yaşam standardında olursa olsun insanların eşit zekaya sahip olduğunu farklılıkların zekanın tezahüründe ortaya çıktığını savunan Jacotot ‘Evrensel Eğitim’ adını verdiği düşüncesinde çoğu zaman yalnız kalır öğrencilerinin başarısı görenleri hayrete düşürse da bu felsefenin sürekliliğine inanan kimseler bulamaz bulsa bile ses getirecek gelişmeler olmaz, kısık bir seda ile yoluna devam eder. Kitabın sonunda yazar Jacques Ranciere’ de bu durumu şu sözlerle ifade ederek kitaba son verir. “Kurucu bunu öngörmüştü: Evrensel eğitim tutunamayacaktı. Ama, diye eklemişti, ölmeyecekti de.”
Cahil Hoca
Cahil HocaJacques Ranciere · Metis Yayıncılık · 20142,256 okunma
“Her mutsuzluğun ötesinde yine bir yaşam bekler; ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak. Yoksa hangi balık boğmuş kendini, hangi serçe atlamış damdan?" DOSTOYEVSKİ
Reklam
Sadece bir tek hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz. Tereza’yla olmak mı daha iyiydi, yalnız olmak mı? Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın bir yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi. Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ta kendisiyse, ne değeri olabilir yaşamanın? Yaşamın hep bir taslak gibi olması da bundandır işte. Yok, “taslak” da tam anlatamıyor demek istediğimi; çünkü taslak bir şeyin ana çizgileriyle belirmesi demektir, bir resmin az çok ortaya çıkmasıdır, yaşamımız dediğimiz taslaksa hiçbir şeyin taslağı değildir, bir resmin resme dönüşmeyecek ana çizgileridir.
Sayfa 16
Aslında düşününce bugün bile hangi bilgilerin bize ait olduğunu hangilerinin bu anlatıp geleneği ve eğitimlerle bize aktarıldığını belirlemek gerçekten zordur. Toplumların genel eğilimi bu tür anlatılarla kendilerine yüklenen değerleri, gelenekleri ve yaşam biçimlerini özellikle de inançları sorgulamadan kabul etmek yönündedir.
Sayfa 29 - Yordam KitapKitabı okudu
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Mutlu bir yaşam imkânsızdır, bir insanın erişebileceği en üstün şey kahramanca bir yaşamdır. Böyle bir yaşam hangi tarzda ve hangi nedenle olursa olsun, ezici tuhaflıklar karşısında bir şekilde herkese faydası dokunacak bir şey için mücadele eden, sonunda galip gelen ve galibiyeti için küçük bir ödül alan ya da hiçbir ödül almayan kişi tarafından yaşanır..
Bilmez Miyim Hiç
Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta Peki,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.