BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
304 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Katil olabilirdi henüz on iki yaşında!
“Genç şair ve eleştirmeciler onun için bir kaç kitap yazsalar çok yerinde olur. Aradan bir on sene geçsin, kıymeti daha çok anlaşılacak gibime geliyor. Bir genç şair eleştirmecinin onu uzun uzun, seve seve bize anlatmasını bekliyorum”, demiş Sait Faik. Bu kitap o kitap işte. Önüme düştü şair hakkında araştırmalar yaparken. İyi ki düşmüş.
Kanık'sadığım Biri Orhan Veli
Kanık'sadığım Biri Orhan VeliM. Şeref Özsoy · Ayna Yayınevi · 200123 okunma
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201526 okunma
7 Kasım 1938 Salı günü saat 12:20'de Dr. Mehmet Kamil Berk tarafından üçüncü karın ponksiyonu yapılır. Aynı gece saat 2:00 den sonra hafif bir unutkanlık başlamış, dört saat sürmüştü. Sabah sakindir. 8 Kasım 1938 akşamı kötüleşmeye başlar, yatağın ortasında iki elini yanlarına dayamış oturuyor ve mütemadiyen öğürerek "Allah kahretsin" diye söyleniyordu. Hizmetlilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu. Nöbetçi Dr. Abravaya Marmaralı ve Dr. Neşet Ömer İrdelp bir taraftan buz parçaları yutturulurken, bazı ilâçlar da enjekte ediliyordu. Bir aralık tuvalet masası üzerindeki saate bakar. "Saat kaç" diye sorar, "Yedi" diye cevap verilmesine karşın ayni suali birkaç kez daha sorar, yatağına yatırılır. Hasan Rıza Soyak: "Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?" diye sorar "Evet" cevabından sonra Dr. Neşet Ömer İrdelp ; "Dilinizi çıkarır mısınız efendim?" der. Dilini ancak yarısına kadar çıkarır. Dr. Neşet Ömer İrdelp tekrar seslenir. "Lütfen biraz daha uzatınız". Fakat artık söyleneni anlamıyordu dilini uzatacağı yerde tamamen çeker, başını biraz sağa çevirerek Dr. Neşet Ömer İrdelp'e dikkatle bakar ve "Aleykümesselâm" der. Son sözü bu olur ve ponksiyondan 30 saat sonra komaya girer. 8 Kasım 1938 günü 19:00 da başlayan koma gittikçe ağırlaşarak 10 kasım 1938 günü saat 9:05 geçe ölüm anına kadar devam etmiştir.
Sayfa 230 - Güven KitabeviKitabı okudu
402 syf.
·
Puan vermedi
Dersim Özel
Dersim Özel
" Yaşattığın her zorluk bu an içinse yaşam, seni affediyorum..." Merhabalar.. Dersim Özel'in yazmış olduğu @kdysosyal den çıkan #birkalanolmalı kitabı son zamanlarda okuduğum en ilginç, en sarsıcı ve en şaşırtıcı kitaptı... Böylesine güçlü bir kurgu, anlatım tarzı, betimlemeler beklemiyordum ne yalan söyleyeyim. Kitabı
Bir Kalan Olmalı
Bir Kalan OlmalıDersim Özel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2023124 okunma
1881 - Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyoruz.. - 193∞
Tarih; 8 Kasım 1938: Hasan Rıza Soyak Anlatıyor.. - Nöbetçi Doktor Abrevaya ile o sırada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu.. - Saat kaç ? Hasan Rıza Soyak; - 7: 00 Efendim.. Aynı soruyu gün boyu birkaç kez daha tekrar etmesi üzerine, cevabı tekrar ederek, saatin 7: 00 olduğunu söyledim.. Hasan Rıza Soyak; - Biraz rahat ettiniz değil mi efendim ? diye sordum... - Evet. dedi.. Arkamdan Dr. Neşet Ömer İrdelp muayene için yanaşıp rica etti: - Paşam dilinizi dışarı çıkarır mısınız ? Dilini ancak yarısına kadar çıkardı; Dr. Neşet Ömer İrelp; - Lütfen biraz daha uzatınız!... Nafile!.. Artık söylenenleri anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tamamen geri çekti.. Başını biraz sağa çevirerek Dr. Neşet Ömer İrdelp'e dikkatle baktı ve 'Aleykümselam..! dedi ve bu son sözleri oldu.. Vefat edeceği 9: 05'e kadar 36 saat sürecek ağır koma.
