Mütareke yıllarında Şehzadebaşı çaycıları duruyorlardı. Fakat biz daha ziyade Sultanahmet kahvelerinde ve Nuruosmaniye'deki İkbal'de toplanıyorduk. İkbal'i evvelâ İçtihat matbaası karşısında bir vakitler Güzel Sanatlar Akademisi olan binada bulunan, sonra da Bezm-i Alem Valide Sultan Konağı'na -şimdiki İstanbul Kız Lisesi-
Sayfa 169
200 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Eser, yazarın 1986-1994 arasında yayımladığı makalelerin kitaplaştırılmasından oluşuyor. Dört deneme var eserde 16 ve 17. Yüzyıllara ait ve tamamen belgelere dayanan. İlki babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumak için divana başvuran Mustafa adlı yeniçeri; 1660-64 arasında İstanbul’da günce tutan Seyyid Hasan adlı derviş; ticaret için
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken
Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İkenCemal Kafadar · Metis Yayıncılık · 2009325 okunma
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk, Yalnızlık ve Ölüm....
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra öğretmenlik ve gazetecilik gibi çeşitli mesleklerde çalıştı. Ancak asıl tanınmışlığı şiirleri ve yazılarıyla elde etti. Süreya'nın şiirlerinde genellikle aşk, özlem, yaşamın anlamı gibi evrensel temalar işlenir. Eserlerinde çağdaş Türk toplumunun sorunlarını
Üstü Kalsın
Üstü KalsınCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 202112,1bin okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan.
Hasan Ali Toptaş bu öyküsünde insanlığın acımasızlığını bir gürgen ağacının ağzıyla aktarıyor biz okurlara ve “İnsanın karışmadığı her şey masaldır” diyor. Ege toprağında kök salmış bir gürgen, çevresinde köknarlar, çamlar, ardıçlar, ladinler, kestaneler, meşelerle; kuşlar, böcekler, tavşanlar, tilkiler, kurtlarla; sümbüller, laleler,
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
Doğan Avcıoğlu'nun, 9 Mart 1971'de yenilgisiyle başlayan yalnızlığı ve "yol arkadaşları" için yüreğinde taşıdığı burukluk, ölümünden hemen önce eşine, "Yazılmasın nerede gömülece­ğim, tören falan istemem." diye sıkı sıkıya tembihte bulunmasında etkili olmuş mudur, bilinmez ancak ölüm haberinin duyurulmamasma rağmen, Büyükada'da, 5 Kasım 1983 Cumartesi günü yapılan cenaze töreninde "yol arkadaşları" Mümtaz Soysal, İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Altan Öymen, Uğur Mumcu, Hasan Cemal, Uluç Gürkan, Korgeneral Cemal Madanoğlu, Orgeneral Muhsin Batur... onu son yolculuğunda yalnız bırakmadılar.
