İnsan, insana üç fırsat verir: Birincisi tanışmaktır. Kapalı kutuyu açmak; kendini, kalbini göstermektir. İkincisi hata yapma fırsatıdır. Kendini sevgiyle ifşa eden herkes karşısındakine hata yapma fırsatı vermiş demektir. Üçüncüsü hata için verilmiş bir fırsattır. Kişi karşıya iki seçenek sunar, ya hatayı düzeltmeli ya da hatayı günaha çevirmeli. Bundan sonra fırsatlar bitmiştir. Hata düzelmişse sevgi, gerçekten de sevgi olur artık. Hata günah olmuşsa, yani hata olmaktan çıkmış ve yanlışa dönüşmüşse bitmiştir. Artık ne fayda, kişiyi hayatından çıkarmak vakti gelmiş ve geçiyordur.
94 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Maceradan maceraya koştuğunuz, her hikayede biraz soluklanma ihtiyacı hissettiğiniz bir kitap, her hikayenin değerli olduğunu unutmayın, sonlar kadar başlangıçlarda önemli. Yazarın hayal dünyası çok zengin. Beslendiği kaynaklar çok çeşitli.Çocuk kalbinin sesini sessiz olursanız duyabilirsiniz. Tık tık Çıt çıt sesi ve yardım çağrısıyla başlıyor
Şarkısını Unutan Kuş
Şarkısını Unutan KuşAbdullah Harmancı · Timaş Yayınları · 202226 okunma
Reklam
Sunuş - Pilar del Rio
Heykel ve Taş Başlığının zihinlerde canlandırdığı imgeye bir unsur daha ekledi ve bu sayede gerek söyledikleri gerekse edebiyat kariyeri daha anlaşılır hale geldi:Heykelden Taşa. … Böylece edebiyat sezgisini daha açık şekilde anlayabilmek mümkün oldu. Neden sezgi diyoruz? Çünkü bu sayfalarda kendini programlanmamış bir yazar olarak tanımlayan Jose Saramago, sistematik bir düşünce sürecinin ardından yazım yaklaşımının değişmiş olduğu sonucuna varmış değildi. Yöntem ve amaçlarına dair bir tanı geliştirmek uğruna, katettiği yolu Loyola’lı Aziz Ignatius kusursuzluk üstüne kurmamış, doğal bir biçim benimsemişti, çalışırken gözlemlediği kadarıyla kaçış noktasının dayatmacılığı yüzünden en merkezdeki fikre odaklanmaktan başka bir şeye fırsat bulamıyordu. Böylece kitapları yalınlaştı, giderek daha ölçülü hale geldi, ama bir yandan da, söylediklerine açıklık getirebilmek için, görünenler kadar biçimlerin kıvrımlarında, saklanları da aktarmak gerektiğine inandığı zamanlardan kalma güzelliğini kaybetmedi. Torino’da duyumsadığı sezginin ardından anladı ki asıl ilgisini çeken, taşın içini betimlemekti, böylece büyük sorular sorabileceğine, hata belki bu soruların yanıtlarını ifşa edebileceğine emindi. Ölmeden aylar önce Jose Saramago Kabil’i yazdı, safi kurmacadan meydana gelen düz bir çizgi halinde akan bu müthiş roman, İnci’nin metnindeki görüşleri irdeliyor, bunları dile getirirken hiçbir boşluk bırakmayacak denli iddialı bir tavır takıyordu. Bu kitabın sonu, Jose Saramago’nun yazarlık kariyerinin de sonu olarak görülebilir: “Hikaye bitti, anlatacak başka bir şey olmayacak.”
Sayfa 11 - Kırmızı Kedi Yayınevi
İlim öğrenen bir kimse vefat ettiğinde..