Reklam
"Saat kaç?" Hasan Riza Soyak yanıt verdi: "Saat 07.00 efendimiz Artık sürekli "Saat kaç?" diye soruyor, Hasan Rıza da "Saat 07.00 efendimiz" diye saati tekrar ediyordu. Bu karşılıklı konuşma birkaç kez yinelendi. Odadakiler bunu, henüz aklı başında, komaya girmemiş diye yorumladılar. Fakat o anda belki gözleri kararıyor, saati göremiyordu. Onun için aklının yerinde olup olmadığını, saati öğrenmek suretiyle anlamak ve kendini kontrol etmek istiyordu. Son "Saat kaç?" sorusunun ardından birdenbire kendini arka üstü yatağa attı. Aynı anda da fena halde bir titreme başladı. O kadar titriyordu ki adeta dişleri birbirine vuruyordu. O sırada yetişmiş olan Doktor Neşet Ömer'le Doktor Abravaya, gereken müdahaleyi yapıyorlardı. Neşet Ömer bir ara Atatürk'e seslendi: "Dilinizi göreyim efendim!" Dilini yarıya kadar dışarı çıkardı. Neşet Ömer yeniden seslendi: "Biraz daha uzatınız efendim!" Doktor Neşet Ömer'e baktı. "Vealeykümüsselam!" diyerek gözlerini kapatıverdi.
Sayfa 1202 - AlfaKitabı okudu
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
Çaylarımızı içmiş miydik o gün bilmiyorum. Ben bir kaç dakika, bir kaç saat, bir kaç gün ya da bir kaç yıl sonra ayağa kalkmıştım. Gidiyordum. İçimde, bir bilmeceyi çözememiş olmanın sıkıntısını vardı.
Sayfa 12 - SayKitabı okudu
GECELERDEN BİR GECE:
Kaygulandığımı gören karım, - ''Biraz gerçekçi olsana Murat'' dedi. ''Herkeslere benzer miyiz biz.? Evde bebek var. Çocukları kime bırakır da nereye gideriz.? Yakarız sobamızı, otururuz çevresine, başbaşa geçiririz geceyi. Radyodan birşeyler dinleriz; çocuklar biraz oynaşır uyurlar; bir de birşeyler okuruz. Sanki,
Reklam
·
Puan vermedi
Dünya gözyaşımın içindeydi artık, dünya bulanıktı, dünya ıslaktı ve dünya kalın uğultular eşliğinde etrafa buğular saçarak hafif hafif titiryordu. Yerli yazarlar okumaya başlayalı çok olmadı. Türk Edebiyatı Klasiklerini saymiyorum ama uzun zamandır elimin altında olan bu kitabı tek nefeste okudum. Saate bakmadım, kaçta başladım ama geç uyandım ve kahvemi içerken başladım. Takribi 3 saat olmuştur. O kadar doldurdu ki içimi bu kitap duygu yoğunlukları ile. Henüz bir kaç sayfası bitmeden yorumlamak istedim. Hikaye ne, konu ne onemi yok, okursunuz anlarsınız. Ama şimdi yazar hakkında okuduğum bir kaç cümleye hak verdim. Kendinden bir hikaye anlattı. Sanki siradan bir kaç aydı ve o konuşarak anlatırken bende yanındaydım. Zıpır Yokuşundan kasabaya onunla kaç kez gidip geldim, o atı peşimden kaç kez koşarken gördüm bilmiyorum. Beyaz gömlekli çocuk hala gülümsüyor gibi. Güzel bir kitaptı. Kurgudan, hikayeden çok yazarın anlatım dili muhteşemdi. Bütün kitaplarını alacağım kuskusuz.
Kuşlar Yasına Gider
Kuşlar Yasına GiderHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 201919,7bin okunma
Türkler'i bir inek gibi sağdım!.
TÜRK KATİLLERİNİN KANLI HATIRALARI YAPTIĞI ZULÜMLERLE ÖVÜNEN BİR YUNANLININ MEKTUBUNDAN - "Gönderdiğim kulakların her birini sevgililerinize bir zafer hediyesi takdim ettiğinizi yazıyor, ve Türk kadınlarıyla geçirdiğim dakikalardan, (gasbettiğim) mallardan bahsetmemi istiyorsunuz." - "Azizim Mihail, hayatım o kadar sefalı, o kadar
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.