Goffman’ın damgalısının “hikâyesi” aynı zamanda bir trajedidir de; gri alanda kalmanın, tanımlanamaz olmanın trajedisidir. Damgalının hususiyeti “sınıflandırılamaz” oluşudur; “normaller” dünyasına ait değildir ancak bu dünyaya yabancı da değildir. Fiziki açıdan tam olarak sağlıklı değildir ancak hasta da değildir (çünkü hastalık tanımı gereği geçici bir durumdur). Ölü değildir ancak canlılar dünyasına da ait değildir; toplumsal açıdan hem vardır hem yoktur.
"Tıpta," Hastalık yoktur, hasta vardır"deyişi ne kadar doğruysa, eğitimde de "Doğru model yoktur, çocuğa en uygun model vardır" da o kadar doğru bir yaklaşımdır. "
el-Maraz kelimesi Kur’ân’da dört şey için kullanılmıştır:
1. “Hastalık” anlamında kullanılmıştır:
“Hasta olana da zorluk yoktur.” [ el-Feth 48/17]
2. “Kanayan yara” anlamında kullanılmıştır: “Eğer hasta/yaralı ya da seferde iseniz...” [ en-Nisâ 4/43].
3.“Günah/fücur” anlamında kullanılmıştır: “Kalbinde hastalık olan kimse tamaha kapılır.” [ el- Ahzâb 33/32]
4. “Şüphe” anlamında kullanılmıştır: “Kalplerinde bir hastalık vardır.” [ el-Bakara 2/10]
Kendimi on seneye yakın bir müddet uzlet ve halvete adadığımda, sayısız sebeplerden dolayı -bazen mistik zevk vasıtasıyla, bazen mantıksal kanıtlamayla (el-ilmü'l-burhâni), ve bazen de imani kabul vasıtasıyla- bana açık oldu ki, insan bir beden ve bir kalpten (oluşan) bir mahlüktur. Ben kalple, hayvanlar ve ölülerin de sahip olduğu et ve kanı