Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
“Düşler de Çürür” Romanında Anne
"Düşler de Çürür" Yazar F. Eda Tosun'un ilk romanı. Aralık 2023 tarihinde okurlarıyla buluşturulmuş. Kitapta baştan sona anne fedakârlığı ile birlikte anne bilgeliği, genel anlamda anne ve aile olgusu işlenmektedir. Başka bir ifadeyle roman kahramanı Zeynep’in hüzünlü hikâyesi, daha da çok annesi
Tek Kanatlı Bir K(orku)uş
"Ne olmuş, ne olmuş?"
"Fazla bir şey bilmiyorum ama Yokuşlu'ya bir şey olmuş. Dağ çökmüş altında mı kalmış, bir şey mi olmuş, geçende birisi anlatıyordu. Bir şey olmuş işte."
Sadece şu satırları okuyunca bile bir merak duygusu kaplıyor insanın içini değil mi? İşte romanımız da daha en başından o merak duygusunu veriyor
Düşüncelerim
Gerçekten çok güzeldi . Başından sonuna kadar hiç sıkılmadan okuduğum kitaplardan bir tanesiydi.
Nevra hanım röportaj amacıyla bir hapishane de mahpus olan Zeliha hanıma ulaşıyor . Burada bir coğrafya da yaşayan iki milletten bahsediyorlar . Eğer bir şeyler hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız bu kitaba başvurmak sizin için yararlı olacaktır . Anlatacağım çok şey var ancak zihnimde kalıcı olarak kalması daha doğru olur .
“Tek Kanatlı Bir Kuş” merkezine korku duygusunu alan, aşina olanlar için klasik bir Yaşar Kemal anlatımıyla örülü bir eser.
Remzi Bey, Yokuşlu Kasabası’ na atanan yeni postane müdürü, eşi Melek Hanım ile şehre gelir. Yokuşlu’ yu sormak için yanına gittiği istasyon şefi Sadrettin Bey, ona kasabaya gitmemesini Ankara’ ya dönmesini söyler. Ama nedenini açıklayamaz. “Geçenlerde biri anlatıyordu. Bir şey olmuş işte, orası kimsenin yaşamadığı bomboş bir kasaba.”
Remzi Bey, yine de kasabaya gitmek için Melek Hanımla harekete geçer ve oradan geçen minibüse biner. Minibüs kasabayı uzaktan gören bir ceviz ağacının yanında onları bırakır. Bu ceviz ağacının altına kasabaya girmek isteyip giremeyen birçok kişinin yolu düşer.
Annesini Almanya’ dan görmeye gelen Zeliha, bir hışımla kasaya girmeye çalışır ama neredeyse aklını kaybedecektir.
Yaşar Kemal, ekonomik, sosyal vb. sorunları efsaneler ve metaforlar kullanarak anlatmanın ustasıdır.
Kitapta anlatıldığı üzere öyle korkular var ki toplumda, nedenini bilmeyiz ama korkarız. Bir sebepten bir şey olmuştur ve o şey zamanla unutulmuştur, geriye o şeyin korkusu kalmıştır.
Korkan ve üzerine gidemeyen insanları işlemiş Yaşar Kemal.
Kısacık, belki okuyunca yarım bırakılmış hissi veren bu kitabı ince alt mesajlarıyla beğendim.
Kitapla, sevgiyle kalın!
Erol Güngör / Dünden Bugünden.
Tarih- Kültür- Milliyetcilik.
Türk, sosyal psikolog Erol Güngör, Kırşehir'de 1938 yılında dünyaya geldi. Babası Hacıhafızoğullarından Abdullah Sabri Bey, annesi Zeliha Gülsen Hanım'dır. Güngör, ilk ve orta öğrenimini Kırşehir'de tamamladı. Ortaokul sıralarında eski yazıyı öğrendi, lise
herkese selam dostilerim
içimi parçalayan, yüreğimi burkan, gözyaşlarına hakim olamadığım, farkındalık dolu bir okumanın incelemesini yapmak istiyorum ama nasıl bir inceleme yapacağım, nasıl anlatacağım bilemiyorum..
yazarımız Zeliha Karadiş, yavrusu için müdacale vermiş bir anne.. ben anne değilim, bir çocuğum yok ama kendi annem hastalandığımda, canımız yandığında daima Allah evlat acısı yaşatmasın kimseye çok zor derdi. Eseri okurken de bir annenin gözünden evladının acısını okudum ama çoğu yerde öyle ağladım ki..
Zeliha Hanım, oğlunu kalp yetmezliğinden kaybettikten sonra yaşananları kaleme almış. Organ bağışının önemini, o farkındalığı öyle güzel aşılamış ki eserinde. Böyle hassas bir konuya farkındalık oluşturduğu için ayrıca canı gönülden tebrik ediyorum kendisini..
