Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar olsun. Bu kitap benim için çok özel bir yere ve anlama sahip. Uzun zaman peşinden koşturduğum ve 2023 başında anca alabildiğim, okuma listem ve sırama göre de ancak okuma fırsatı bulduğum; aynı zamanda bu kitabı aldığımda hayatımda olan insanlar ve yaşadığım hayat ile şimdi yaşadıklarım birbirinin de tam
Ben gerçek hayat kitaplarını sanırım biraz daha fazla seviyorum. Gerçekten insanların hayatına dokunurmuşçasına ; sanki onların yanındaymışım da üzüntüsüne sevincine ortak olurmuşçasına okuyorum bu tarz kitapları . ( Not: Çünkü terazi burculuk kendin dertlerle boğuşurken bile başkalarının sorunlarıyla dertlenip,onlara çıkar yol bulmaya çalışmak demektir )
Bu kitap da bir gerçek yaşam öyküsü hem de bir otobiyografi. Başarılı bir beyin cerrahı olan Paul 'ın kansere yakalanışı, hasta doktor ilişkileri , aile bağları üzerine çok güzel bir karışım.
Hasta olan doktor olunca her şey biraz daha şeffaf oluyor sanki ama yine de kaçınılmaz son geldiğinde hiçbirimizin diğerinden farkı yok, kesinlikle..
Malesef #paulkalanithi nin ömrü kitaptan önce sona ermiş ve kitabı eşi #lucykalanithi tamamlamış. Onun anlattığı kısımlardan özellikle Paul'ın son günleri gerçekten çok dokunaklı..
Bu yoğun tempoma rağmen iki günde bitirdim . Okuldan bir öğretmen arkadaşım önermişti, hem de kendisi okumadan , şimdi o okuyor Kargo bekleyiş zamanlarında sitelerdeki yorumlara hafif bir göz atar gibi olduğumda neredeyse herkes , bu kitabı özellikle tıp öğrencilerinin okuması gerektiğinde hem fikir ..
Bu arada kitap 2017 Pulitzer Ödülü finalistiymiş .
İlgilenenlere, gerçek hayat hikayesi okumayı sevenlere , hayatımızın ne zaman sona ereceğini ,yarın bizi nelerin beklediğini bilemediğimiz için asıl önemli olanın ne olduğunu bir kez daha düşünmek isteyenlere gönülden tavsiye
@altinkitaplar
#sonnefeshavayakarışmadan #bookstagram #bookstagrammer
517 syf.
10/10 puan verdi
Bay Eden. Martin Eden. Hayata karşı her zaman onurlu, erdemli, azimli durmayı sabır eyleyen; sevdiği için yaşamını değiştiren bir karakter. Onun bu fani dünyadan beklentisi, aslında beni ben yapan değerler bütününe karşın seven insanların tutumunun bu yönde olmasını düşündüğüydü.
Ben değişmedim. Ben sınıfsal farklılıklardan dolayı işçi sınıfında
Geçirdiği trafik kazasından sonra hasta ve zayıf bedeni ile aktif bir iş yapamayan yazar #gigurdjieff yine de hayattan kopmayarak bir şeyler yapmayı başarmış ve idee fixe kavramının bilincinde oluşturduğu etkenler sayesinde seri kitaplar yazmaya başlamış.Sağlığı yerindeyken kendince faydalı gerçekleri insanların yaşamına sokmayı başaramadığını
“ Hayat yalnızca ben olduğunda gerçektir” kitabı sorgulamalarla geçen, kişinin varlık sebebini felsefi düşünce ile sorgulayan, felsefik türden bir kitap. Yazar Gurdjieff; yirminci yüzyılın ilk yarısında etkili olmuș ruhani bir öǧretmen, guru ve yazar. İnsan hayatının amacını sorgulamıș ve yanıtlara ulașmak için Hindistan, Tibet, Orta Asya, Anadolu
Hastalar Risalesini çok ama çok çok seviyorum. Böyle şifayab oluyorum. Gözüm gönlüm doyuyor okuyunca. Tam tekmil teselli buluyorum. Neredeyse elhamdülillah diyorum. Çünkü ben mütemadiyen hasta olurum. Abartmıyorum neredeyse sürekli hastayım. Bir kere alerjik reaksiyon gösteriyorum bir çok şeye. Babam hep sen nasıl bir çocuksun benim çocuklarımda
Kitabın bende bıraktığı etki:)
Merhaba 1K okurları!
