Yıkık dökük bir harabe yüreğim. Hazineler harabelerde olur bilirsin. Eğer bir gün beni yerle bir olmuş bulursan öylece bırakıp gitme, yıkıntıların altında ara sana sakladığım şeyleri. Başkaları görmesin diye en derinde saklıyorum en güzel kelimeleri.
Ruhumu teşhir ederken çığlıklarım
Zamana suskun değildim hakîkatte
Felâketim oydu ki, mağrur ilhamım
Hazin bir şarkı, sakladığım ızdırâbım.
Ben sana mahkûmum ezelden ey deniz
Andan hükmünün tecellisine mecburum
Bir damlana muhtacım, bu fukara pek cılız
Islak avuçlardan battı düşlerim, yine de uslanmadım.
Dilerdim sonsuz ufka kanatlanıp ve engin mavilere
Fâni ve haddinden fazla yitiktir bu koru
Ölümün kıyısında yaşamak için aşkın odunda tutuştum
Hakîkati aradım virânede ben yıllar boyu.
Sen güle râmsın, ben deryâya râm oldum
Mesken tuttum kıyıları, ateşe verip kuruttum
Hayâle sığmaz yaşamak, yalan bir uğraştır uymaz gerçeğe
Devindim okyanuslar çıkmazında, kapıldım suyuna umudun...
Butimarım yarım yamalaktır kanadım, yüzemem, uçarım
Hayrete düştüm, harâbe gönlüm, sessiz bir uçurum
Budur hilkati ruhumun, kıyamında susar, vecdindedir kuyum
Ben keşmekeş bir sancı, fermân dinlemez bir isyanım
Butimar, https://1000kitap.com/yazar/i132851
Kararmış siyah gecede seni düşünmekteyim. Varlığının güzelliği beni büyülerken senden ayrı kalmak beni aynı zamanda yıkmakta. İçimden gelse söküp atacağım seni ve sana âit her duygu kırıntısını. Eski günlerin kırıcı saatleri yok olsa, beni kalbine uyarlar mısın tekrar? Mâzinin güzelleği umrumda değil inan, içimi ısıtan gözlerini göremedikten sonra
"Ahmet Haşim, 1919 Anadolusunun İçler Acısı Halini Anlattığı Mektubunu" dönemin Manisa milletvekili Refik Şevket Bey'e göndermişti. Bu mektubu her Türk vatandaşının defalarca okuyup beynine kazıması lazımdır!
“sevgili refik,
ihtimal sana fazla yazıyorum. fakat ben bundan memnunum. bulunduğum noktalardan sana doğru uçurduğum bu