Mesela Proust ya da Joyce'un romanları böyle değil midir? Bu bakış açısına göre önemli olan gerçek dünyada olup bitenler değil, insan hafızasının deneyimleri depolayıp hatırlama biçimi, insan zihnini işleten bu geçmişi ayıklayıp kurtarma çabasıdır.
Kayıp zamanın izinde serisinden sonra karşıma çıktı gerçekten Proust insan hafızası içindeki zaman akışı ve gerçeği önemli görüyor ve serinin sonunda zamanında gerçek manada insandan ayrılayamayacağını benliğimizle birlikte var olduğunu söylüyor..
Bozkırda Altmışaltı, yedi öyküden oluşan ve odağında Yozgat'ın ve Yozgatlı sakinlerin hikâyelerinden oluşan bir öykü kitabı. Mustafa Çiftci, Gönül Dağı adlı tv dizisinin senaryosunu da yazan ve İletişim Yayınları'ndan başka öykü kitapları yayımlamış bir yazar. Çiftci bildiğim kadarıyla Yozgat'ta yaşıyor.
Bozkırda Altmışaltı'da
Sayın Hocam, tabii ben daha dar bir perspektiften bakarak belirli bir bölgenin insanının yaşayışını, düşünüşünü çok sarih biçimde ortaya koyduğunu gördüm Çiftci'nin. Bilhassa Orta Anadolu ağzıyla yazılmış öykülerde benim de çok yakından tanıdığım/anladığım insanların dünyaları anlatılmış. Çorum'un diliyle nerdeyse birebir aynı olan dili, kültürü ve yaşam biçimini çok iyi yansıttığı için Çiftci'nin dilini çok sevdim. Ha bir Yaşar Kemal, bir Fakir Bayburt kadar yerelden evrensele uzanır mı bilemem ama benim gördüğüm kadarıyla çok orijinal öyküler bunlar. Bir de Ethem Baran var onun öykücülüğünün daha ileri olduğunu düşünüyorum, o da Yozgatlı. Bu bağlamda yaşanılan bölgenin, bilinen insanların öykülerini yazmak galiba en isabetli olanı. Meramımı anlatabildim mi bilemiyorum, saygılar...
Kütüphanemde bulunan ve en çok korktuğum kitap bu. Aynur Hanım, okuduktan sonra yorumunuzu merak ediyorum, zira okumak için, cesaretlenmek için pozitif yoruma ihtiyacım var. Umarım okuma süreciniz su gibi akıp geçer ve bize de buradan bir istek ve cesaret doğar...
John Cheever'in Yüzücü adlı öykü kitabını incelemeden önce kitap hakkında genel bir kanı bildirmem gerekirse, adı geçen öykü kitabı şimdiye kadar okuduğum en özgün ve nitelikli kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Belki Çehov tarzı öyküyü sevmemden kaynaklanan bir durumdur belki ama her öyküyü ayrı ayrı beğendiğimi ve üstümde unutulmaz bir
Sizin gibi nitelikli edebiyatın kıymetini bilen bir okuyucu muhakkak bu kitabı okumalı. Okuduktan sonra kitaplığınızın baş köşesine koyacağınıza eminim. Sağlıcakla kalın...
Döngel Dünya'yı okuyup bitirdikten sonra öyküler arasında ayrım yapmaya, beğendiklerimi ve beğenmediklerimi belirlemek için kitabı baştan sona tekrar karıştırmaya başladım. Baştaki beş altı öyküyü öne çıkarmaya diğerlerini ise geri plana atmaya karar vermiştim önce. Kitabı karıştırırken gördüm ki her bir öykünün kendince bir derinliği ve meramı