Sayfa 45 - ...ve Ölüm
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Zweig ve Şaheseri
Biyografik incelemeleri ve kısa aşk temalı öyküleriyle tanıdım Stefan Zweig’ı. Hasan Ali Yücel klasiklerine başlama sebebim olması nedeniyle biyografileri özel benim için. Kitaplarında en çok dikkatimi çekenler, güçlü hikayeleri ile keskin ve anlatırken yaşatan anlatım tarzı. Bunun da en büyük sebebi muhtemelen klasik olarak her yerde söylenegelen başarılı insan psikolojisi tasavvurları. Gözlem yeteneğindeki o en ince detayları yakalayan, ancak detaylara boğup sıkmadan en iyi şekilde okurun hayalinde canlandırmasını sağlayan güçlü yön de bana göre en önemli özelliklerinden. Satranç kitabına gelirsek, yine aynı şekilde konusu adından belli olan bir kitaba başlıyorsunuz, beklediğiniz gibi devam ediyor sonra bir anda nerden nasıl bağlandığını anlamadığınız, ancak garipsemeyeceğiniz ve hikayeyle güzelce birleştirilmiş şekilde Naziler, onların işkence yöntemleri ve bir nesle yaşattıklarını okumaya başlıyorsunuz. Oldukça güçlü gözlemler ve psikolojik durum özetlemeleriyle öykünün içine girip kayboluyorsunuz, adeta heyecanlanıp yaşamaya başlıyorsunuz. Ve tadında bırakılmış güzel bir son. Kesinlikle son dönemde okuduğum kitaplar içerisinde en akıcı, kısa olmasına rağmen dolu dolu ve ilgi çekici olanlardandı. Okunmalı diyorum. Mutlaka.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020234,3bin okunma
Reklam
Hasan Hüseyin'in aşk şiiri yazamadığı, Turgut Uyar'ın zihnimizi mezar gibi kazamadığı, Oktay Rifat'ın ezber bozamadığı yalan. Orhan Veli'nin genç öldüğü, Deniz Gezmiş'in ülkeyi böldüğü, Cemal Süreya'nın toprağa gömüldüğü yalan. Ece Ayhan'ın yoksulluğu, şehir hatları vapurunun yolsuzluğu, balıkların susuzluğu yalan. Oy vermenin hürriyete katkısı, Beşiktaş'ın rakip sahada baskısı, kardan adamın yünden atkısı yalan. Firavun'un izzeti, kalkan balığının lezzeti, ekonomistin icazeti, zenginin kaybettiği, emekçinin kazandığı para, onca ilişkiden alnımıza çalınan kara, aşktan başka kalbimize açılmış her yara yalan. Hak yiyenin dindarlığı, sevmeyi bilenin gaddarlığı, ölümü bilenin kindarlığı yalan.silah satanın barışseverliği, işgalcinin muzafferliği yalan.
ATATÜRK OLMASAYDI:
Yaşanılan şartlar ne olursa ol­sun, istiklâl ve hürriyet için açıkça ifâdesi şart gayeleri, devlet literatürüne O soktu: Sakarya Zaferi öncesinde düşman top­larının Polatlıdan duyulduğu ve devlet merkezinin Ankara’dan Kayseri’ye taşınması hazırlıklarının yapıldığı buhran günle­rinde Tekâlif-i Milliye adı altında vatandaşın nesi var nesi yoksa yüzde kırkına el koyarken verilen senedlerle ZAFER­DEN SONRA AYNEN İADE tâbirini Maliye Vekili Haşan Bey:"-ZAFERİN ELDE EDİLMESİ HALİNDE" şeklinde değiş­tirmek isteyince, yerinden fırlamış: "-Ne demek zaferin elde edilmesi hâlinde... Zafer ELBETTE elde edilecektir. Şüphe mi ediyorsun?"diye bağırmıştı. Zaferden sonra da, her yola başvurarak bu senedlerin sahihlerini bulundukları yerlerde mülkî-askerî makamlarla aratmış, verdiklerinin bedelini geri almalarını temin etmişti. Senetlerde "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başku­mandan" olarak kendi imzası vardı.
Sayfa 115 - Kazancı KitapKitabı okudu
ATATÜRK’ün Cena­ze Namazı...
