Hasbihâl
Edvâr-ı hayât perde perde... Allâh bilir ne var ilerde.
Sayfa 48 - Gonca YayıneviKitabı okuyor
HASBİHAL Mehmet Akif ERSOY
Geçen hafta merhum Cemaleddin Efgâni’ye dair birkaç söz söylemiştim. Maksadım o büyük adama isnat edilmek istenilen dinsizliğin pek yanlış bir tevcih olduğunu göstermek idi. Ne yazık ki bu sefer de “Cemaleddin mülhid değildi, fakat Vehhabi idi.”iddiası ortaya sürülmeye başladı. Acaba bu şayiayı çıkaranlar bir adamın alnına “Vehhabi” damgasını
Reklam
Hasbihâl
Er yolunun yolcusu da er gerek; Her yiğidin kârı değil, dönmemek.
Hasbihâl
Olmazsa zemin, zaman müsait; Feryâdına âsüman müsâit! Gönder bana sen de neyse derdin...
Necid Çöllerinde
Yâ Nebî, şu hâlime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum; Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum. “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar? Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var! Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak;
Hasbihâl
Geçen zaman uçup gitti;gelecek ise belli değil. Sen ancak içinde bulunduğun hâlin sahibisin.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
67 öğeden 71 ile 67 arasındakiler gösteriliyor.