Kendi kendine düşünebilen bir şeye, beyninin nerede saklı olduğunu göremiyorsan, güvenme.
Sayfa 181 - YKY
Reklam
... ama baban, Sirius'un ne yaptığını duyunca, Snape'in arkasından gitti ve kendi hyatını hiçe sayarak onu geri çekti... Yine de Snape beni tünelin sonunda şöylesine bir gördü. Dumbledore başkalarına söylemesini yasakladı ama, o andan itibaren ne olduğumu anladı..." Harry ağır ağır, "Demek Snape bunun için sizi sevmiyor," dedi. "Sizin de bu şakaya dahil olduğunuzu sandığı için." "Doğru," dedi hor gören, soğuk bir ses. Lupin'in arkasındaki duvardan geliyordu. Severus Snape, Görünmezlik Pelerini'ni çıkardı. Asası dosdoğru Lupin'e dönüktü.
Mahsur kalmış cadıların ve büyücülerin acil durum taşıtı Hızır Otobüs'e hoş geldiniz. Asanızı tuttuğunuz elinizi uzatın, otobüse atlayın, sizi istediğiniz yere götürelim.
Bu bize, en fazla korktuğun şeyin - korku olduğunu ima ediyor. Çok akıllıca, Harry.
Reklam
"Bakın ne diyeceğim," dedi Ron, dişleri takırdayarak. "Üç Süpürge'de Kaymakbirası içmeye gidelim mi?"
Hermione, içinde Böcürt'ün bulunduğu sandığa gelene kadar her şeyi kusursuz şekilde yaptı. Ama sandığın içinde bir dakika kaldıktan sonra, çığlık çığlığa dışarı fırladı. "Hermione!" dedi Lupin şaşırarak. "Ne oldu?" "P-P-Profesör McGonagall!" dedi Hermione, soluk soluğa sandığı işaret ederek. "Bü-bütün derslerden kaldığımı söyledi!" ... Ron hala Hermione'nin Böcürt'üne gülmeye meyilliydi ...
"Karanlık Lord yalnız ve dostsuz, müritleri tarafından terk edilmiş durumda. Uşağı şu son iki yıldır zincir altında. Bu gece, gece yarısından önce, hizmetkar serbest kalacak ve yeniden efendisine katılmaya gidecek. Karanlık Lord, uşağının yardımıyla yine güçlenecek, eskisinden de büyük ve korkunç olacak. Bu gece... gece yarısından önce... hizmetkar... efendisine... katılmaya... gidecek..."
"Ne var?" dedi Ron yine, korkmuş bir halde Scabbers'ı ona yakın tutarak. "Faremin bunlarla ne ilgisi var?" "O bir fare değil," dedi Sirius Black birden, çatlak bir sesle. "Ne demek istiyorsun - elbette bir fare -" "Hayır, değil," dedi Lupin yavaşça. "O bir büyücü." "Bir Animagus," dedi Black, "adı da Peter Pettigrew."
Reklam
Çünkü Lily ve James Potter bir araba kazasında ölmemişlerdi. Öldürülmüşlerdi, yüzyılın en fazla korkulan Karanlık Büyücüsü, Lord Voldemort tarafından.
"Şey - Bakanım? Bir şey sorabilir miyim?" "Elbette," dedi Fudge gülümseyerek. "Şey, Hogwarts'ta üçüncü sınıfların Hogsmeade'i ziyaret etmesine izin veriliyor, ama teyzemle eniştem izin belgemi imzalamadılar. Siz imzalayabilir misiniz acaba?" Fudge rahatsız olmuşa benziyordu. "Ah," dedi. "Hayır, hayır, kusura bakma Harry, ama ben senin ebeveynin ya da velin değilim -" "Ama siz Sihir Bakanı'sınız," dedi Harry Hevesle. "Eğer siz bana izin verirseniz-" "Hayır, kusura bakma Harry, ama kurallar böyle," dedi Fudge kararlı bir tavırla.
ATEŞOKU Bu son model sürat süpürgesinin dişbudak ağacından yapılma, son derece ince işlenmiş ve pürüzsüz sapı, cam gibi bir cilaye ve elle kazınmış kendi kayıt numarasına sahip. Süpürge kuyruğunda bulunan, tek tek özel olarak seçilmiş huş ağacı dallarının aerodinamik açıdan kusursuzluğu, Ateşoku'na benzersiz bir denge kazandırıp hata payını sıfıra indiriyor. Ateşoku saatte sıfır kilometreden 250 kilometreye on saniyede çıkıyor. Bozulmaz frenbüyüsü de cabası. Talep üzerine fiyat bildirilir.
Sinirlenen Harry, "Ben bela aramıyorum," dedi. "Bela genellikle beni buluyor."
Yani, iyi olduğunu biliyorum, Hermione, ama kimse o kadar iyi olamaz. Aynı anda nasıl üç ayrı derse girersin ki? "Saçmalama," dedi Hermione. "Tabii ki aynı anda üç derste olmayacağım."
Resim