Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Babasının hastalığını komşularından gizleyerek ,sahip oldukları çiftliği elinde tutmaya çalışan ,güzel ,güçlü etkileyici bayan Cassie... Dövülen ama öldürülmeyen,bunun yerine bir hırsızın kimliği ile Amerikan kolonilerine köle olarak satılan İngiliz asilzadesi Alec... Günlerce hasta yattıktan sonra kendini hiç bilmediği bir ülkede,tanımadığı insanlar arasında ve kendine ait olmayan bir isimle bulan Alec , sandıkları kişi olmadığı konusunda çiftliğin güzel hanımını ikna etmeye çalışır.ne var ki tüm hukuki belgeler olaylar onun aleyhinedir. Güzel Cassie,babasının hastalığı çevre çiftliklerden öğrenilirse çiftliği kaybedeceklerini biliyordu ve babasının uzun bir avrupa yolculuğuna çıktığını söyleyerek komşu çiftliklerin sahiplerini oyalarken,bir taraftan da yeni satın aldığı kölenin asiliklerini anlamaya çalışıyordu...bu adam ,5 sterline satın aldığı bu adam neden sürekli o kişi olmadığını söylüyordu ki ? İsyan ederek çözüme ulaşamayacağını anlayan Alec ( ya da Colin) bir süre sonra taktik değiştirir ve isyan etmek yerine sahip olduğu bilgi ve becerileri kullanarak çiftlik sahibinin güvenini kazanmaya çalışır.tabii bu çabalar hem güveni hem de güzel Cassie 'nin kalbini kazandırır. Alec ( ya da Colin) ve Cassie bir süre sonra çiftliğin sorunlarına birlikte çözüm ararken,birlikte hareket ederken bulurlar kendilerini... Aşk,mesafe tanır mı? insan sevdiği için her şeyden -ailesi,ülkesi dahil- vazgeçebilir mi? Tarihi aşk sevenlerin okuyup beğeneceği bir kitap,sayfalar çabucak bitiyor...
Tatlı Ceza
Tatlı CezaPamela Clare · Koridor Yayıncılık · 2015103 okunma
304 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
İkinci Dünya Savaşı'nın sonları... Havada umutsuzluk, çaresizlik, bıkkınlık ve belirsizlik var. Farklı dünyalardan gelen ve savaşın aynı coğrafyada buluşturduğu dört kahramanın hikayesini bulacaksınız bu romanda. Kanadalı bir hemşire, İtalyan bir hırsız, Sih bir asker ve gerçek kimliği ile ilgili hiçbir bilgi olmayan bir kazazede, ingilizce konuştuğu için ingiliz sanılan bir hastanın hikayesi. Onların birlikte geçirdikleri zamanın yanı sıra, geçmişte ne yaşadıklarına da tanık olacaksınız. Başta karmakarışık görünse de hikaye ilerledikçe parçaları toplayıp onu kafanızda canlandırabileceksiniz. Okurken zaman zaman sıkılabilirsiniz. Ama bu sizi yanıltmasın, sabırlı olursanız okumaya değer bir roman olduğunu göreceksiniz. Her ne kadar yazarın uydurması olsa da değişik ve gerçekçi bir hikayesi var çünkü. Kitabın orjinal adı ''The English Patient'' yani ''İngiliz hasta''. Filmi çekilmiş ve 1996 yılında en iyi film de dahil olmak üzere 9 dalda Oskar ödülü kazanmış. Sanırım bu hikaye okumaya değdiği kadar izlemeye de değer. :)
İngiliz Casus
İngiliz CasusMichael Ondaatje · Can Yayınları · 2000231 okunma
Reklam
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
488 syf.
4/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"James Barr" yazarı ne kadar araştırsam da çok bir bilgi bulamadım hiçbir şey çıkmıyor. Peki kitabı nasıl? Kitap tamamen "Hasta Adam" olarak tabir edilen yüce Osmanlı Devletinin topraklarına adeta bir akbaba gibi üşüşen İngiltere ve Fransa'nın aralarındaki, Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Cezayir gibi Orta Doğu ülkelerinin
Kırmızı Çizgi
Kırmızı ÇizgiJames Barr · Pegasus Yayınları · 2016111 okunma
Medreselerden fen bilgilerini kim kaldırdı?
