Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Onda bir hastalık,hiç durmayan, onu daima için için yakan bir humma var: Doğruluktan, fedakârlık, manevî temizlik hastalığı… Haksızlığın , yalanın, riyanın , hâsılı bütün ahlaksızlıkların ve zaafların müthiş bir düşmanıdır.”
Sayfa 11 - İnkılapKitabı okuyor
Kaybedilen Duygu: Tahammül
Modern zamanlar tahammül duygusunu da alıp götürdü. Şimdi ızdırabı ya başa çıkmamız gereken bir stres durumu ya da ”iyileştirilmesi” gereken bir hastalık olarak algılıyoruz.
Sayfa 116 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bedensel hastalık ruhsal hastalığı öldürecek.
Sayfa 48
Hadisi Şeriflerde : "Bir kimse üstüste üç gece ateşlenirse, anadan doğdugu gün gibi günahlarından çıkar ", "Kulun hastalığı hatalarını giderir. Ateşin altın ve gümüşün kirini gidermesi gibi," "Az yemek az günahtır." "Hastalığınızın günahlar, ilacınızın da istiğfar olduğunu unutmayınız" "Hastalarınızı yiyip içmeye zorlamayın, Allah onları yedirip içirir". buyrulmuştur. Bu hadislerde hata, günah ve hastalık kelimeleri aynı anlamda kullanılmış. Demek ki tedavi olmadan önce hastalığa götüren hataları araştırmak gerekir.
Simsarlığını yaptığım o genç hekimin simsara neye ihtiyacı kalmadı. Neden? Şundan ki, bu hekim milleti arasındaki dayanışma başka hiçbir meslekte yoktur. Başıma geldiğinden iyi bilirim, diyelim kanlı basursun da bir hekime gittin. O hekim seni bir güzel ş'aptıktan sonra gülegüle deyip salıvermez. Arkadaşı olan bir iç hastalıkları hekimine gönderir, İç hastalıkları hekimi, kulak burun boğazcıya gönderir, o sinir hastalıkları hekimine... Sinir hekiminde ne işin mi var? Onlar bulur sana bir iş... Her gittiğin uzman hekim; bir hastalık bulmadan seni salacak değil ya... Hastalık uydurmazlar, gerçekten bulurlar hastalığı; çünkü her insanda her hastalığın tohumu vardır, bunu bulurlar işte... Böylece hiçbir hekim hastasız kalmaz. Bunların bir dayanışması da şudur ki, bir hekime her ne sorsan, anlatır anlatır, sonunda hepsi de şöyle der: “Yine de bir uzman hekime muayene olmanızı salık veririm.”
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
Nietzsche birkaç defa hastalığını babasıyla karşılaştırdı. Bir Lütheryan papazı olan Carl Ludwig Nietzsche hayatı boyunca birkaç defa depresyona girdi. 1846'da ise epilepsi nöbetleri başladı; bu nöbetler uzun süre uzağa bakmak, iletişim kuramamak ve nöbet sonrası unutkanlık ile kendisini gösteriyordu. Aynı zamanda baş dönmesi ve kusmalarla
Sayfa 38 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Burger. “Budama hastalığı” yani. Genellikle sigara içenlerde görülen bir hastalık. Sigaradan vazgeçemediği için bacağından vazgeçecek…
Sayfa 113 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Akupunktür, apandisit , gibi cerrahî vakalardan şeker hastalığı gibi müzmin vakalara kadar hemen bütün hastalık çeşitlerinde geniş bir şekilde kullanılmıştır.
İyi hekim, bedeni bedeniyle iyi etmez. Öyle olsa, kendisinin hiç hastalık çekmemiş sağlam bir bedeni olması gerekirdi. Bence iyi hekim, bedeni kafasıyla iyi eder. Kafası kötüyse ya da kötüleşmişse hastalığı iyi edemez
....kişinin seçtiği ya da tercih ettiği şey hastalık değil, strestir; hastalığı seçen ise işte bu strestir!.
Sayfa 114 - Çeviri: Aysun BabacanKitabı okudu
Reklam
Batılı düşünce, murakabe ve içe bakışı önceleyen Doğu medeniyeti ile tenakuz halindedir. Batı dünyasında kendi gerçek benliğini bulma arayışı, neredeyse Tanrı'yı bulma arayışının yerini aldı. Küresel mutluluk tiranlığı bize ne pahasına olursa olsun mutlu olmamızı emrediyor. Hüzne sahip çıkmak, bu yüzden " insan olmaya sahip çıkmak" demektir. Bize dünyada bir gurbet hissi yaşatan hüznümüzü sevelim, onu hastalık olarak gören ve gösterenlere karşı duralım...
Sayfa 10 - KapıKitabı okudu
Can sıkıntısı hastalığı..
"Bu ne biçim bir hastalık?" "Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez, kurur gider. Ve bu isteksizlik geçici değildir. Hatta giderek artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. Kendinden hoşlanmaz, içi bomboştur, dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz, hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmıştır, kimse onu ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar, ne hayranlık. Ne sevinmesini bilir, ne üzülmesini. Gülmeyi de, ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilir. Artık hiçbir şeyi, hiç kimseyi sevemez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle, nefretle çevresine bakar, tıpkı duman adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna öldüren can sıkıntısı denir."
Tedavi Etme ve Şifa Verme Arasındaki Ayrım
"Tedavi etme hastalığın vücuttan atılmasına yol açar. Şifa, iyi hissetme ya da hasta vücudun iyileşmesi algısına yol açan bir eylemdir. Aslında, bir kişinin hastalığı tedavi edilebilir ancak kişi iyileşmiş hissetmeyebilir ve tersi de doğrudur: Kişi iyileşmiş hissedebilir ama hastalık tedavi edilmemiş olabilir."
Sayfa 408 - NobelKitabı okudu
Bir çocuk hastalığıdır bu, kardeşim, kızamık gibi… Bünyesi güçlü olanlar hafif, zayıf olanlar ağır, hepimiz geçiririz bu hastalığı. Bu hastalık kendimizi bulduğumuz, ama yaşamı ve onun içindeki yerimizi henüz göremediğimiz devrede yakalar bizi. Dünyanın en güzel hıyarı olduğumuzu, herkesin bizi yemek istediğini sanırız. Aradan bir süre geçer, başkalarının göğsündeki ruhun hiç de seninkinden kötü olmadığını görürsün, kendini daha rahat hissedersin. Ve biraz sızlar vicdanın, senin çıngırağın pek küçük olduğu, bayramda sesin duyulmadığı için çan kulesine tırmanırsın, öyle değil mi? Daha sonra koronun içinde senin çıngırağının yalnız kaldığını, eski çanların uğultusunun onu yağa düşmüş bir sinek vızıltısı gibi ezdiğini görürsün. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Sayfa 132 - Can
Cupid Hastalığı
"Tedavi edilmeyi istiyor muyum emin değilim." dedi. "Bunun bir hastalık olduğunu biliyorum ama kendimi çok iyi hissetmemi sağlıyor." Sebebi bir hastalık bile olsa, iyi hissetme hali gerçek olabilir. Böyle çelişkili bir iyilik hali kalıcı bir fayda da sağlayabilir. (...) Burada, tüm alışıldık düşüncelerin tersine çevrilebileceği; hastalığın iyileşme, normalliğin hastalık olabildiği, uyarılmanın kölelik de özgürlük de olabildiği, gerçekliğin makul düşünce ve davranışlarda değil taşkınlıkta yatabildiği garip sularda seyrediyoruz. Cupid ve Dionysos'un diyarı da işte burasıdır.
Sayfa 130Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.