"Psikoloji benim alanım olmalıydı," diye düşünürüm her zaman. Hani bir soru vardır ya;"İkinci bir ömrün olsa hangi mesleği seçerdin?" Psikolok olurdum. Dinlemeyi, insan okumayı, bilinçaltında gezinmeği, yaşanmış her hangi bir olayın nedenlerini bulup, çözümleri üzerinde çalışmayı sevdiğimdendir her halde.
Sevgili İnsan;
Merhaba ben Charlie. Zeka geriliği ile dünyaya adım attım ve beni doğuran kadın yani annem hep normal olacağımı düşündü. Günlerce beni iyileştirmek için çabaladı, babamla tartıştı, onu iyileşeceğime ikna etmeye çalışırken kendisinin asla kabullenemediği gerçekler olduğunun farkında değildi. İyileşmek neydi? Ben hasta mıydım? Normal ne demekti? Bütün bunların ayrımına kız kardeşim aile fertlerinden başka insanlarla kurduğu sosyal ilişkilerde varmıştı. Günün birinde birinin kurban edilmesi gerekirse o kişi kim olurdu diye sorduğunuzda şüphesiz herkes anormal Kişileri Zihninde canlandıracaktır. Sevgi,merhamet,ahlak ve eğitimden yoksun zihinleri böyle bir kararı almakta asla geri durmayacaktır.
Merhaba ben Charlie. Günün birinde zeka seviyesi düşükken yapılan deneyler ile yükseltilen bir fare ile kendimi aynı kafese koydum. Her defasında onu alt etmek istedim. Geri olan zekam ile kibrime yenildim. Bana onu alt edebileceksin dendiğinde hiç düşünmedim. O ana kadar olan yalnızlığımdan sıkılmış, kendi duvarlarımı aşmak istemiştim.
Merhaba ben Charlie. Günden güne ilerleyen zekam ile karşınızdayım ama kendime kibrimden ördüğüm duvarlardan size ulaşamıyorum. Zekama ayak uyduramayan duygusal gelişimden geri kalıyorum. Evet çok şey biliyorum, çok hızlı öğreniyorum. Önceden zeka geriliğim varken benimle olan insanlar, zekam olduğunda ama duygusal özürlü olduğumda yanımda yoklar. Hangisiydi insanoğlunu daha mutlu eden şey?
Merhaba ben Charlie. Bir zamanlar ben yine böyleydim. Sanırım okuma yazmayı dahi bilmiyorum. Ben nerdeyim, nereye ve hangi acımasız dünyaya doğdum?
626 syf.
·
Puan vermedi
Yazılarımın klasikleşmiş paragrafı olarak belirtmek isterim ki bu bir kitap incelemesi değildir ve spoiler içerebilir.
Üniversite yılımın ilk kitabı olarak ele almak istiyorum 'Jane Eyre' i yeni hayatıma alışmaya çalışırken bana çok yardımcı olduğunu hissediyorum. Kitabı okumaya başladığımda daha şehir değiştirmemiştim, etmem gereken vedalar olduğunu hissediyordum. Kimseye bunu söyleyemesem de gitmekten çok çekiniyordum çünkü gittiğimde her şeyin değişeceğini veya bıraktığım gibi bulamayacağımı düşünüyordum. Bunu söyleyebildiğim tek kişi de bana "Eğer bundan korkuyorsan o zaman arkanda bırakacak biri kalmasın" dedi. Asıl geride bırakmaktan korktuğum kişinin bunu söylemesi benim için zor oldu ama üstesinden geliniyormuş.
Üniversiteyi okuyacağım şehire geldiğimde kitabın ortalarındaydım. Başta çok zorlandım. İlk defa gerçek anlamda yalnız hissettim. Hasta olduğumda ben söylemedikçe kimsenin anlayamayacağı kadar uzaktaydım. Jane Eyre'i okumak biraz sıkıyordu o sıralar çünkü monoton ilerliyordu. Sonlarına yaklaştıkça elimden bırakamadım. Bana birçok yeni görüş ekledi. İnsanın arzularına göre değil erdemlerine paralel hareket ettikçe mutlu olduğunu ekledi mesela. Arzularının peşinden gittiğinde ise sonunun seni düş kırıklığına uğrattığını öğretti. Arzuların tehlikeli alışkanlıklardan oluştuğunu ve kontrol edilmesi gerektiğini öğretti. Ve gerektiğinde vazgeçmek gerektiğini anlattı.