Annemiz, Barış'ın hayalini kendisi yerine getirmiş. Barış'ın anısını yaşatıp, bizlere de farkındalık oluşturmuş. Okurken Barış'a da Zeliha Hanım'a da öyle çok sarılmak istedim ki hem annemiz, hem barış hem de diğer aile bireyleri öyle güçlü duruş sergilemiş öyle yürekli davranmış ve sabır etmişler ki gözlerim dolu dolu okudum her sayfayı..
"Ben Barış'ımı kaybettim ama, başka Barışlar hep sağlıkla yasaşın" diyerek kaleme almış ve organ bağışının ne kadar önemli olduğunu, bir hayatı nasıl etkileyebileceğini gözler önüne sermiş..
Tüm çocuklar sağlıkla yaşasın, Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın..
Yaşar Kemal ile tanıştığım ilk eseri oldu. Oysaki İnce Memed serisi ile başlarım diye düşünmüştüm. Yaşar Kemal'in dili oldukça yalın ve sürükleyici. Betimlemeleri,olayların akışı oldukça güzel akıp gitti.
Karakterlerin duygu ve düşüncelerini tam bir gerçeklikte yansıtan bir kitap.
Bir kasa düşünün ki o kasabaya insanlar giremiyor hatta bırakın kasabaya girmeyi uzaktan bakanlar dahi korkuyor, geriliyor ve neler olduğu hakkında kimse konuşmuyor. " Girmeyin,uzak durun,belalı yer..."gibi cümleler. Böyle bir kasabaya da devlet Remzi Bey'i atıyor işte.
Bu roman oldukça kısa.72 sayfa.Ama derinliğe sahip bir roman. Sanki öğrenilmiş bir çaresizlik var karakterlerde. Melek Hanım ve Remzi Bey'in herkese rağmen o kasabaya gideceklerine inançları olsa bile Almanya'dan gelen Zeliha'nın çabalarını görünce ne Melek Hanım da ne de Remzi Bey de inanç kalıyor.
Çoğu okurun incelemesini okudum. Çünkü merak ettim. Yaşar Kemal çok başarılı ve saygı duyduğum bir yazar. Bu yüzden çoğu incelemeleri okudum."yarım kalmış hissi oluşturdu..."dese de birkaç okur aslında öyle olmadığını düşündürdü bana Yaşar Kemal. Okuyucusunda etki bırakmak adına böyle yazılmış olduğunu düşündüm. Denir ya Klasik Yaşar Kemal. Sahiden de öyle. Ne güzel, kaliteli bir yazar.
Tek Kanatlı Kuşlar'dan olmayalım.
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Zeliha Karadiş'in kaleminden Bana Kalbini Verir Misin? adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Kitapta yazarımızın ve ailesinin hayatını okuyoruz. Zeliha Hanım'ın Barış,Yiğit ve İpek isimli üç çocuğu var. Bir gün gribal enfeksiyon denilmesi üzerine yapılan tetkikler sonucunda Barış'ın kalp yetmezliği problemi ortaya çıkıyor. Kitabımızın devamında yazarımızın ve oğlu Barış'ın hastanede yaşadıkları zorlu süreçleri okuyoruz. Kitabın son sayfalarında gözyaşlarımı tutamadım. Kesinlikle herkesin okuması gereken etkileyici bir kitaptı. İnce bir kitap deyip geçmeyin her bir sayfası resmen yüreğime işledi.
Cebimde yoktu
yüreğimden verdim
Nazım Hikmet Ran
Türü: biyografik roman
Sayfa sayısı: 103
Yaralı Taşlar / Öznur Opçin
Türü: Roman
Sayfa: 165
#birokurhanım #aylıkokumlarım #kitapyorumum
“Annemle beraber severek hüzünlenerek, beğenerek okuduğumuz bir eser.
Ne güzel demiş yazar: Kadın mücadeledir; el üstünde tutulur, gözlerden sakınılır. Fakat en çok yine kadın ezilir. Kadın hor görülür. Kadın sömürülür kadın Yok
Dûrdâne Hanım
Ahmet Mithat Efendi
Sayfa sayısı: 216
Türü: Roman
Tanzimat, dönemde yazar tarafında, kalem alınan eser.
Der ki: giderken sanki ölüme gider gibi korkuyordum. Şimdi ise ölüme gitmekten daha çok acı çekiyorum!