ATATÜRK’ün cenaze namazına... Hemen ve kesinlikle cevab vereyim: ATATÜRK’ün Cena­ze Namazı Dolmabahçe Sarayında Muayede Salonu olarak adlandırılan ve bilinen salonda, kılınmıştır. Bu kadar kesinlikle söyliyebiliyorum: Çünkü ORADA idim. Size, konuyu, ATA’nın aramızdan ayrılmasının ellinci yıl­ dönümünde 1988’de yayınlanan ARDINDA KALANLAR kita­bımın 192’inci sahifesinden aynen okuyorum: "-Son vazifeler yerine getirilirken, dinî şart ve örflerin mutlak itinâ ve hassasiyetle yerine getirildiği hakikattir. Cenaze namazının bir camide kılınıb kılınmama yolunda şer’î hükmün ne olduğu, hemşiresi Makbule Atadan Hanıme­fendi tarafından Genel Sekreteri Haşan Rıza Soyak’a sorul­muş, mevzu üzerinde mutlak selâhiyeti olan İlâhiyat Fakültesi Kelâm İlmi ve İslâm Felsefesi Ordinaryüs Profesörlerinden Mehmed Şerafeddin Yaltkaya'nın fikri alınmıştır. Din âlimi, cenaze namazının muhakkak camilerde kılınması yolunda kat'î nass olmadığını bildirmiş ve daha çok kıdem ve selâhiyetli olarak bir kerre de Diyanet İşleri Başkanlığının mütalâa­sının alınmasını tavsiye etmiştir. Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Rıfat Börekçi’nin fikri sorulmuştur. İstiklâl Harbinde Millî Mücadelenin meşruiyyetine dair Anadolu ülemâsının fetvâsında ilk imza olan bu mubârek din adamı: "-O’nun cenaze namazı tertemiz hâle getirdiği bütün va­tanda, bu farizanın yerine getirilebileceği her yerde kılınabilir" tarihi ve hakikat fetvâsını vermiştir. "Cenaze Namazı kılınmadı" iftirasının sahihleri, keşke, O’nun milyonda biri kadar himmet-hizmetin sahibi olarak Tan­rı huzuruna çıkabilseler...
Sayfa 92 - Kazancı KitapKitabı okudu
İbnü'l-İbrî, Kürtler Araplar tarafından Müslümanlaştırıldıktan sonra onlardan bir kral kendini Mehdi Muntazar, bir diğeri ise Mesih ve Kutsal Ruh olarak ilan ederek Qarduwiye (Kardû) dağlarında insanları ve askerleri etrafında toplayarak onlardan ayrıldığını, Me'mun iktidarı döneminde onların üzerine savaşması için askeri komutan Hasan'ı gönderdiğini zikretmektedir.
Sayfa 95 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bu antolojide yer alan şairler şiir dünyamızda yerlerini aralarken, bu çeyrek yüzyıllık dönemde birer birer yitirdiğimiz değerli şairlerin adlarını anmak, onların anılarına ve şiirlerine saygının bir ifadesi sayılmalıdır: Ercüment Behzat Lav, Ahmet Muhip Dııanas, Necip Fazıl Kısakürek, Ceyhun Atuf Kansu, Behçet Necatigil, İlhami Bekir Tez, Arkadaş Z. Özger. SuatTaşer, Nevzat Üstün, Ömer Faruk Toprak, Özdemir Asaf, Enver Gökçe, A Kadir, Hasan Hüseyin, Ali Rıza Ertan, Sabri Altınel, Ümit Yaşar Oğuzcan, Fethi Savaşçı, Orhon Murat Anburnu, Cahit Zarifoğlu, Tahsin Saraç. Abdülkadir Bulut, Metin Eloğlu, Hasan İzettin Dinamo, Turgut Uyar, Oktay Rifat, Edip Cansever, Sabahattin Kudret Aksal, Cemal Sureya, Tevfik Akdağ, Ahmed Arif, İbrahim Yıldız, Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Veysel Öneren, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Nahit Ulvi Akgün, Arif Karakoç, Mehmed Kemal, Hakkı Özkan, Salâh Birsel, Orhan Kotan, Cahit Külebi, Can Yücel, Mustafa Irgat.
112 syf.
