Hangisi daha fena; hiç tadılmamış bir sevinç mi, tattıktan sonra mahrum bırakıldığımız mı?
Sayfa 202Kitabı okudu
BEKAR BİR ARİSTOKRAT
Bayan Storner’i muhakkak bir ölümden kurtardıktan sonra Baker Street’teki evimize döndük… Ertesi sabah aklıma, bir zaman yüksek sosyete dedikodu konusu olan Lord St. Simon’un evlenmesi olayı geldi. Bu evlenme ve neticesi, artık konuşulmuyordu. Unutulmuştu… Yeni yeni öyle rezaletler patlak vermişti ki, dört sene önceki bu
Muhasibî, bu hâlden sonrasını, yani cesedin kabre konulmasından başlayarak daha da açıklamaya çalışır: “(Nekir ve Münker melekleri sana şöyle diyecekler: Allah'ın senin için hazırladıklarına bir bak; şurası senin yerin ve döneceğin mekânın. İşte bu (mekân) senin kabirdeki iki türlü hâlden hangisine düçar olacağını bilmeni sağlar; kabirde bundan sonra, fenâ ve belâya uğrayacaksın. (Bedenin) parçalanacak; kemiklerin yok olacak; bedenin çürüyecek; ancak ruhuna verilecek olan, ferah veya hüzün müjdesi eskimeyecek, çürümeyecektir. (Kaldı ki) ruhun meraklı bir bekleyiş içinde bulunacak; yeniden diriliş anında, rıza veya gazaba, hangisi ise, ona muttali olacak; dönüş ya cennet, ya da cehennem
olacaktır."
Sayfa 75 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
KIRMIZI GÜRGENLER
O sabah Sherlock Holmes Daily Telegraph’ın küçük ilânlarını okuduktan sonra:
—Sanat sanat içindir prensibini kabul etmiş olanlar, basit, önemsiz şeylerden zevk alırlar dedi. Bu
hakikati kavradığınıza şüphem yok Watson. Benim büyük rol oynadığım heyecanlı davaları bir tarafa
bırakıp, basit ve ehemmiyetsiz sayılacak hadiseleri
"Hangisi daha fena; hiç tadılmamış bir sevinç mi tattıktan sonra mahrum bırakıldığımız mı yoksa?"
Sayfa 202Kitabı okudu
Hangisi daha fena; hiç tadılmamış bir sevinç mi, tattıktan sonra mahrum bırakıldığınız mı yoksa?