Bu yıl çok çok güzel kitaplarla kesişti yolum. Harika insanlarla bir kitapta birleşti yollarımız. 100 hedefine ağustos ayında ulaşınca 150 ye dikmiştim gözümü. 151 oldu. 151’de beni durduran şeyse sadece zamandı. Çok güzel kitaplar, bambaşka hayatlar, farklı bakış açıları, hepsinde ayrı tat ayrı anı.. Baskısını bulamayıp peşinden koşturduğum onca kitap. Bir dizenin anlamı için saatlerce konuştuğum insanlar, yine aynı dizeler için araştırdığım kitaplar silsilesi.. ve bulmalarım ve sevinçten uçmalarım. Çapraz okumalardaki tevafuklarım, Kehribar Geçidi ile Körlük’ün bağlantısını keşfettiğim anlar, Nar Ağacı’na tekrar tekrar ağlamalarım, Nun Masalları’nda Nazan Bekiroğlu’na dair yakaladığım incelikler.. Akgün Akova, Sinem Sal, Bedia Ceylan Güzelce ile tanışmam, Çehov’a hayran olmam.. Saymakla bitmez anlar. İçime ve buraya sığdıramayacağım, yazıya dökemeyeceğim kadar güzeller. Hele benim Nar Çiçekleri’nden başlayıp Musa Anter’den geçen Ciziri’ye kadar giden bir yolculuğum var ki tadından yenmez. Bu anlarda saatlerce uyumadığım, açlığımı unuttuğum zamanlarımı hatırlıyorum. Uyku baldan tatlı diyen kişi sanırım kitapların tadına varmamış hiç. İyi ki kitaplar var ve iyi ki birileri sevdirmiş bana onları.. Ve iyi ki gülümsettik ağaçları.. Ben, kendim ve ölümden sonra yaşam olduğuna inanan tüm ağaçların gülümsemesi adına!