·
Puan vermedi
Okurun hayatın işlevini sorguladığı, kimi zaman Tanrı rolüyle can aldığı, kimi zamanda yazar kimliğiyle bir karaktere can verdiği, dünya yorgunu insanların yaşantılarına konuk olduğumuz on iki öykü var Maskeli Timsahlar Kongresi'nde. Her öyküsü ile çarpıcı, kullandığı üslup ve teknikle okurunu öykülerin içerisine çeken Barlas Özarıkça, edebi bir haz yaşatıyor. Gerçek ile hayalin birbirine karıştığı, her karakterin kendi hayatındaki davanın peşinden gittiği, tarihin başına ve devamındaki akışına şahitlik eden öyküler. Aralarından en çok İtirafın Savcısı, Maskeli Timsahlar Kongresi, Peri Otel Cinayetleri, Tepe, Seyfi-Tek Elle Alkış, Işığın Beyi ve Ham ile Hamsi öykülerini sevdim. Barlas Özarıkça, öykü metni kadar şahsi hayatı ve edebi cemiyetten tanıdığı kişilerle de dikkat çekiyor. İsmen veyahut okuduğumuz eserleriyle aşina olduğumuz isimler. Hasan İzettin Dinamo, Tahir Alangu, Macit Gökberk, Nermi Uygur, Konur Ertop, Asım Bezirci, Doğan Hızlan, Nezih Araz, Selahattin Hilav, Şükran Kurdakul, Memet Fuat, İlhan Selçuk, Çetin Altan, Haldun Taner, Mustafa Ekmekçi, Mehmet Kemal, Tarık Dursun, Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Cemal Süreya, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Attila İlhan, Necati Güngör, Erol Toy, Selim İleri, Metin Cengiz, Eray Canberk, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Salâh Birsel, Hilmi Yavuz, Faruk Şuyun, Enver Ercan, Metin Celâl... Özellikle yazarın Oğuz Atay'ın kuşağından oluşu ve Oğuz Atay ile Yusuf Atılgan'ın yakın arkadaşı oluşu dikkatimi çekti. Gerek güçlü öyküleri gerekse edebi yaşantısı ve tanıkları ile referansı güçlü bir öykü metni Maskeli Timsahlar Kongresi, tavsiyemdir.
Maskeli Timsahlar Kongresi
Maskeli Timsahlar KongresiBarlas Özarıkça · Metinlerarası Kitap · 20246 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
O bizim İstiklal Şairimiz ama sadece İstiklal Şairimiz mi? Her kutsal bildiğimiz şey üzerine o konuda onun en üst düzeyde şiirini yazabilen yegane şairimiz o. Cemil Meriç Peyami Safa için "O yalnız adamdı. Sevdiklerinin anlayışsızlığı yüzünden sevmedikleri ile yol arkadaşlığı yapmak zorunda kaldı." diyordu bu cümleyi Mehmet Akif'e
Mehmed Akif Hüzünlü Bir Yolculuk
Mehmed Akif Hüzünlü Bir YolculukHicran Göze · Kubbealtı Neşriyatı · 201515 okunma
Çankaya'nın Silahşörü Recep Zühtü Soyak
Recep Zühtü Soyak (1893-1963/1966)(?) Recep Zühtü Bey, 1893 senesinde Manastır’da (vukuatlı nüfus kayıt örneğinde doğum yeri “Filarit” olarak geçmektedir) doğmuştur. Annesi Fatma Hanım, babası İpeklioğullarından Hasan Basri Efendi’dir. 1911 tarihinde İstanbul Vefa İdadisi’nden diplomasını aldıktan sonra Beylerbeyi İhtiyat Zabiti Mektebi (Yedek
Sosyal Demokrat Fırkası
Sosyal Demokrat Fırkası, mütareke döneminde kurulan siyasi fırkalardan biridir. Fırka devletin çeşitli organları tarafından kabul edilen Wilson İlkeleri çerçevesinde Osmanlı Devleti’ni çağın ihtiyaçlarına göre dönüştürmek amacıyla kurulmuştur.Merkezi İstanbul Şişli’deki Kebir Caddesinde yer alan 104 numaralı özel daireyken sonradan,bu merkez
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.