"Sabaha karşı Beyrut göründü."
diye başladı sürgünümüz Yüzbaşı emeklisi Hilmi Bey'in romanı. Öyküyü baştan az çok bildiğim için şöyle düşündüm: "Keşke Beyrut gibi deniz kenarı ve hareketli bir kent yerine sakin bir iç şehre sürülseymişsin Hilmi Bey. Şimdi aklına hep İstanbul gelecek." Nitekim çok geçmeden Hilmi Bey beni
Ermenistan: "Doğu ve Güneydoğu Anadolu, işgal edilmiş Ermeni toprağıdır!" iddiasından vazgeçmiş değil. İsrail: "Fırat'tan Nil'e kadar uzanan topraklar, Tevrat'la bize verilmiştir! sevdasında. Gözümüz Kör değil görüyoruz: Suriye, Hatay'dan Hakkari'ye kadar olan topraklarımızı kendi Milli sınırları içerisinde gösteriyor. Yunanistan megalo ideası dolayısıyla, Anadolu'yu yeniden Anatolia yapma gayretinde. Rusya, deli Petro dan beri hem Doğu Anadolu'muzu hem boğazlarımızı ele geçirmek istiyor. Bir de, 1071 Malazgirt zaferimizden sonra batılı dostlarımızın, kat'iyyen vazgeçmediklri ŞARK MESELELERİ var. Şark Meselesi, bizi bütün Anadolu topraklarından söküp atmaktır. Pakistan dışında hiçbir İslam ülkesi yanımızda değil. Aksine hepsi Hristiyan Batı ile kol kola,koyun koyuna.
Türkiye Cumhuriyeti çok haklı olduğu Hatay davasını ortaya atarken bunun bütün sonuçlarını düşünmemiş olduğunu kim iddia edebilir? Dava uluslararası olmuştur. Davasında haklı olan Türkiye'dir. Artık dinlenecek sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir. Türk'ün sözü, Türk'ün haklı ve yerinde sözü Türk'ün kendisidir. Ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir.
Yazılmasının üzerinden 27 yıl geçmiş bir kitap ama halen etkisini ve güzelliğini devam ettiren bir kitap da. Tabii bunun iki sebebi var. Birincisi anlattığı adam, ikincisi ise anlatan adam.
Fikirlerine katılıp katılmamak ayrı mevzu ama Can Dündar, öyle sözde mözde değil gerçekten de iyi bir gazetecidir. En iyi tarafı ise belgeselciliğidir.
Sarı Zeybek'te bence bugünlerde daha da özlemle andığımız ve anlamaya çalıştığımız Atatürk'ün son 300 günü var. Karizmatik lider modelinin etrafındakilerin nasıl bir yanlışa sürüklendiklerini görüyoruz burada. Doktorları bile alkol mevzuunda doğru teşhis koysalar da söyleyemez durumdalarmış. Oysa ki o istediği an, gerçekten de alkolü bırakabilecek bir iradeye sahipmiş. Gördük. Bırakmış lakin epeyce geç kalmış. Tabii bir de Hatay meselesi için çıktığı Güney seyahati adeta ölüme yürümek anlamına gelmiş.
Maalesef o yalnız ve anlaşılamayan büyük adamı 57 yaş gibi genç bir yaşta yitirdik. Sarı Zeybek bir kez daha üzülmemizi sağlayabilecek kadar iyi bir belgesel kitap. Okunmalı...
Sarı ZeybekCan Dündar · Can Yayınları · 20151,794 okunma