Hz. Ali (r.anh) diyor ki: İlminden istifade ettiğin âlimin senin üzerindeki haklarından bazıları şunlardır: Kendisine çok ve zor soru yöneltmeyeceksin. Cevap vermek istemediğinde, onu illaki cevaba zorlamayacaksın. Çekingenlik gösterdiği zaman, öğrenmek için elbisesine yapışıp ısrar etmeyeceksin. El ve göz işaretleri yapmayacaksın. Bir mecliste, kendisine soru sormayacaksın. Hata etse dahi, hatasını arzulamayacaksin; böyle durumlarda sabır gösterip hatasından dönmesini bekleyeceksin. Ona, "Falan senin tam aksini söylüyor!" demeyeceksin. Sırrını ifşa etmeyeceksin. Yanında kimseyi çekiştirmeyeceksin, huzurunda ve gıyabında daima onu savunacaksın. Bulunduğu bir meclise girdiğinde, cemaati umumî olarak; onu ise özel olarak selamlayacaksın. Önünde oturacaksın, bir ihtiyacı belirdiğinde herkesten önce onun hizmetine sen koşacaksın. Uzun sohbetletinden usanmayacaksın! Çünkü âlim, meyveli bir hurma ağacı gibidir; ağaçtan hurmanın düşmesini beklediğin gibi, âlimin, yararlanacağın bir sözü söyleyeceği zamanı sabırla bekleyeceksin! Zira âlim, oruçlu olarak Allah yolunda savaşan bir mücahit gibidir. Bir âlim öldüğünde İslâm kalesinde, kıyamete kadar onarılması imkânsız bir gedik açılır. İlim öğrenen bir kimse vefat ettiğinde, cenazesine semadaki mukarreb meleklerden yetmiş bin melek iştirak eder.
Sayfa 311Kitabı okudu
İzmir’de yaşanan vahşice cinayet sadece iyi niyetli abimizi öldürmedi insanların güven duygusunuda öldürdü! Bu olay yine şu kıssa’yı hatırlattı bana… Yolculuğunda devesi çalınan bir çöl insanının ibretlik hikâyesini istifadenize sunuyorum. Sıcak bir yaz günüydü. Devesinin üzerine binmiş, ıssız çöllerde yolculuk yapmakta olan bir bedevi,
"Narsistik manipülasyon uygulayan kişilerin bir diğer yaygın özellikleri karşıt görüşe veya eleştiriye tahammül edememeleridir. Onaylanmamaya aşırı duyarlı olup, bu gibi durumlara öfkeyle yanıt verirler. Ancak bu da kural değildir şöyle ki, mevcut durum eleştiri karşısında susmayı gerektiriyorsa, anlık çıkarları için uyum sağlamak daha
Reklam
Kim suçlu Devlet mi? Toplumun kendisi mi? (Rad 11)
Niyetler karşılıklı mıdır? Şikayet etmek, şikayetçi olmak acizliktir acziyettir. Yaşadığımız günlerle hile yapan hırsızlık yapan namussuzluk alçaklık hainlik yapan toplumun ve insanın kendisi olmasına rağmen, devletten beklentisi ve devlete olan şikayeti bunları düzeltmesi yönündedir. Devleti duyarsızlıkla, suçlulara yeterince ceza vermemekle
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Ribat her geçen gün dervişlerle dolup taşmaktaydı. Derviş, manevi yolun kapısında, eşikte olan kişiydi. Henüz hiçbir mer tebe kat etmemiş; yola gelmiş, ama yol almamış, manevi âlemler icin destur demiş, ama manevi makam kesbetmemiş "Ben dervişim!" diyenlere dervişte olması gerekenleri ün eyledim. Fikri cevvaldir. Zikri cevherdir.
Sayfa 263Kitabı okudu
Güzel Ahlâklı Arkadaş
Bir Müslümanın, arkadaşlık yapacağı kişide arayacağı vasıflardan birisi onun güzel ahlâklı olmasıdır. Zira kötü ahlâklı kimsenin arkadaşlığında hayır yoktur; o, kendi menfaati mevzubahis olduğunda veya öfkelendiğinde nefsine hâkim olamaz, hevâsının peşinden gider. Muhaddis Alkame el-Utâridî (rah.), vefatı yaklaştığı zaman oğluna, güzel ahlâklı kimselerle arkadaş olmasına dair şöyle nasihatte bulunmuştur: • “Yavrucuğum, arkadaşlık yapacağın kişide şu meziyetlerin olmasına dikkat et: • Kendisiyle sohbet ettiğinde sohbetiyle (ve ilmiyle) seni süsler, sana fazilet kazandırır. • Bir ihtiyaç veya sıkıntı içine düştüğün zaman senin ihtiyacını karşılar. • Hayırlı bir işi yapmak için elini uzattığın zaman o da sana yardım elini uzatır, o hayırlı işte sana destek olur. • Senden iyilik gördüğü zaman -az bile olsa- onu kabul eder, bir kötülük gördüğü zaman ise onu gizler. • Bir ihtiyacını istediğinde sana verir, sen ihtiyacını isteyemediğinde seninle konuşur, başına bir iş geldiği zaman sana yardım eder. • Doğru bir söz söylediğinde seni tasdik eder, bir iş havale ettiğinde o işi yerine getirir.” Hikmet ehli bir zât şöyle demiştir: Sırrını ifşa etmeyen, ayıbını örten, darlıkta seninle beraber olup bollukta da seni kendine tercih eden, iyiliklerini anlatıp hata ve kusurlarını gizleyen kimse ile arkadaş ol.
