Çünkü insan bir kere bildi mi bir daha bilmemezlik edemez. Einstein der ki; "Beyin yeni bir düşünce düzeyine ulaşınca, bir daha eski boyutuna dönmüyor." Ali Semerkandi ise bunu şöyle ifade eder. "Marifet çiçeği bir kere açtı mı solmaz."
İnsanlık hûrisi Fâtıma (radıyalahü anhâ), mübarek annesinin elini, yüzünü öpüyor, gözyaşları içinde yaralı bir ceylân misâli inliyordu:
- Ey annelerin sultanı! Biz sensiz ne olacağız? Gündüzlerimiz yerlerini gecelere bırakacak ve bu acı hiçbir zaman dinmeyecektir!...
İsmet ve iffet mâdeni Hazret-i Hatice hararetten kuruyan dudaklarını zorlukla oynatabildi ve dedi:
- Ey benim işve fidanım, ey hayat ağacımın solmaz çiçeği! Ben arkamda senin gibi bir kız bırakarak gidiyorum. Gözlerim açık gitmeyecek. Çünkü sen Kıyâmet’e kadar hürmetle yâd edileceksin ve benim nâmmı yaşatacaksın...
Fâtıma gözyaşlarının selinde boğulacak gibi olmuştu. Annesine cevap veremedi. Ona iyice sokuldu ve öylece kalakaldı.