Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hata denen şey yoktur ki zaten... İyi anlayın! Farz ediniz ki hakikaten bir yanlış yaptınız! Oradan yürürüz ve doğruya çıkarız. Hata denen şey, tashih etmek budalalığında bulunanlar için mevcuttur. Bizim için değil.. Biz onun varlığını kabul ettiğimiz andan itibaren her türlü hatanın üstündeyiz.
Sayfa 345Kitabı okudu
Hata denen şey yoktur ki zaten... İyi anlayın! Farz ediniz ki hakikaten yanlış yaptınız! Oradan yürürüz ve doğruya çıkarız. Hata denen şey tashih etmek budalalığında bulunanlar için mevcuttur. Bizim için değil... Biz onun varlığını kabul ettiğimiz andan itibaren her türlü hatanın üstündeyiz.
Sayfa 259
Reklam
-"bugün burada hepimiz sevginin gücüyle buluştuk. Manevi yolculuğumuza neşe içinde devam edelim, ne olur." -"Semantik bir hata yaptınız, efendim. Sevginin bir gücü yoktur çünkü ancak sakınmadan, serbestçe ve isteyerek verilebilir."
Hatâ denen şey yoktur ki zaten... İyi anlayın! Farz ediniz ki hakikaten bir yanlış yaptınız! Oradan yürürüz ve doğruya çıkarız. Hata denen şey tashih etme budalalığında bulunanlar için mevcuttur. Bizim için değil... Biz onun varlığını kabul ettiğimiz andan itibaren her türlü hatanın üzerindeyiz. Hayır, Hayri Bey, hayır, yanlış yoktur ve olmaz da. Bütün mesele bir vaziyeti iyi hazırlamaktır. Ve insana itimattır.
Sayfa 345Kitabı okudu
"- Amma bir yanlış yapabilirdim, her şey berbat olurdu. Bir kahkaha savurdu. -Yapsanız ne çıkardı? Hata denen şey yoktur ki zaten... İyi anlayın! Farz ediniz ki hakikaten bir yanlış yaptınız! Oradan yürürüz ve doğruya çıkarız. Hata denen şey, tashih etmek budalalığında bulunanlar için mevcuttur. Bizim için değil... Biz onun varlığını kabul ettiğimiz andan itibaren her türlü hatanın üstündeyiz. Hayır, Hayri Bey, hayır, yanlış yoktur ve olmaz da..."
Sayfa 345
"Hata denen şey yoktur ki zaten... İyi anlayın! Farz ediniz ki hakikaten yanlış yaptınız! Oradan yürürüz ve doğruya çıkarız. Hata denen şey, tashih etmek budalalığında bulunanlar için mevcuttur. Bizim için değil... Biz onun varlığını kabul ettiğimiz andan itibaren her türlü hatanın üstündeyiz. Hayır, Hayri Bey, hayır, yanlış yoktur ve olmaz da."
Sayfa 345 - Dergah YayıneviKitabı okudu
Reklam
Aralık 1918 (6 Kânunuevvel 1334) Cuma. Hava kapalı ve soğuk. Selamlığa davet olundum. Namazdan sonra da huzuru şahaneye kabul olundum. Fevkalâde iltifat buyurdular. “Şâyân-ı itimat ve muhtelif yerlerden sizi sordum. Pek mert ve her veçhile şâyân-ı itimat bir kumandanım olduğunuzu anladım. Mevcudiyetinle iftihar ederim. Cenab-ı Hak milletime bağışlasın” buyurdular. Cevaben, “İltifat-ı şahaneleri ebedi bir hiss-i minnetle medar-ı fahrımdır. Bulunduğum cephelerde kumanda ettiğim kıtalarla Türklüğün namını düşürmedim (Sulh takarrür etmeden genç kumandanları iş başından almayınız. Benim Şark’tan alınmaklığım büyük hata oldu, beni hemen iade buyurunuz). Fakat vatanımızın bu son darbeden kurtulmasına çalışabilecek bir mevkide bulunamadığımdan meyusum” dedim. Sözümü keserek “Manen müsterih olunuz, çünkü pek uzaklarda idiniz ve vazifenizi lâzımı gibi yaptınız” buyurdular. Dedim: “Şevket-meâbım milletimiz başlarında sevgili hakanıyla inşallah kurtulacaktır. Türklük ölmeyecek ve öldürülemeyecektir. Tarihimizde bugünkü gibi tehlikeler çoktur. Azimkâr padişahlarımızın namuskâr evlatları ile yekvücut olmasıyla hepsi bertaraf olmuştur”. Cevaben, “Sizin gibi genç, mert ve şâyân-ı itimat kumandanlara malik olan bir millet elbette zeval bulmaz. Berhudar ol! Sizin gibi bir kumandana malik olmakla ben ve milletim iftihar eder” buyurdular ve gayet samimi elimi kuvvetlice ve uzun müddet sıktılar. Arz-ı şükranla ayrıldım.
Sayfa 1225Kitabı okudu
Nisa, 79’da bize diyor ki: Başınıza durup dururken bir kötülük geldiğinde “Yahu şimdi bu nereden çıktı?!” diye düşünürseniz, dönün, geri bakın. Allah hiç kimseye zulmetmez. Siz bir hata yaptınız, bir şeyi yanlış yaptınız, onun için bu geldi başınıza.
Sayfa 88
344 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.