Reklam
Güzel Ahlâklı Arkadaş
Bir Müslümanın, arkadaşlık yapacağı kişide arayacağı vasıflardan birisi onun güzel ahlâklı olmasıdır. Zira kötü ahlâklı kimsenin arkadaşlığında hayır yoktur; o, kendi menfaati mevzubahis olduğunda veya öfkelendiğinde nefsine hâkim olamaz, hevâsının peşinden gider. Muhaddis Alkame el-Utâridî (rah.), vefatı yaklaştığı zaman oğluna, güzel ahlâklı kimselerle arkadaş olmasına dair şöyle nasihatte bulunmuştur: • “Yavrucuğum, arkadaşlık yapacağın kişide şu meziyetlerin olmasına dikkat et: • Kendisiyle sohbet ettiğinde sohbetiyle (ve ilmiyle) seni süsler, sana fazilet kazandırır. • Bir ihtiyaç veya sıkıntı içine düştüğün zaman senin ihtiyacını karşılar. • Hayırlı bir işi yapmak için elini uzattığın zaman o da sana yardım elini uzatır, o hayırlı işte sana destek olur. • Senden iyilik gördüğü zaman -az bile olsa- onu kabul eder, bir kötülük gördüğü zaman ise onu gizler. • Bir ihtiyacını istediğinde sana verir, sen ihtiyacını isteyemediğinde seninle konuşur, başına bir iş geldiği zaman sana yardım eder. • Doğru bir söz söylediğinde seni tasdik eder, bir iş havale ettiğinde o işi yerine getirir.” Hikmet ehli bir zât şöyle demiştir: Sırrını ifşa etmeyen, ayıbını örten, darlıkta seninle beraber olup bollukta da seni kendine tercih eden, iyiliklerini anlatıp hata ve kusurlarını gizleyen kimse ile arkadaş ol.
464 syf.
4/10 puan verdi
Tozpembe Hayaller Kuran Bülbül
Bir yanlışı çok kişinin yapması onu doğru kılmaz Mümin kişi ne yaşarsa yaşasın asla yılmaz. **** Özgürlük her türlü edepsizliği hoş görmek değil Yoga, meditasyon yapacağına secde et, Hakkın önünde eğil ***** Renkleri görünce anlamalıydım kapakta pembe, kırmızı mor, eşcinselliğe ettiğini işaret! Etmez misin topluma örnek diye gösterilenlerin
Düşle, İnan, Yaşa
Düşle, İnan, YaşaCan Aydoğmuş · İndigo Yayınları · 2020408 okunma
_Vatanınız, anneniz gibidir. Her kim vatanınızı aşağılıyorsa, hem size, hem annenize hem de atalarınıza düşmandır ve o her kim olursa olsun çekinmeden suratına bir yumruk indirin ve o kansızlarla mücadele edin. _Oyun başlasın! _Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya. _Gelecek ya bizim olacak ya da ortada gelecek diye bir şey
8.34-41) Düşünülebilen (kavranabilen) şey ve odur düşüncesi, aynıdır çünkü bu olmadan, yani içinde ifade edildiği (veya ifşa edildiği) şey (yani dayanılan veya ilgili olunan şey) olmadan, düşünceyi bulamazsın. Hiçbir şey, olandan ayrı olarak mevcut değildir veya mevcut olamaz, zira kader onu bütün olarak ve hareket etmeyecek bir şekilde
_Her seçiş bir vazgeçiştir. _Sonunda kendim olabilmek için, değişiyorum. _Ezilenler arasında din adamı yoktur. Din adamları, ezen sınıfların asalaklarıdır. _Oy verdiğiniz hükümet soykırım işlerken siz kurban değilseniz, o zaman kesinlikle işkencecisiniz. _Hepsi birden aynı şeyi düşünmeye neden bu kadar önem veriyorlar. _Düşünmek için zaman
Resim