“Sabah saatlerinde bir çok defa karşılaşıp ayrıldılar ve her seferinde birkaç kelimeyle havadan sudan konuştular. Hapishane sohbetleri böyleydi; tereddütle başlardı ve sonra konuşmayı besleyecek yeni bir şey bulunamazsa hemen her iki tarafın da söylediği ya da duyduğu şeyi irdelediği güvensizlik içeren bir sessizlikle sona ererdi.”