Nasıl ki her nesilden birtakım okurlar Agatha Christie'ye veya Bram Stoker'ın Dracula'sına gidiyorsa ya da bahse girerim yıllar, hatta yüzyıllar boyunca Harry Potter'a gidecekse, her nesilden birtakım genç okur da kendi kendine Lovecraft'a gelir. Lovecraft'ı farklı kılan ve onu bu ışıltılı ve bir hayli taraflı tecrübeye layık kılan, edebi -ki bu son derece kaygan bir terim- değerinden ziyade onun işlenmemiş, ham direnişidir. Christie, Stoker veya bugünün Rowling'inin aksine, Lovecraft asla çok satan bir yazar olmamıştır.⁵ Karanlıktır, daktiloyla değil elle yazar, sefil bir gelire sahiptir ve onurlu bir yoksulluk içinde ölür. Fakat Houellebecq'in işaret ettiği üzere: "Lovecraft öldü, eseri doğdu." O zamandan beri tüm külliyatı, özellikle de Houellebecq'in haklı olarak "büyük metinler" olarak adlandırdığı eserleri kesintisiz yayımlanmaya devam etti ve bu kitaplar milyonlarca dolar kazandırdı.⁶
Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gözle görülmez... böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur.
Harry, bir daha gidip bakma ona. Günün birinde karşına çıkarsa da, hazırlıklı ol. Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir, unutma bunu.