Hata yapmanın dayanılmaz bir cazibesi var. Bile bile yapılan hataların özellikle. Yanlış yöne doğru gittiğini hissettiğin halde koşarak ilerlemek istediğin, herkesin düşmeni dört gözle beklediği o çetin yollardan çok şey öğrendin. Kimi zaman farkında olarak koyuldun yola, bazen bilmeyerek. Bilmeden hata yapmak, çoğunlukla olan bitenin sonradan
- "... Bu yasaklı yerde, meyveyi ancak bir ağaç parasız veriyor. Köşedeki bakkal, Sinop vilayetimizi sevmeye çalıştığımı duyunca bana yardım edeceğini söyledi.
Akşamına çeşit çeşit harita, plan, kroki, valiliğe ait künye yollamış. Haritası dışında Sinop’un sevilecek bir yönüne denk gelmedim. Kızım, hani demiştim ya “haritam kayıp” diye; Sinop vilayetimizin coğrafi haritası da bir çare olamadı.
“Bulutlar Sinop’a gitmesin.” diye ettiğim duanın kabul edilip edilmediğini her akşam meteoroloji bültenlerinden takip ediyorum.
Üç gündür uğramıyor.
Mevsim kış..."