Şimdi bile, üzerinden bunca yıl geçtiği halde bu hatıraları anmakla epey kötü oluyorum. Gerçi nice kötü hatıram var ama… bu “Notlar"a burada mı son vermeli acaba? Sanırım bunları yazmakla hata ettim zaten. Daha doğrusu, bu hikâyeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir köşeye
Şimdi bile, üzerinden bunca yıl geçtiği halde bu hatıraları anmakla epey kötü oluyorum. Gerçi nice kötü hatıram var ama... bu "Notlar"a burada mı son vermeli acaba? Sanırım bunları yazmakla hata ettim zaten. Daha doğrusu, bu hikâyeyi yazarken yeterince utandım: Yani bu, edebi bir eserden ziyade günahlarımın kefaretini ödemek oldu. Bir
Resulullah (sav) çanakalede askerleri yalnız bırakmayıp yardım etmesi ;
Yüreklerin dayanılmaz iştiyakla yerinden söküldüğü bir anda aklıma Efendimiz (sav) ile ilgili anlatılan şu hatıra geldi.
Osmanlı son dönem alimlerinden olan alasonyalı Cemal öğüt hacca gider o günlerde hacca gitmenin birçok zorluğu olmasına rağmen bütün engelleri aşıp efendimize ulaşır yıl 1928'de yani Çanakkale Zaferi'nin üzerinden Tam 13 yıl
Mahkum: Niyetiniz iyilik yapmaksa, şu sağ elimi bir saniye çözseniz yeter. Kramp girdi. (Çavuş işaret eder. Mahkum kolunu gerer, Kızıl Cephe selamı verir, bir askerin çenesine var gücüyle yumruğunu indirir) Al sana hatıram olsun!
Yine yüreğim sızladı.
Rüzgara anlattım her şeyi.
Alsın, uyurken kulağına fısıldasın.
Olur ya ilmek ilmek dokunur kalbine adım.
Seversin
Dayanamadım,
Bulutlara yazdım adını
Hece hece de okuttum her güvercine
Haykırsınlar seni her şehirde.
Kırkikindi yağmuru ol, yağ yüreğime.
Yağ ki
Yeşersin, resmin gözlerimde.
19-05-18