Merhaba değerli okurlar,
Yeni kitabımın heyecanını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Arka Kapak Yazısından…
“Mavinin her tonuna razıyım da sen tonu bir başka oluyor.”
Oğuz Yılmaz, bu eserinde II. Yeni ve Garipçilerin şiir anlayışını sentezleyen, somuttan başlayıp soyut âlemin derinlerine doğru yelken açan bir şiir evreni kurgulamıştır.
“Oysaki
Besmele-Hamdele-Salvele..
Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim.
***
Ey şair! Şimdi çağın icbarına ses ver.. Komşun duvarında istinad olmuş gibi komşundur şu hayat. Hapsetsen kendini söyle ne çıkar? Bir bardak yetişir de sana ihtarını infaz eder; "daya
Dedi ya mecruhun biri :
"Bir yol derdinde eskidim, yolda bile değil.." Ne kadar haklı bir itiraf.Biz de pay çıkardık kendimize ziyadesiyle..Ben alışamadım..
Senin hatırın için dikenleri çıkarıp devam ettim, kanatsa da acıtsa da yalnız senin yanımda olduğunu hissetmek hafifletti..
Söylesin hakikâti bilen biri! Nasıl öğrenilir yaşamak?Gidenler şuan kalanlara ne söylerdi ?
Şiirin bile iyileştiremediği şair. Celan hermetik şiirleriyle ünlüdür. Celan’ı, hatta şiirlerini çözebilmek için; diğer çalışmalarını, yaşadığı dönemin siyasi ve toplumsal gelişmelerini bilmek hatta hakim olmak gerekir. Zıt kavramlardan yola çıkan büyüleyici şiirler yazar, çarpıcı imgeler kullanır şiirlerinde… celan’nın şiirlerinin neredeyse
''bir merdiven oluyorum böyle susunca
neresinden düşsem kendimin, uçurum
yeni hastalıklar öğreniyor bedenim ve zona
şaşıyorum, değiştirmiyor beni yazgım.
yürüyen bir telafi gibiyim,
insan geçmişi erteleyemez, ya gelmemişsem oradan
sonu getirilmeyen tekerlemenin ortasında yalnız
bu savaşta ne miğfer ne kalkan,
beni nereden vuralım?
öpülmeyen alnı vuralım, bulunmayan damarı,
görüşürüz derken görüşmeyeceğini bilmeyi,
bir yüzüğün izini, gırtlaktan taşan çizgiyi,
sevmediğimiz şeylere dönüşmeyi vuralım.
düşelim ve mucizesizlik yaşasın,
bir hatırın boşluğunu doldurmak için sanatlar bulalım.
oysa kaçmak ve teslim olmak çok yakın,
istesem kendimi tutuklarım.
-iyi bilirdik, beni nereden vuralım?''