“Kafka yıllardır vejetaryen besleniyordu. Bedeni için yapabileceği her şeyi yapmıştı: alkol almıyor, sigara kullanmıyor, zarar verebilecek her şeyden uzak duruyordu. Birkaç kliniğe yatarak hidrojen ve oksijen tedavisi görmüştü, her lokmayı neredeyse yüz kez çiğniyor, açık pencere önünde jimnastik yapıyor, perhizle yaşıyordu. Ama hastalık yine de musallat olmuştu.
Hastalığını, günlüğünde sorduğu sorunun cevabı olarak değerlendiriyordu: ‘Ben, yaşamaya değer birimiyim?’ Bunun yanıtı, bedenine yazılmış bir karar, ne bulmak ve ne duymak istediği bir kanunun sert bir hatırlatmasıydı adeta. Veremin ortaya çıkması ise son bir uyarıydı. Hayatı yoluna girerse tüberkülozu yenecekti.”