İslam düşmanları, din adamlarına fen bilgisi lazım değildir diyerek, bilgili âlimlerin yetişmelerine mani oldular. Sonra da din adamları fen bilmez, cahil ve gericidir dediler!.. Günümüzü anlamak için geçmişi iyi bilmek gerekir -11- 1846’da Sadrazam olan Reşid Paşa, işbaşına gelir gelmez, İngiliz Lord Redcliff ile hazırlamış olduğu
tarımdaki sömürü ve halk
Kırşehir'den gönderilen ve 15 Mayısta yayınlanan bir mektupta aynı kıtlıktan söz edilmektedir. 24 Mayısta gelen haberlerde ise köylünün 'ölmüş hayvanat iaşesi', 'ağaç kabuğu ve ayrık tabir edilir ot kökü' yediği anlatılmaktadır. Batılaşma hareketleri, işte böyle bir düzenin 'can ve mal emniyetini' sağlamış, onu güçlendirip
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İngiliz yazar Anna Sewell tarafından 1877 yılında yazılmış bir romandır. Bu kitabı hayatının son yıllarında, hasta olarak yattığı evinde yazmıştır. Roman, Sewell'in ilk ve tek romanı olup, kısa bir süre içerisinde en çok satılan kitap haline gelmiştir. Sewell, kitap yayımlandıktan sadece beş ay sonra hayata veda etmiştir. Yaklaşık olarak elli milyon kopya satmış olan Siyah İnci tüm zamanların en çok konuşulan kitaplarından biri haline gelmiştir. Bu kitapta dosdoğru hayvan refahı öğretilirken, aynı zamanda şefkat, sevgi ve saygının insan tedavisindeki önemi vurgulanmaktadır. Siyah İnci çocuk edebiyatının bir öncüsü haline gelmiştir.
Siyah İnci
Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Osmanlı Padişahları
Osmanlı PadişahlarıAhmet Seyrek · Tulpar · 201530 okunma
335 syf.
10/10 puan verdi
Sultan II. Abdülhamid 33 yıl boyunca etrafı "kurtlar"la çevrili bir ülkeyi sağ salim sahile çıkarmanın mücadelesini verdi. Hasta Adam'ın mirasının paylaşılması konusu 1850'lerde gündeme gelmişti. 1878'de Rusya karşısındaki ağır yenilgimiz, emperyalizmin iştahını kabartmıştı ve Türkiye'de darbe üstüne darbe yapılıyordu. Önce Sultan Abdülaziz'e yapıldı darbe, sonra V. Mrad'a. Sanıldı ki, Osmanlı'nın kaderi pamuk ipliğine bağlı. Nitekim Sultan Abdülhamid tahta geçtiğinde İngiliz Dışişleri Bakanı, kendisini tehdit etmiş, 'Ayağını denk alsın, ona da öncekilere yaptığımızı yaparız' demişti. Çöküş için gün sayılırken, bu 34 yaşındaki adam, 30 yılını adayacağı bir icraatın düğmesine basıyordu. Ülkeyi bir barış dönemine sokarken, kazanılan zamanda demiryolu ağından eğitim yatırımlarına kadar bir dolu projeye imza atıyordu. Kendisini feda etmişti ama 30 yılda yetiştirdiği nesil, Çanakkale'den Sina çölüne kadar emperyalizme karşı Akif'in deyişiyle 'kıta kapma' oyunu oynayacaktı. "Kızıl Sultan" demişlerdi ona. Kendi açılarından haklıydılar. Çünkü Osmanlı'nın paylaşımını pahalıya getirmişti Avrupa'ya. Kansız olacağını sandıkları Osmanlı gövdesindeki ameliyat, 30 yıllık gecikme sayesinde Avrupa'nın kanlı bir iç savaşına dönüşmüş ve bir dünya meselesi haline gelmişti. Osmanlı tarihini yeniden yazmaya koyulan Mustafa Armağan'ın titiz ve akıcı kaleminden Son Sultan'ın Kurtlarla Dansı... Kitabı okuyunca dansın bugün de devam ettiğini fark edeceksiniz...
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı
Abdülhamid'in Kurtlarla DansıMustafa Armağan · Timaş Yayınları · 20183,711 okunma
23 Aralık 1963 tarihli İngiliz "Guardian" gazetesinde yayınlanan bir İngiliz hükümet raporuna göre, hastanede yatan yirmi beş Türk hasta, yataklarından kaybolmuştu. Bir İngiliz istihbarat subayının bulgularına göre bu hastaların boğazları Rum hastabakıcılar tarafından hasta yataklarında kesilmiş ve vücutları bir kamyona yüklenerek şehrin kuzeyindeki bir çiftliğe götürülerek orada kıyma makinesinden geçirilerek öğütülmüş ve atılmıştı.
1.484 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.