Kendime hatırlatmak istediğim bir not ekliyorum buraya: Veda etmen gereken kişileri hayatına dahil etme.
mavi kuş
Mavi Kuş hikâyesinde kendi hayatımdan kesitlere rastlamışken ve de kitabı bir hışımla okuyup bitirmişken kitaba dair bir kaç kelam etmemek zülfi yâre dokunurdu.
Mavi Kuş, Mustafa Kutlu’nun Uzun Hikâyesinden sonra okuduğum ikinci hikâyesi. Yazar Uzun Hikâyesinde “Bütün hikâyeler trende başlar.” sözüyle trende başlayan bir hikâye anlatırken Mavi
KİTAP TAVSİYEM
ALINTILAR
"__Lütfen benden önce gitme" dedim.
Gün geldi beni dinlemedi,gitti.O benim hayatımda ki,hayalimdeki belki de tek adamdı.Beni,her şeyimle kabul eden tek adam...Pişmanım.Sevdiğimi söyleyemedim.Onun da duymaya ihtiyacı olduğunu düşünemedim.
Pişmanım
Belki de tüm canlıların tek ortak noktası,sadece sevgiye olan
Evet, Jose Mauro de Vasconcelos.
Ünlü bir yazar.
Yazarımızın aslında ilk kitabı Şeker Portakalı. Onu da ele alacağız ama biz sondan başlamayı tercih ettik bu sefer. Zeze karakteriyle ilgili hayat biçiminde Güneşi Uyandıralım’dan sonra serinin üçüncü kitabı olan Deli Fişek.
Aslında bu kitapta önceki iki kitapta benzer usul devam ediyor. Zeze biraz
175 syf.
·
Puan vermedi
Her zaman hayatı başka gözle görmek isteriz . Bir erkek olsam dünyayı nasıl görürdüm, veya bir kadın , bir anne olsam nasıl hissederdim , bir doktor olsam, bir fırıncı olsam veya hasta olsam..
En çok da Şizofren olmayı merak etmişdir. Gerçek bir hastanın gözüyle dünyaya nasıl bakıldığını anlatan bu kitap biraz olsun merakımı giderdi. Ama ben sadece onu merak etmiyordum . Psikolog olduğumda karşıma gelen insanlara nasıl yaklasmam gerektiğini , nasıl tedavi etmem gerektiğini de merak ediyordum. Daha ikinci sınıfım ve eminim bölüm hocalarım bu merakımı da gidericek ama onlardan önce bu kitap giderdi. Sabır işi olduğu anladım daha çok . Acele etmemek gerektiği anladım .
Bu kitapta yazar şizorferik düşünce ile çocuk düşüncesinin benzerliğini anlatmış . Belli bir dönemde takılan hasta gittikçe geriliyor ve yeniden doğum aşamasına kadar geliyor. Doktorunu Anne-analist olarak görüyor.
Tedavi süreci boyunca neler hissettiğini Renee anlatıyor , son kısımda işte tedavi süreci var .
Keyifli okumalar
Bir 'Weltschmerz' romanı
Weltschmerz, dünya ağrısı olarak çevrilmiş. Roman bu duyguları dile getiriyor. Weltschmerz derin üzüntü, matem keder anlamında. Romanda Mürşit ile Madenci'nin ortak duygulanımlarının, kederlenişlerinin, dünyadan güncel yaşamdan farklı kendi dünyalarında devinimlerini anlatıyor. Her ikisi de bir travmanın sonucunda gerçeklerden kaçışlarında anlaşıyor, bir yerlere varamamalarını, amaçsızlıklarını paylaşıyorlar. . Roman boyunca travmanın olduğu olaylar yavaş yavaş veriliyor ve sonunda kederin daha da derinleştiği olaylar anlatılıyor. Aslında o olaylar olmasa da her iki roman tipi Mürşit ile Madenci yine aynı keder ve toplum dışı kişilikleriyle savrulacaklardı. Olaylar bu savrulmalara bir anlam veriyor.
Romanın ortalarında beni artık bu keder ve boşvermişlik baymaya başladı. Her bölümden sonra ara vermek zorunda kaldım. Keder havası güncel yasamıma ağır geldi. Bazen hasta olduğumda yatakta böylesi romanları okumak hoşuma gider. Onların kederine kendi kederimi ortak ederim.
Neyse kitap bitti ben de kurtuldum. Güzel bir 'Weltschmerz' romanı. Dünyaya gelmenin ağır yükünü çekenlere kolay gelsin-...
Ayrıca baba -oğul ilişkisi roman boyunca ana konu....
