Amelia 18. yaş gününde köprüde boğularak ölen bir genç kız. Yani hayalet. Fakat öldükten sonra hayatını, yaşadıklarını, nasıl ve neden öldüğünü hatırlamıyor. Tek hatırladığı köprüden düşüp boğulduğu. Bu ölüm anı bir türlü peşini bırakmıyor ve tekrar tekrar köprüden düşüp boğuluyor. Bu olaya kabus adını veriyor. Bir gün yine kabus görmeye başladığını düşünürken köprüde boğulanın o değil başkası olduğunu anlıyor.
Hayalet kız ve bir genç erkek...
Kitabın konusu bana farklı geldi. Okumaya başladığım andan beri kitaba hapsoldum diyebilirim. Kitap çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Ben sonuna kadar merak içinde okudum ve sonlara doğru ortaya çıkan Amelia' nın ölüm şekli beni çok şaşırttı.
Kitap seri olduğu için her şey ortada kaldı. İkinci kitabı merakla bekliyorum.
Keyifli okumalar.
"Eğer değer verirsen incinirsin, insanlar incitir." Bir Noel günü savaşma ruhumu kaybettim ben, karanlığa hapsoldum. Senden sonra umut hep bir uhdeydi. Debbie'nin bir Noel günü verdiği karardan sonra bütün yaşamı hiç tahmin edemeyeceği bir biçimde değişmiştir; o günden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Bizi gerçekten biz yapan nedir? Yaşamayı tercih ettiklerimiz mi, ardımızda bıraktıklarımız mı? Yaşadığımız anlar mı, yoksa geride bırakmaya çalıştıklarımızın acısı mı? Senden Sonra pişmanlıkların, acının, hayal kırıklıklarının nasıl da insanın yaşamını gölgelediğinin hikâyesi.
Özgürlüğüm tek imtihanım aslında, tek köleliğim
Zamanın donduğuna sende şahit oldum ben
Gemiler yanaşırken gönlümün limanına, gözlerim yine seni arar
Ekvatorda kış masalıydı benimkisi, çabuk bitti
Masmavi gözlerinde, fazla açıldım(farkında olmadan), derinlerinde boğuldum, kayboldum
Umudun baharlarını getirdin güzden, kalbim müebbet yedi, sana hapsoldum
Rahat uyuyamıyorum, başlamadan biten hikayemizin çiçekleriyle soldum
Akreple yelkovan birbirine tutunmuş, saat 5’i 5 geçiyor yine, geç kaldık hayata
Tozlanmış hayallerim, öldürülmüş, celladıyla oradan oraya savruldum …
-H.A-
Bu kitabı alırken öyle pek hevesli değildim. Harry potterın kitabı mı olur ya? diye gülerdim. Bu düşüncem kitabın başında da böyleydi ama daha sonraları kitaba hapsoldum ve bir çırpıda bitirdim. Sanırım en sevdiğim kitaplarımdan biri oldu.
Efsane. Muazzam bir kurgu, muazzam bir yazar ve muazzam bir kitap. Bu denli güzel bir roman olduğunu bilseydim kütüphanede bir dakika bile bekletmez okurdum.
Kitap 1985 yılı 1.basım bir gerilim romandır. Yazarın asıl mesleği doktorluk olmakla beraber romanlarının hemen hemen hepsini tıp alanında gerilim şeklinde kaleme almıştır.
Genelde bu tarz
Kendimi, son zamanlarda Mustafa Kutlu Külliyatı'nı tırtıklayan kitaplık güvesi gibi hisseder oldum. Sanırım ben bu külliyatı bitirmeden o eğitime gitmeyeceğim.
Bende öyle bir huy vardır ki ne kadar uğraşırsam uğraşayım kurtulamadım bu huydan. 'Kalemini beğendiğim, üslubuna hayran kaldığım, kitaplarına meftun olduğum yazarların bütün kitaplarını okumadan içim rahat etmez.' Hal böyle olunca Mustafa Kutlu okumaya devam diyorum, tüm hızıyla.
Yoksulluk İçimizde kitabında önceki okuduğum kitaplarına göre farklı özellikler keşfettim. Cümleleri kısalmıştı. Kimi zaman paragraf boyunca nokta kullanmaksızın cümleler kurmuştu. Yazı biçimi farklıydı. Kitaba konu olan hikaye farklı isimlerdeki bölümler halinde verilmişti. (E haliyle kitabı kitapçıda ilk elime aldığımda birden fazla hikayelerden oluştuğunu düşünmüştüm.)
Mustafa Kutlu, bu kitabında aşkın, yoksulluğun, inancın bir sentezini kurmuş adeta. Bütün bu konuları damıtarak Engin ile Süheyla'nın hayat hikayesi üzerinden anlatmış.
Kimi zaman Türk sinemasından bir Yeşilçam filmi izliyormuş hissine kapıldım. Kimi zamansa öyle paragraflar okudum ki bir şiir büyüsüne hapsoldum.
Böylesi meşakkatli bir hayatın içinden Süheyla'nın güzelliği, aşkı, değişimi, inancı öyle güzel bir çizgide oturuyorken Engin'in yoksulluğu, alay edilişi, aşkı, değişimi, inancı ve sorgulayışı epey etkileyiciydi.
Ola ki bir gün karşınıza sizi derinden sarsacak birkaç cümle kuran biri çıkarsa peşine takılın. Çünkü daima söylediğim gibi 'insan insana vesiledir.'
Farklı ama mükemmel anlatımıyla yine bir Mustafa Kutlu harikuladesi.