Huzur içinde uyusunlar .. Hele ki Dinamo ..
Türkiye’nin baskısever yöneticileri nice yazarımızı otuzunda, kırkında, yani en verimli olacağı yaşlarda cezaevlerine kapattı, sürgüne yolladı. Öldürülmelerine göz kırptı hatta. Halk olarak koruyamadık onları. Sabahattin Ali’den Ümit Kaftancıoğlu’na, Nâzım Hikmet’ten Ahmed Arif’e, Hasan İzzettin Dinamo’dan Enver Gökçe’ye, nice sevgili canlardır onlar.
Sayfa 111 - Evrensel Basım Yayın 1. Baskı 2000Kitabı okudu
İnsan açlığa birkaç gün dayanabilirse de sokakta kalmak felaketti.
Reklam
Bu sana son öğüdüm olsun, Tenzile. Sen cahil bir kız da değilsin. Seni elimden geldiğince okuttum da.” Tenzile, ayaklarının ucuna basarak annesinin yanaklarından öptü: “Peki anneciğim, bir daha öyle çocukluklar yapmam.” “Hani çocuk bile olsan ayıp. Oysa sen koskoca gelinlik kız oldun. Bu yaptığını hiç kimse çocukluğuna vermez. Namusumuz bir paralık olur. Yarın kötü kız diye Allah etmesin, kimse seninle evlenmek istemez. Sonra halimiz nice olur yavrum, nice olur düşünsene biraz.” “Peki anne, söz veriyorum, artık bu ayna oyununa temelli son veriyorum. Ayna tuttuğum erkekler bana baktığına göre demek ki ben, artık, kocaman bir kızım. Erkekler bende bir kadınlık görüyorlar.” Tahar Hanım, artık onu dinlemeyerek yukarı çıkmaya başlamıştı. İri gövdesinin altında tahta merdiven zangırdıyordu.
Tenzile, Tenzile, dedi, aklını başına devşir, yoksa ağabeyine kemiklerini kırdırırım. Eğer bütün babasız kızların analarına ettiklerini sen de bana etmeye kalkışırsan, seni kendi şu ellerimle boğarım alimallah !” “Ne yaptım ki ben anneciğim?” “Daha ne yapacaksın? Elin heriflerine ayna tutuyorsun. Yarın, burasını başka bir yer sanarak bütün erkekler kapıya toplanırsa seni parçalar önlerine atarım.
Mustafa Kemal Karlsbad'da da fırsat buldukça okumaya devam etti. Her fırsatta okumak onun için vazgeçilmez bir şeydi. Karlsbad'da okuduğu kitaplar arasında şunlar bulunmaktaydı: André Beaumier'nin Révolte (Ayaklanma) romanı. Balzac'ın La Peau de Chagrin adlı yapıtı. Le Baron de Batz'ın Vers l'echafaud'su. François Charles-Roux'nun Les origines de expédition d'Egypte'i. J. Patouillet'nin Ostrovski kitabı. Okudukları arasında Karl Marx'ın Kapital'ine ilişkin bir eleştirinin de bulunması dikkati çekmektedir. İsmini vermediği eleştiri kitabının özetini anılarına geçirmesi düşündürücüdür. Hasan İzzettin Dinamo, anılarında 1920-21 yıllarında Mahmud Esad'ın (Bzokurt) Ziraat Mektebi'ne Kapital'i götürdüğünü ve öğrendiklerini Mustafa Kemal'e anlattığını yazıyor. Mustafa Kemal'in okuduğu kitaba ilişkin not defterine detaylı notlar yazmasına rağmen, kendi değerlendirmesine yer vermemesi, bu konuda kesin bir karar verilmesinin güç olduğunu düşündüğünü hissettirmektedir.
Sayfa 156 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
İnsanı insan olarak doğduğuna pişman eden çakırdikenlikleri gibi sonsuz acılar, onların içini dişini kaplıyor, onları umarsızlıkları içine hapsediyor, yaşamak için boğuşmak kapılarını onlara kapıyordu.
Sayfa 347 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Gözlerinin güvenle baktığı her yer onun ülkesiydi.
Sayfa 307 - Tekin YayıneviKitabı okudu
İnsanlardan insanlık beklemek hele böyle zamanlarda, boğanın altından buzak beklemek gibi bir şey olur.
Sayfa 294 - Tekin YayıneviKitabı okudu
... insanoğlunun mutlulukları ne denli kısa, ne denli hızlı geçiciydi işte...
Sayfa 215 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Bakışlarında birbirlerine söyleyecekleri her şey vardı.
Sayfa 195 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
İçinde bir ayaklanış başlamıştı.
Sayfa 191 - Tekin YayıneviKitabı okudu
İçinden şimdiye dek hiç bilmediği öfkeler, kara umutsuzluk bulutları, katran karası duygular gelip geçiyordu.
Sayfa 191 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Mutluluk, birdenbire hiç umulmadık bir zamanda gelmiş, yağmurun kül rengi perdesine sarınarak yine geldiği gibi gitmişti.
Sayfa 148 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Bu gözlerde, bu yüzde ne büyü vardı ki onu, çekiyordu.
Sayfa 110 - Tekin YayıneviKitabı okudu
"Çalışan insanlar hep yoksuldur kızım."
Sayfa 74 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Resim