O dönemin İstabul yaşantısı anlatan yani bin dokuz yıları arası, Galata’nın görkemli anlatması sanki okuycu, o anda olduğunu hissediyor. ulive hanım, İstanbul’ da annenin yalısına gelir, bahçe komşusu da kızı dürdane hanım hayatını bir merak içersinde, girip olaylar arasında karmaşıklar içersinde kalır, aşk ihanet, öfke, yalan iftira dönemin ruhsal sıkıntıları, erkek kadın ilişiksin saf bir aşkın hali…
Zeliha Koç
Birkaç alıntı;
Erkeklerin hiçbirisine güvenim yoktur. Onlar bir kadını "aşk" kelimesinin tam anlamıyla sevmezler.
Bazı mağlubiyetler, galibiyet kadar insana zevk verirler.
Zira, çehre yüreğin aynasıdır, derler.
Efendim! Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın, derler.
Selllaamm
Size bugün hoş bir aşk hikâyesiyle geldimm.
Öğretmen Zeynep ve Komser Barış'ın hikayesi...
Zeynep,Bursa'da hatrı sayılır ailelerden iş insanı Fehmi Bey'in en küçük kızı.İstese şirkette abileri gibi kolaylıkla çalışabilirdi ama o hayallerinin peşinden gidip öğretmen oldu..
Şans bu ya ataması ilk olarak doğu görevi olarak
“Tek Kanatlı Kuş” merkezine korku duygusunu alan,aşina olanlar için klasik bir Yaşar KEMAL anlatımıyla örülü bir eser. Remzi bey yokuşlu kasabasına yeni atanan Postane Müdürü. Remzi bey ve eşi Melek hanım Yokuşlu kasabasına gitmek isterler. Bu kasabaya gitmenin imkanı yoktur. Kasaba boşalmış,in cin top oynamaktadır. Kimse kasabanın başına gelenleri tam olarak bilmez. Ama kasabaya gidilemeyeceği konusunda herkes aynı götüştedir. Bu duygu insanlarda aşılamaz bir korkuya dönüşmüştür. Bu gerçeği ilk olarak istasyon şefi Sadrettin bey Remzi beye söyler ve ondan Ankara’ya geri dönmesini ister. Zeliha Almanya’dan yokuşuyla ziyarete gelir ve tüm karşı gelmelere rağmen köye girmeye çalışır. Bu deneme sonunda neredeyse aklını kaybedecek noktaya gelen Zeliha kocası Hüssamla birlikte annesini,köyünü görmekten vazgeçerek geri döner. Eserde yer alan sınırlı sayıdaki karakterin ortak buluşma noktası kasabayı uzaktan gören ceviz ağacının altıdır. Yokuşlu üzerine nerdeyse tüm konuşmalar bu ağacın altında geçer. Yaşar KEMAL ekonomik,sosyal vb.sorunları efsaneler ve metaforlar kullanarak anlatmanın ustasıdır. Bu eserde de bunun izlerini görmek mümkün.
Emekliliğine az kalan Remzi Tavdemir ve eşi Melek Hanım tren yolculuğu ile yokuşlu kasabasına doğru yol çıkarlar unutmadan posta müdürü olarak atanmıştır Remzi Bey. Trenden iner inmez garip olaylarla karşılaşırlar. Atandığı köye kadar götürmez şoför ,kimsenin köye gidemediğini dile getirerek yolda bırakır. Remzi bey ve eşi eşyalarını ceviz ağacının aldın taşıyıp yoldan geçecek araç beklerler. Onlar gibi gelen yolcularda yolda inerler . Özellikle o köyden Almanyaya giden Zeliha ve eşi Hüsam ,köye annesini ziyarete gelir. Sessiz bir karı-koca daha gelir ve garip Hüseyin (bu da Ankara'ya telgraf çekerek sorunun çözüleceğine inanan kimsesiz biridir)kitap çok farklı ve değişikti ,Korkularına esir düşmüş insanların kulaktan dolma hurefelere inanıp adım atamaması . Korkunun insanın içine işlemesi ve esir alması . Kitap kısa ama insanın içini işleyen güzel bir kitap. Tek Kanatlı Bir Kuş nasıl uçup özgür olamuyorsa . Korkularına esir düşen insanlarda özgür değildir. Okuyacaklara şimdiden Keyfli okumalar ...
Evrenin tüm karanlığı tek mum ışığını bile köreltemez…
Bu kitabı okuduğunuzda, kendinizi yeniden değerlendirmek ihtiyacı duyacaksınız. Hangi şartlar altında olursa olsun, hayat karşısında yenilmeyen, ezilmeyen Mithat ENÇ türü insanlar, toplumumuzun hem direnç, hem övünç kaynaklarıdır. Özürlü yahut sağlam, toplumun hangi kesiminden olursak olalım,
